Jenna'ya söylediğim teklif onu kaskatı kesti. Sanırım bunu kabul etmeyecek. Onu zaten zorlamak istemiyorum. Yeterince zarar vermiştim.
''Tamam geliyorum.'' İşte bunu beklemiyordum.
''S-Sen ciddi misin?''
''Sonuçta bu tüm dünyayı ilgilendiriyor benimde katkıda bulunmam lazım. Ayrıca kendimi denemek istiyorum.''dediğinde ona sıkıca sarıldım.
''Sen harikasın.''
''Evet galiba öyleyim.'' diyerek güldü.
''Peki Ally ne olacak?''
''Onu anneme bırakırız merak etme.''
''O zaman bir an önce yola çıkalım. Yalnız gitmeden önce bir büyü yapmalıyız. Annenin yanında konuşursa kadın kalp krizi geçirebilir.'' Kahkahalarla gülerken iksiri hazırladık ve Ally'e içirdim.
***
Ormanın çıkışına ulaştığımızda Halton ve Jack ile karşılaştım. Yanlarında da sürüce Zargon vardı. Elime asayı alıp önce Zargon'ları gönderdim. Onlar gidince sadece ben, Halton, Jack ve Jenna kalmıştık.
''Şimdi biz gidiyoruz.''dediğimde hepsi gözünü sıkıca kapattı. Bende asayı havaya kaldırıp bizi göndermeye çalıştım. Bu nasıl olur asa çalışmadı. birkaç kez denedim ama yine de başarılı olamadım. Uzun bir süre olduğu için hepsi gözlerini açtı. En sonunda Jack lafa girdi.
''Ne oldu?''
''Asa çalışmıyor.''dedim ve Halton alayla lafa girdi.
''Ne oldu sihri mi bitti?''dediğinde sinirlerimi bozmuştu. Ne hakla böyle söyler?.
''Dalga geçme bu çok ciddi.''deyip asayı denemeye çalıştım. Uzun bir süredir deniyordum ama bir türlü olmuyor. Jenna durumumu fark edince lafa girdi.
''Bella belli ki asa ile ilgili bir sorun var. En iyisi sorunu çözene kadar şehirde kalalım.''
''Zamanımız yok. Lady'i o pisliklerin elinden kurtarmalıyım.''dedim ve bu sefer Jack bana karşı çıktı.
''Bella, Jenna haklı şimdilik elimizden bir şey gelmez en iyisi biraz dinlenmek.''
''Ama--'' dediğimde bu seferde de Halton bana karşı çıktı. Hepsi birden üstüme geliyordu.
''Bella, sevgilim lütfen inat etme.''dediğinde çaresizce olumlu anlamda başımı salladım.
***
Eve geldiğimizde ben sıkıntılı düşüncelerle koltukta oturuyordum. Halton ise yukarıda Ally ile oynuyordu. Bende kızımı çok özlemiştim ama kafam çok karışık. Zaten boşuna iksir içirdiğim için sinirlerim bozulmuştu. Öncelikle dünyayı kurtarmak bana bağlı, diğeri ise kocamın geçmişte hamile bıraktığı en iyi arkadaşım ve hepsinden önemlisi bana yıllardır annem gibi bakan Lady onların elinde tutsak. Bu gerçekten çok büyük bir işkence. Güçlü olmalı ve bir şekilde sevdiğim insanları kurtarmam gerekiyordu.
Çok geçmeden merdivenden gelen ayak sesleriyle irkildi.Ben öylece koltukta otururken Halton yanıma gelip oturdu. Elimi tuttuğunda,elimi ondan çektim.Kaşlarını çatınca konuşmaya başladı.
''Ne oluyor Bella? Senin neyin var?''
''Bilmem kendimi sürtük gibi hissetmeye başladım bir an.'' dedim ve kafamı çevirdim.
''Bella bu konuyu kapattığımızı sanmıştım.''
