Uyandıklarında ormanı ortadan ikiye bir el bölmüştü sanki. Koskocaman bir açıklık oluşmuştu. Ayaküstü edilen bir kahvaltının ardından toparlanıp yola çıktılar. Sars Kralı Kemun Büyülü Orman da kazandıkları bu avantaja çok sevinmişti. Ancak Komutan Layris gece gördüğü rüyanın etkisiyle bir şeylerin ters gideceğini düşünüyordu. Rüyasını tek kişiye anlatabilirdi, bu yüzden hızlı adımlarla Kemun'un yanına yaklaştı. Kemun Layris'in gözünden endişelerini hissetti. Hemen konuya girerek ;
- "Komutan anlat bana gördüklerini, belki de endişelendiğin gibi değildir" dedi.
- "Kemun, rüyamda ormanın ortasına gelmiştik ki bir karantu zincirlere bağlanmış halde bir tepenin üstündeydi. Yardım için yalvarıyordu. Onu bağlayanlar yine kendi ırkları olan Karantulardı. Sebepleri ise bizi onlara karşı savunması ve Ruhanilere katılmak istemesiydi. Onun niyetinin doğru olduğunu iliklerime kadar hissediyordum. Yardım etmek istiyordum ama onunla aramızda beliren bir iblis kadın bunu engelliyordu. Şeytan Lucifer'ın karısı olduğunu düşündüğüm bu kadın, bir anda İris adında bir tanıdığımızı yer altından çıkartıyor ve Lucifer'ı çağırmaya çalışıyordu. Ormanda yaşayan canlılara bile musallat olan zebaniler yolluyordu. Çok güçlüydü Kemun. Gerçekten başa çıkamayacağımızı düşündüm. Bu bir rüya değil öngörüydü biliyorum. Endişeleniyorum"
- "Layris soğukkanlı olmalıyız. Artık neredeyse sona yaklaşıyoruz. İstesek de vazgeçemeyiz. Öngöründe gördüğün kadın Lilith. Lucifer'ın gerçekten de karısı. Ancak İris denen kadınla bağlantıları var gibi duruyor. Muhtemelen Vonterlar ve Karantular Büyülü ormanda kazandığımız avantajı fark ettiler. Bu yüzden bu ormandan çıkmamızı istemiyorlar. Ne olursa olsun o esir Karantuyu kurtarmalıyız. Onda savaşa dair stratejik bilgiler olduğunu düşünüyorum. Onun bize geleceğini bildiklerinden, ona bekçi olarak Lilith'i bırakmış Lucifer. İris de muhtemel bir hain öyle değil mi?"
- "Evet şu an ülkemde zindanda. Daha önce de Lucifer ile benim topraklarımda iletişim kurdu. Ama Vonterlara ne gibi bir faydası olabilir bu durumun?"
- "Hemen söyleyeyim. Lucifer ve Lilith kötülüğün başı biliyorsun. Cehennemin kırmızı ateşi ile beslenirler. Karantular da onların soyundan olduğundan aynı kırmızı ateş ışığını kullanırlar. Onları mavi ateş dışında hiçbir şey öldürmez. İris'in mavi ateşi kullandığına dair bazı düşünceleri var. Bu efsane çok eski;
- Trian topraklarından bir kız,
- Safkan Trianlı olmayan,
- Tutacak avuçlarında mavi ateşi,
- Burnu bile kanamadan,
- "Bu safkan olmayan kızı İris sanıyorlar. Lucifer onu öldürecek tek şeye sahip kızı avuçlarında ve kontrol altında tutmak istediğinden onunla iletişim kuruyor. Vonterlar ise Karantuların en büyük gücünün Lucifer olduğunu biliyor. Onunla Karantular'dan yeni, acımasız bir zebani ordusu yaratabilir. Tüm senaryo bu anladın mı Layris"
- "Kemun diyorsun ki tüm sorular çözüldü. Ancak o Karantuyu kurtarırsak bize İris'in tutulduğu yer hakkında bilgi verecektir. Henüz bana haber gelmediğine göre İris hala benim topraklarımda değil mi?"
- "Hayır Layris. Bir yanılsama yaratarak İris görüntüsünde birini kendi yerine bırakmış. İris kendi onlara gitmiş. Kaçmış yani" Bunu duyan Layris'in ağzından istemsizce bir kelime döküldü;
- "Kahretsin!!!"
Saatlerce ilerlediler. Akşam olmak üzereydi. Büyülü ormanın lideri onlara ilk kamp alanında katılacağını söylemiş ve tarif vermişti. Bu yüzden dinlenmeden ilerlediler ki karanlık çökmeden kamp alanına varabilsinler. Sonunda alana vardıklarında onları bekleyen şeyden hoşlanmasalar da nezaketen tanıştılar ve teşekkür ettiler. O da kalabalık gelmişti. Eğer böyle bir anlaşma olmasaydı bu canavarlarla tek tek dövüşmek zorunda kalacaklarını bildiklerinden bir kez daha şükrettiler. Layris en kısa zamanda Büyülü orman lideri Dark ile baş başa kalıp konuşmak istiyordu. Rüyasında gördüğü yere ne kadar kaldığını o zaman öğrenebilirdi. Nihayet yemek faslı bitince kenara çekilen Dark'ın yanına oturdu müsaade isteyerek;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ DÜNYA - IRKLAR SAVAŞI (TAMAMLANDI)
FantasíaKıyamet günü, çok istedikleri cennete ebedi girmeleri gerekti. Ama bir terslik oldu. Ne cennet kaldı ne cehennem! Tanrı, tüm yarattıklarından vaz mı geçmişti ? O günden sonra tüm yargılar yok oldu. Günah da yoktu , sevap da... Cehennem mi kalmıştı k...