Güzel şehirdi, değişik adetleri olsa da buraya her gelişimde kendimi sürekli o dağda buluyordum. Konağın kapısının önünde bekliyordum. Herkesi özlemiştim. Uzun zaman olmuştu buraya gelmeyeli, dedem sürekli çağırıyordu ama babamın işleri yoğun olduğu için biraz aksatmıştık. Hem abimi de çok özlemiştim. Kapıyı konakta çalışan Halime teyze açmıştı beni görünce hemen gözleri doldu.
" Kuzum hoşgeldin! Nasıl da özlemişim." Diyerek boynuma sarıldı. Gülümseyerek ben de kollarımı beline doladım. " Ben de seni çok özledim tontişim!" Dediğimde koluma çimdik yememle geri çekildim.
" Ne oldu ya yine ne yaptım?" Dedim anlamayarak " Nerem şişman kız benim valla çok güzel bir kadınım." Dedi. Gülerek biraz takıldım. " Ayy dilim süzüştü Halime Sultan yoksa tüm Mardin'deki kadınlara bin basarsın heyt yavrum şu endama bak maşallah be!" Dedim.
" Deli kız neyse dedengil sizi çok özledi hadi içeri geçin." Dedi kafamı sallayarak içeri geçtim. Ardımdan annemgille Beril'lerde gelince oturup dedemgili bekledik.
" Hoşgeldiniz yavrularım!" Diyerek yanımıza geldi. Sarılma faslı bittikten sonra karnımın guruldama sesini duydum. " Ayy babaanne çok acıktım yemekte ne var?" Dedim meraklı bakışlarımı üzerinde gezdirince gülümsedi.
" Sen sormadan söyleyeyim kızım en sevdiğin yemek olan yaprak sarması var..." Sözünü hemen keserek yanağını sıktım. " Bunu söylemen bile yeterli hadi yiyelim!" Dedim. Annemin bana bakarak gözlerini kısması yine hayra alâmet değildi.
" Kızım ilk önce dedenlerle biraz sohbet edelim öyle." Dedi. Omuz silkerek " Valla anne sonra edin çok acıktım. Sizlerde acıktınız demi kızlar!" Diyerek Beril'le Sude'ye dik dik baktım. Kafalarını onaylarak sallayınca gülümsedim.
" Gelinim çocuklar acıkmış yemeğimizi yiyelim sonra yine konuşuruz." Diyen dedeme gözünden kalp çıkan emoji bakışları atıyordum.
Yemeğimi ballandıra ballandıra yerken aklıma abim geldi. " Abim nerede? Geldiğimizden beri ortada yok." Dedeme bakarak sordum. "Abinin şirkette küçük bir işi var gelir birazdan kızım." Dedi. Kafamı salladım. Sofrayı toparlayıp mutfakta Halime teyzeye yardım ettik. Sonra kızlarla biraz dolaşmak için çarşıya gittik.
Her yer çok güzeldi, insanların samimiyeti yüzlerinden okunuyordu. Kızlarla gezerek akşamı etmiştik. Annemgil merak etmesin diye konağa geri döndük. Çok yorulmuştum, hemen gidip yatacaktım. Konağın içine girdiğimde dedemgil kahve içerek sohbet ediyorlardı.
"Fındık!" Sesin geldiği yere baktığımda sedirden kalkmış kollarını açan abimi gördüm. Koşarak üstüne uçtum. Uçmaz olaydım yere yapıştım elim acımıştı. Abim kahkaha atarken
" Senin nasıl bir ayı olduğunu biliyoruz Alya, kemiklerimi kırmak isteyeceğim,en son şey." Dedi hâla gülerek, tek o öküz gülse tüm konak gülüyordu. Kendi kendime ellerimi açarak " Allah'ım yaratıyorsun şu öküzü bari takip et! Aminn!" Diyerek ellerimle yüzümü sıvadım. Abim gülmeyi bırakıp sinirli sinirli bakarken beynimde tehlike çanları çaldı. Depar ata ata odama kaçtım arkamdan babamgil hâla gülüyordu. Gözlerimi devirerek üstümü değiştirip yatış pozisyonuna geçtim. Birkaç dakika sonra Beril'lerde geldi hâla gülüyorlardı. Onlara tip tip baktım.
" Neye gülüyorsunuz! Her şeye gülüyorsunuz! Ne çok gülünecek şeyleriniz var sizin ya!" Diyerek yorganı yüzüme kadar çekerek kıçımı onlara döndüm.
" Ayy ne yapalım o kadar efsane düştün ki yılın nobel ödülüne hak kazanırdın valla!" Sude'nin dediğiyle tekrar anırmaya başladılar. Yorganı kafamdan çekip orta parmağımı gösterip tekrar zombi moduma döndüm. Onlar hâla gülerken çoktan uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR TÖRE HİKÂYESİ (ASKIYA ALINDI)
Teen FictionNe bir berdel niyetine gideceğini bilen bir kız ne de hayatını bir kıza adayacak erkek. Bu iki gencin hayatlarını birleştirecek "BERDEL" ise çoktan karar verilmişti... İyi okumalar🌹