Keyifli okumalar...
Tam bir aydır genç kız sevdiği adamdan uzak, genç adam ise ona yakın olmanın planlarını yapmakla meşguldü. Eğer annesi olmasa nasıl başa çıkacağını kestiremiyordu. Bunun için annesine binlerce kez teşekkür etmedi de değildi hani...
•
Hafta sonuna kadar sürekli gidip gitmemek arası karar değiştiren genç kız, günlerini kendi ile kavga ederek geçirdi.
"Ulan diyetine sıçayım. Ben normal diyeti beceremeyip iki gün sonra bozuyorken, kalktım çok başarılıymışım gibi Carla anneyi dinleyip, Alaz diyetini sardım başıma. Salak kafam salak!..." Eğer Alaz'ı sık sık görmeyip adını duymazsa acı çekmeyeceğini düşündüğü için Alaz diyetine girmeye karar vermişti. Ama onda da pek başarılı sayılamazdı...
Bir taraftan çantasına iki gün için spor ve rahat kıyafetler yerleştirirken söylenip duran genç kız hala nasıl davranması gerektiğine karar verememiş halde ufak valizinin fermuarını çekti.
İki haftadır sevdiği adamı görememişti. Üstüne üstlük sürekli Carla Hanım ile konuşuyordu. En sonunda orta yolu bulup arkadaş gibi davranmaya karar vermişti. Tabi Carla Hanım da bunu önermişti. Bu sürede herkes yanında olmuştu. Ama her konuşulduğunda sevdiği adamı daha çok özleyip, canı daha fazla yanmıştı.
Cuma akşam üstü çıkıp, hafta sonunu Serdar'ın göl evinde geçireceklerini söyleyen Leyla'ya itirazlar etse de bir an önce Alaz'ı göreceği günün gelmesini iple çekiyordu.
"Balık tutacaklarmış, çok lazımdı sanki! Markette alası var hepsinin. Gidip iki kilo alın ben yapayım işte. Neyse Allah'tan kalabalık olacakmışız, keşke yandaki bücürlerde olsaydı ne güzel onları bahane eder ortalıktan kaybolurdum. İnşallah Serdar'ın dişi tutmaz da huzurumuz kaçmaz."
Kaç gündür dişi ağrıyan adamın, çocuk gibi korkup, itiraz edip doktora gitmeyi reddetmesine şaşıran genç kız, ısrar etmesine rağmen adamın inadını kıramamıştı. Hafta içinde de cinsliği üzerindeydi zaten. Sürekli Leyla'yı arayıp fısır fısır konuşmalar, arada kavga eder gibi bağırışmalar eksik olmamıştı. Çok şükür dünden beri aralarında beyaz bayrak çıkarıp barış ilan etmişlerdi.
"Ben dedim ama sana, o diş başına iş açacak diye, inatçı keçi!.." Söylenerek elinde çantası kapının yanında bekleyen genç kız, Leyla'nın dişçiden randevu alıp göl evine gidemeyeceklerini söyleyince Alaz'ı göremeyeceğini düşünüp hayal kırıklığına uğradı.
"Eh kısmet değilmiş, yapacak bir şey yok." Diyerek oturma odasına geçerken kapının çalınması üzerine geri döndü. Karşısında bitkin ama tebessüm eden Alaz'ı görünce kalbi deli gibi atmaya başladı.
"Merhaba İrem, nasılsın?" Genç adam arkadaş kalma fikrini biraz yumuşama olarak kabul edip son derece mesafeli yaklaşıyordu. Tabii şimdilik...
"İyiyim Alaz, sen?"
"Sağ ol. İyi olmaya çalışıyorum bende. Hazırsan çıkalım mı?" Genç adam böyle diyince boş bulunup, "Nereye?" Diye sordu. Arkadan söylenerek gelen Leyla'nın sesi duyuldu.
"Sağol enişt- Aman Alaz. Seninde yolunu uzattık inatçı keçi yüzünden."
"Saçmalama Leyla, hiç önemli değil. Biz İrem ile önden gideriz, sizde doktordan sonra gelirsiniz."
"Ne!.. Ama ben sizinle gitmeyecek miydim kızım?" Arkadaşına gözlerini pörtleterek uyarı sinyallerini gönderiyordu.
"Canım arkadaşım, Serdar'ın inadı yüzünden kimsenin tatilini rezil etmeyelim dedik. Bizde arkanızdan geleceğiz zaten."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşli Mutfak |ASKIDA|
General Fiction"Aşık olunacak bir şey olmadığı için işime aşığım." ALAZ TUNA BAYRAKTAR Sonunda başarmıştım. Yıllardır hayalini kurup, uğruna emekler harcadığım mesleğime kavuştuktan sonra en başarılı restoran listesindeki...