''Kapattığımızı mı sanmıştın? Halton sence bu çocuk oyuncağımı? Önce arkadaşımı hamile bırakıyorsun sonra hiç bir şey olmamış gibi gelip elimi mi tutuyorsun?''
''Bella geçmişte yapılan bir hata neden uzatıyorsun?''
''Çünkü en iyi arkadaşımı kaybettim.'' Aslında Halton sevgilim olduğu için onu yine kaybedecektim.
''Bence iyi olmuş baksana kötülerin tarafında. Ayrıca o arkadaşın olsaydı ben olmazdım.''
''Yine de onu hamile bırakırken daha sorumlu davranmalıydın.'' Bu insanlar için çok zor bir durum olmalıydı.
''Ne yani şimdi onunla barışmak mı istiyorsun?''
''Tabii ki de hayır, ondan nefret ediyorum''
''Eee o zaman?''
''Sadece seni kıskanıyorum.''dediğimde gülümseyerek gözlerini büyüttü.
''Ne?''
''Bu doğru yani bunca zaman sonra karşılaşmanız--'' Sözümü kesen yumuşak ve pembemsi dudakları. O kadar yumuşaktı ki karşılık vermemek elimde değil. En sonunda birbirimizden ayrıldığımızda nefes nefese kalmıştık.
''Seni seviyorum.''
''Bende seni.''deyip ona sıkıca sarıldım. Yanımıza gelen minik ayak sesleriyle gözlerimi açtım. Ally orada gülerken bize bakıyordu. Halton ayağı kalkıp onu kucağına alıp döndürmeye başladı.
''Hadi koca bebek gidip biraz kan içelim yoksa delireceğiz.''dediğimde beni de kucağına aldı. Bu sefer ikimizi de çeviriyordu.
***
Gece saat 03:00'tü ama ben uyuyamıyordum. Zaten doğamda uyku yoktu, ama insan tarafıma bunu söylemek zor. Asa resmen gücünü kaybetti ve biz burada kaldık. Halton yatakta öküz gibi uyurken, bende aşağı inip bahçede ki salıncağa oturdum. Gece olduğu için vampire dönüşmüştüm. Neyse ki önceden kan içmiştim ki şimdi acı çekmiyordum.
Çok geçmeden önümde gri bulutlar çıkmaya başladı.Hafiften yok olmaya başladığında şeffaf bir şekilde Lady'i gördüm.
''Lady! Aman tanrım bu sen misin? İ-İyi misin?'' Heyecanlanmış ve bir an kurtuldu diyerek ümitlenmiştim.
''İyi değilim Bella! Güçlerimi kaybediyorum hiç iyi değilim.''
''Seni kurtarmaya gelecektim ama asan bozuldu.''
''H-Hayır bozulmadı sadece lanetlendi.'' Bu da ne demekti? Çalışmıyordu.
''Lanetlendi mi?''
''Evet burası o asa için çok güçlü.''
''Peki gücünü nasıl geri kazanacak?''
''O asayı yapan kişi sadece laneti kaldırır''
''Peki kim o?''
''Ay tanrıçası Selene.'' Kehanet kitabında bile bu kadının ismi yazmıyordu. Ya da ben atlamış olmalıyım. Ayrıca ay tanrıçaları efsane değil miydi?
''Selene mi? Onun bir efsane olduğunu sanıyordum.''
''Herkes öyle biliyor Bella ama o gerçek.''
''Oraya nasıl gideceğim.''
''Benim büyü kitabımda her şey yazıyor.O kitap size yardım eder.''
''Seni kurtaracağım, söz veriyorum.'' Orman tanrılarına bu yüzden dua ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Karım
VampireHer insan normal bir evlilik, normal bir yaşam sürerken; ben zarar vermekten korkuyorum. Çünkü ben normal değilim. Kan içer, sihire inananırım. Gündüzü sevmez, geceyi yaşamak isterim. Yine de her saati yaşarım. Gözlerim kırmızı olur, dişlerimi acıma...