Yağmurlu bir akşamdı. Ahmet yine her zaman yaptığı gibi ders çalışıyordu.
18 yaşında olan Ahmet bir taraftan okul okurken bir taraftan ailesine bakıyordu. Bir iş yerinde getir-götür elemanıydı. Sabahları erken kalıp okula gider , okul çıkışı eve hiç uğramadan işinin başına geçerdi. Bazı geceler eve geç geldiğide olurdu.
Bu gecede o gecelerden biriydi. Eve geç gelmesine rahmen uyumayıp ders çalışıyordu. Bu sene onunson senesiydi. Bazen aklından okulu bırakmak geçiyordu ama annesinin her zaman "oğlum doktor olacak" dediği için, ahmet okulu bırakmaktan vaz geçip derslerine daha da sıkı sarılırdı. İş yerinde her vakit bulduğunda kitaplarını açıp ders çalışıyordu.⚫⚫⚫
Her zaman geçtiği yoldan yine geçerlen yerde bir cüzdan buldu. Etrafına baktı ama kimsecikler yoktu.
Cüzdanın içinde bir kimlik vardır diye cüzdanı açtı.
İçerisinde sayılmayacak kadar para ve kredi kartları vardı. Ahmet'in içinden bir ses "al şu paraları Allah sana yoladı" diyordu. Ahmet bu fikri önce sevmişken sonra düşündü bunun kötü bir şey olduğunu."Ya bende paramı düşürseydim ve biri bulup cebine koysaydı bu hoşuma gidermiydi" dedi içinden.
Bunu sahibine vermem gerekiyor düşüncesiyle cüzdanda kimlik aradı.
Özerinde RAUF GEZGİN yazan kart buldu, altada numara vardı.
Hemen numarayı çevirip aradı. İkinci arayışında açmıştı.
Tanıtma faslı geçtikten sonra Ahmet elinde bir cüzdan olduğunu söyledi. Rauf o a iş yerinin adresini verdi.
Rauf Ahmet'i arabayla aldırmak istedi ama Ahmet teşekkür edip geri çevirdi. Rauf'un iş yeri Ahmet'in iş yerine yakındı. Ahmet önce kendi iş yerinden izin aldı. Sonra Rauf'un iş yerine gitti. Bu işyeri çok büyük ve güzeldi. Ahmet danışmadan Rauf'un odasını öğrenip, odasına gitti.Rauf onu dört gözle bekliyordu. Ahmet cüzdanı Rauf'a verdi.Rauf bu iyimserliğinden dolayı Ahmet'e iş verdi. Ahmet bu duruma çok sevinmişti.
Bir an önce eve gidip ailesine anlatmak istiyordu.Eski işimden daha fazla para kazanacaktı..Östelik Rauf bütün okul masraflarını da karşılamak istedi.Rauf, Ahmet'i bir proje sayesinde onu bir üniversiteye yolayacak ve oradaki eğitim ile ilgili bilgi toplayacağını söyledi. Ahmet bir yandan okul okurken bir yandan da para kazanacaktı.(çünkü o üniversitede eğitimine devam edecekti). Küçük karseşi olan Ayşe'nin bütün isteklerini alabilecekti artık Ahmet direk eve gitti ailesine olanları anlatı. Ailesi bu duruma çok sevinmişlerdi.
Yeni iş yerinde mesai saatleri az olduğu için Ahmet artık eve yorgun gelmicekti. İş yerinde ona bir masa ayarlamıştı Rauf. Ahmet ok bittene kadar Rauf'un asistanı olarak çalışacaktı.
Ahmet okul bitiğinde de, proje için üniversiteye gidecekti.Aslında Rauf'un öyle bir projesi yoktu. Ahmet'e öyle söylemişti. Çünkü;Rauf da Ahmet'in yaşlarındayken oda hem okul okuyup hem evi geçindirmek zorundaydı.
Rauf hiç çalışmaktan vazgeçmemiş ve istediği üniversiteyei kazanmıştı. Üniversitede onu zorlu bir 4 yıl bekliyordu. Ailesinden uzakta yaşamak ona çok zor gekecekti. Bir taraftan "ben olmazsam kim ailemi koruyup kolayacak" diye düşünmekten kendini alamıyordu.20'li yaşlarındayken Rauf, her hafta sonu yaptığı gibi yone Sabri amcanın evine ona kitap okumak için gitti. Sabri amca elinde kitaplarla pencerenin önünde Rauf'u bekliyordu. Rauf ona içtenlikle gülümsedi.
"Bugün nasılsın Sabri amca"?
"İyim Rauf oğlum ,sen nasılsın"?
"Bende iyim Sabri amca. Başlayalım mı okumaya?"
"Olur. Bende seni bekliyordum."
Rauf , Sabri amcanın okumasını istediği kitabı aldı ve okumaya başladı. Sabri amca onu pür dikkat dinliyordu. Rauf'un okuduğu kitap NİÇE AĞLADIĞINDN ' idi.
Sabri amca bu kitabı çok seviyordu. Rauf'un bu kitabı daha öncede okumasına rahmen, Sabri amca onu tekrar okumasını istemişi. Rauf'ta, Sabri amcayı hiç kırmak istemediği için tekrar okuyordu. Rauf'un tek boş günü pazar günüydü. Rauf boşa zaman geçirmekten hoşlanmadığı için pazar günlerini Sabri amcayla dolduruyordu. Annesi bu huyunu çok seviyordu ama kendisini fazla yormasını istemediği için bazı zamanlar "oğlum bugün gitmesen olmaz mı? Yoruluyorsun" diye söylerdi. Ama Rauf bu sorusuna karşılık "Anne Sabri amca beni yormuyor ki, ben ona zevkle kitap okuyorum. Hem böylelikle okumam da gelişiyor" diyordu.Annesi bu cevabından ötürü bir şey diyemiyordu. Rauf her akşam annesini arar hal hatırını sorardı. O gün her ne yapmışsa tek tek annesine anlatırdı. Bıkmadan...
6 yıl sonra
"Ahmet"
"Efendim canım"
"Rauf amca geldi."
6 yılın sonunda Ahmet üniversite de tanıştığı Hacer'le evlenmiş yuvasını kurmuştu. Annesinin istediği gibi çok başarılı bir doktor olmuştu Ahmet. Daha önce annesiyle kirada oturan Ahmet lüks bir ev ve araba almıştı. Hacer'le üniversite yılarında nişanlanmış, ünivertide biter bitmez de evlenmişlerdi. Hacer de kendisi gibi doktor olmuştu. Aynı hastanede görev alıyorlardı. Mutlu mesut hayatlarına devam ediyorlardı.
Ahmet ile Rauf arasında çok güçlü bir bağ oluşmuş ve bu bağ hoç kopmasın diye birbirlerine söz verdiler.
Not:Her iyiliğin , ne olursa olsun vardır bir karşılığı. Belki hemen alırsınız belkide 6 sene sonra alırsınız karşılığını...
İYİLİKLE YAŞAMAK DİLEĞİYLE TEKRAR GÖRÜŞMEK ÖZERE❤❤