Başını yasladığın duvar
Geçmemiş bir evvelin yosunları
Öyle ıslaklar, öyle yalnızlar
Gözümün yaşı, kalbin aynası.
Sevgimin gölgesinde
Sen sevgilinle beraber
Aşkı tartıştığın yerde
Ben olurum derbeder.
Başını yasladığın duvar
Kara kara düşündüğüm bir gece
Kapılar arkandan ağlar;
Ellerimi tutmadın diye.
Ben miyim sende yanan,
Küllerim sigaran sanarsın?
Aşk meşk hepsi yalan,
Sen bunlara mı kanarsın?
Başını yasladığın duvar
Bana kalan son hatıra
Aklımda bir saat çalar:
"Ağlama boşa, bahtın kara."
Günlerce "keşke" diye diye
Boşlukla arkadaş oldum
Yarattığın zelzelede
Kendime yoldaş oldum.
Başını yasladığın duvar
Ruhumun bir krokisi
Gül ki durmadan kanar
Düşenler solumun dikenleri.
Geceyi gündüze bağlayana kadar
Sen beni çoktan unutmuşsun
Oysa gönlüme attığın iki zar
Baktım ki tahta kurulmuşsun.
Başını yasladığın duvar
Kaybettiğim ilk savaş değil
Sen ufuklara yelken açar
Ben sadece "Yol ver, çekil!"
Güneşi sensiz batırırken
Düşünmezdim ay doğacak
Yine de ışığı sen varken
Oldukça sönük kalacak.
Başını yasladığın duvar
Sana yazdığım onlarca şiir
Hepsi olmuş koca bir tomar
Atarım çöpe olurlar kir.
Başını yasladığın duvar
Geçmemiş bir evvelin yosunları
Öyle ıslaklar, öyle yalnızlar
Gözümün yaşı, kalbin aynası.
not: nedense satırların araları ayrık kaldı böyle, kafayı yiyeceğim gerçekten. neyse, bunu yazarken aklımda opia yoktu. kime yazdığımı ben de bilmiyorum. içimden geldi gibi.
