İyi okumalar 💕
''Hiçbir şey ekrandan göründüğü kadar basit değildi.
Bunu her aynaya baktığımda anlayabiliyordum.
Ama gözlerime hala bakamıyorum.
-Jimin''***
Genç kızın kısa olan saçları boşlukta savrulurken, rüzgar hızla esip kulaklarına baskı yaptığı için attığı büyük çaptaki çığlığını kendisi bile duymamıştı. Saniyeler içinde olan bu düşüş sanki ona yavaş çekim halinde gelirken, kendisini sıkıca saran bedenle birlikte sert zemine çakılmayı bekliyordu. Bir an, sadece bir an ölümü düşündü; ölümü, sakat kalmayı, yarım kalmayı -ki her zaman düşündüğünün aksine ölümünde yalnız bile değildi.
Yukarıdayken güvenle ve memnuniyetle tutunduğu bedenin böyle bir aptallığı nasıl yaptığını bilmiyordu. Sert zemine çakılıp belki de en ağır acıya kendini hazırladığında, düşündüğü gibi olmadı.
Sırtına değen yumuşak baskı ile ne olduğunu anlamadan kendini yerde bulmuştu. Kolları Jungkook'un bedeninden ayrılırken, karnında hissettiği ağrıyla inledi. Gözünü açıp kapattığı bir saniyelik arada kafasının taş zemine yakın olduğunu görmüştü. İkinci bir darbeyi bekledi fakat bunun aksine daha kendine gelemeden, başka biri tarafından kollarından tutulup sürüklendiğini hissetti.
"Hemen arabaya, hadi!"
Taehyung, kollarından tuttuğu Bae Ra'yı yeni durmuş olan arabaya sürüklerken, yukarıdan gelen bağırtıları duydu. Anlık denebilecek bir zamanda kafasını yukarı kaldırdığında onlarca adamın ellerindeki silahları, kendilerine çevirdiğini gördü.
"Sakın ateş etmeyin! Kıllarına zarar gelmeyecek, denildi. Emri unutmayın!"
Kimden geldiği belli olmayan bir uyarı aşağıya kadar ulaşıp Taehyung'un kulağını doldurduğunda kızı içeriye iterek, Jungkook'un da bindiğine emin oldu. Daha koltuğuna yerleşemeden araba hareket ettiğinde Taehyung alay edercesine güldü.
O emri kim verdiyse, her bir kılı kadar sikeceğim.
Araba, sokakların küçük ve dar olmasını umursamadan Jin tarafından büyük bir ustalıkla sürülürken, en büyük hyung kendini tutamamış olacak ki hırsla elini direksiyona geçirdi.
"Nasıl bu kadar geç fark edersiniz?"
Öfkeden hırıltılı çıkan sesi genç kızın bedenini başta titretse de diğerlerinde herhangi bir tepki yoktu. Jungkook ön koltukta, umursamazca kucağına sinen Kardelen'i sanki küçük bir yavruymuşcasına okşarken kendisine atılan bakışı yok saydı. "Çatıya çıkarken katları kontrol etmeyi nasıl gözden kaçırırsın? Çocuk oyuncağı mı bu?"
"Hyung, şimdi bunun sırası değil bence."
Taehyung, yasladığı kafasını ellerinin arasına alıp sıvazladı. Arabadaki iki genç de yaptıkları yanlışın farkındaydı fakat o an düşünememişlerdi. Taehyung, en aşağıda kalıp Kardelen ile etrafı kontrol ederken, Jungkook'un kızı bulduğunu söylemesiyle bittiğini düşünmüştü ama iyi anlamda. Kardelen'in hemen arkasından huysuzlanması ve duyduğu adım sesleriyle kaynar suyun başından aşağı döküldüğünü hissetmiş ve paniklemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cuHd | Jungkook
Fanfictamamlandı• Gürültünün çirkinliği ne kadar tırmalarsa zihnini, sessizliğin uğursuzluğu da o kadar uyuşturur bedenini. Ortası yok ve geç bile kaldık. Kurtlar ulumaya başladı. Zamanı geldi. Çalan davulları duyabiliyor musun? ...