Baekhyun bana hızlanmamı söylerken daha spor ayakkabılarımın bağcıklarını bağlamakla uğraşıyordum. Bana her ne kadar terlik giymemi söylesede ben spor ayakkabılarımla yazın cehennem sıcağında direniyordum. Tek terliklerim GUCCI'den hediye verilenlerdi. Zaten okulda terlik giyemememinde sebebi tamda buydu.
"Kendine ucuz bir terlik yada sandalet alabilirsin Tae"
"Üşeniyorum"
Üşenmiyordum aslında. Sadece kendimi spor ayakkabılarım ve şalvarımla daha huzurlu hissediyordum.
Baekhyun benim tek arkadaşımdı, bende onun. Onla 17 yaşından beri ev paylaşıyorduk. İkimizde yalnızdı. Birbirimizin güvendiği tek kişiydik.
Akşam olunca odama geçiyordum ve günün nasıl geçtiğini düşünüyordum. Kendime her gün sorduğum tek 1 soru vardı, "Neden ben?"
Evet modelliği önceden her ne kadar sevsemde soğutmuştu herkes beni modellikten, Baekhyun dışında. Sınıftaki şu kendini çok beğenmişler her ne kadar kıskandıkları için yapsalarda bana "gucci boy" diye seslenip kahkahalar atarlardı. Baekhyun'da bundan sıkıldığı için her gün şehirden kaçma planları yapıyordu ve bu zamana kadar yaptığı hiçbir plan tutmamıştı. Seul'dan Busan'a helikopter kiralamaktan tut Seul'dan Gwanju'ya sözde bir "yelken turu" için yelken kiralayıp kaçmayı bile düşünmüştü. Hepsini her ne kadar denesekte hep bir sorun çıkmıştı ve Seul'a bağlı kalmıştık. Evet Seul'da başka bir semtede taşınabilirdik ama bizim şehirden kaçmamız lazımdı. Çünkü her ne kadar GUCCI modeli olup milyonlar kazansamda 1 sene önce kağıda o imzayı atıp işimi bırakmıştım ve maddi durumumuz düşmüştü. Kaldığımız yerde kiralıktı, bir gecekonduydu neredeyse. Bir fenomen kadar olmasada insanlar beni reklamlardan tanıyorlardı. Ünlü gibiydim, önceden GUCCI'de çalışmış, maddi durumu düşük, şehirden kaçmaya çalışan bir ünlü.
Kaçmamızın bir diğer nedeni ise çevremizdi. Çevre, oldukça önemliydi aslında ve ben daha doğrusu biz, şu kendini beğenmişlerin kıskançlığından dışlanıyorduk.Birgün Baekhyun yine akşam odama elinde kağıt kalemle girdi.
"Bu sefer başaracağız"
"Hep aynı şeyi söylüyorsun"
"Ama bu sefer ciddiyim Taehyung"
Ciddi olduğunu söylüyordu ve ben tabiki inanmıyordum.
"Chenle ve Luhan bize yardım edecek Taehyung. Cebimize sağolsun biraz para verdi, sadece oda değil-"
"Değilde ne Baekhyun?! Boşuna sana para vermiş çocuk yazık yine başaramayacağız anlamıyormusun?!"
"Asla asla deme Taehyung"
Bunu hep derdi ama ben inanmazdım.
"Planı anlatıyorum. Chenle'nin korecesi çok yok. Gemi kiralamak için güvenliğe ülkesine yani Çin'e gideceğini söyleyecek, bu yüzdende Busan'a geçebilmek için gemi kiralayacak. Bizde sözde ona çevirmenlik yapıp yardım ediyoruz. Seul'dan Busan'a değil Çin'de bir şehir olan Bejing'e gideceğiz. Orda Chenle bizi bırakacak ve Luhan bizi Chenle'nin bıraktığı yerden alacak. Ordan Luhan bizi Gwanju'ya götürecek. Gwanju'da helikoptere bineceğiz sonrada Kore'den kaçacağız. Japonya'ya gideceğiz, Luhan'ın iyi bildiği biryere. Tabi orda daha iyi bir eve taşınacağız ama okula başlayıp part time bir işe girdikten sonra kendi evimizi tutacağız ve Luhan'da bizi bırakmamak için komşu binaya taşınacak."
"Bu anlattığın plan fazla karışık. Ama deneyebiliriz. Ne zaman yola çıkıyoruz?"
"Yarın Taehyung. Bavulları hazırlayıp iyi uyuyalım yolculuk 1 gün sürecek"
"Tamam."
Heyecanlıydım. Tanrı'nın izniyle yarın kurtuluyorduk.