Keyifli okumalar...
Sabahın erken saatlerinde yataktaki kıpırdanmalara uyanan genç adam, neredeyse üzerine çıkmış göğsünde yatan kızın gerinmeye başladığını görünce sıvışmak için çok geç olduğunu anladı. Kızın uyanıp kızmasını beklerken, kolunu bacağını gerip esneyen, elini gözüne götürüp ovuşturan nişanlısının sevimli hallerini seyretmeye başladı. Kızın aniden durakladığını fark edince de vaziyete uyandığını anladı. Kapalı gözleri ile yattığı göğsü ve kolu yoklaya başladı. Genç kız tek gözünü açıp, onun gözlerine dikince, muzipçe sırıtıp; "Günaydın..." diyerek ardından gelecek olan hareketi bekledi. Kopan çığlığın ardından, sesinin son raddesinde "Alaaaaz!.." diye bağırıp üstündeki ince örtüyü boğazına kadar çekerek doğrulan kıza bakıp, gülmesine engel olmaya çalıştı.
"Iyy... İrem kulağımın zarını patlattın be kızım. O nasıl bağırmak öyle?" Genç adam bir yandan kulağını tıkıyordu.
Adamın rahat tavrına hayret eden genç kız, yatakta oturduğu yerden daha da sıkıca sarıldığı örtüyle beraber karşısındakine baktı.
"Ne işin var senin burada!"
"Uyuyordum." Gayet normal bir ses tonu ile yanıt verdi.
"Onu görüyorum Alaz. Benim odamda ne işin var diye soruyorum sana."
"Ne yapayım senden uzak kalamadım. Hem sarılmama izin vermiştin.."
"İnanamıyorum ya! Ben sarılmaya olur dedim, beraber yatmaya değil!"
İşi iyice pişkinliğe vurmuş sırıtan adam, kızın biraz gevşediğini görünce dalga geçmeden edemedi.
"Kızım zaten yeterince kapalı bir pijama giymişsin, şimdi neden çıplakmışsın gibi örtüyü üstüne çektin?"
Eğilip sımsıkı sarıldığı pikeye bakan genç kız hakikaten uzun olan pijamasını giydiğini görünce ellerini bırakıp, gülerek pikenin düşmesine izin verdi. Uzanıp yakaladığı yastığı sevdiği adama doğru kaldırıp, bir yandan söylenerek vurmaya başladı.
"Ödüm koptu Alaz, ne kadar korktum bir anda seni yanımda görünce biliyor musun? Bari haber verseydin..."
Kahkahayla gülerken kendini acıtmayan darbelerden korumaya çalışan genç adam, sonunda yastığı çekerek fırlatıp attı. İrem'i tuttuğu gibi kollarını başının üstünde birleştirip, debelenmesini engellemek için bacakları ile vücudunu sıkıştırıp kızın üzerine eğildi. Uyku mahmuru gözler ve dağınık saçlarla kendine bakan iki adet sonuna kadar açılan yeşillere bakan genç adam gülmesine devam etti.
"Nerede kalmıştık, sevgilim?"
"Alaz, bırak beni!"
"Tabi ki hayatım, merak etme... Yalnız önce bana söylemen gereken bir şey yok mu?"
"Ne!.."
"Düşün bir bakalım."
Bulundukları durumdan utanan genç kız, gözlerini kırpıştırarak üstündeki hareket etmesine izin vermeyen adama boş boş baktı.
"Ne söyleyeceğim Alaz?"
"Mesela... Günaydın sevgilim olabilir."
Acele ile, "Günaydın... Hadi şimdi kalkabilir miyiz?" Diyen kıza sırıttı.
"Eh, idare eder küçük hanım. Bir de güzel bir öpücük versen?"
"Onu beni üzmeden önce düşünecektin. Şimdi anca rüyanda görürsün."
"Senden daha inatçı olduğumu hatırlatırım sevgilim... Hatamı da telafi etmeye çalışıyorum ayrıca..."
Yüzünü kıza iyice yaklaştırıp beklemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşli Mutfak |ASKIDA|
General Fiction"Aşık olunacak bir şey olmadığı için işime aşığım." ALAZ TUNA BAYRAKTAR Sonunda başarmıştım. Yıllardır hayalini kurup, uğruna emekler harcadığım mesleğime kavuştuktan sonra en başarılı restoran listesindeki...