Sen bana şunu öğrettin , insan ,biri olmadan da devam edebiliyor hayata. Ben yine bahçemdeki çiçekleri sulamaya devam ediyorum . Olur olmadık yerlerde gülüyorum. Yanımdan geçen her kediye selam veriyorum.
Mutsuz muyum ? Bilmem ama sen yokken de çok güzel mutlu olmaya çalışıyorum, sevgilim. Merak etme. Göz yaşlarımı da kestim senden sonra . Hüzünlerde boğulmuyorum artık . Beni acıya iten ne varsa uzak tutuyorum kendimden . Daha fazla uzatmak istemiyorum . Her şeye rağmen çok güzeldin sen . Hoşça kal...
-Yusuf Piliç-
Doğu'yla ayrılalı 1 ay olmuştu hiçbir yerden haberini alamamıştım ama benim haberlerimi bir şekilde aldığına emindim . Kızlar konuşmasa farkına bile varmayacaktım yılbaşına da bir ay kalmıştı . 2 yıl sonun da gerçekten Doğu'suz bir yıla gireceğime inanamıyordum.
Kızlarla bilmem kaç milyonuncu yılbaşı planımızı da iptal ederken Yaprak sevinçle atladı ." Biz neden su' yun evinde pijama partisi yapmıyoruz . Su alay ederek "tabi ya ,canım anam da gelin evi de dağıtın diyordu "dedi . Bende Suy'un alayına gülerek "haklı bebeğim Cansu Teyze katiyen izin vermez "dedim. Yaprak aklında ki sinsilikle "dışarda olacağımızı söylersek izin verir" dedi.
Kahvaltımızı yaparken konuştuğumuz planlardan sonra derse girmiş çıkmış hatta bir daha gimiştik son derse girdiğimizde Su ,Cansu Teyzeyi arayıp bizim kahveye geleceğimizi söyledi . Dersten çıkıktan sonra otoparkın ücretini her zamanki gibi Yaprak öderken Su'yla biz birbirimize bakıp sırıttık . Arabaya bindiğimizde klasiğimiz olan videolar ,fotoğraflar ,storyler derken 1 saat yolculuğu atlatmıştık.
Su'nun köpeği Şans onların bahçesine girdiğimizde sevinçle kuyruğunu sallayıp havlamaya başladı. Şans, labrador cinsi siyah, gözleri kahverengiydi Su'yun Şans ismini koymasının sebebi ise Şansı sahiplendiği gün platonik olduğu Ata ona selam vermişti o yüzden Su "o bana şans getirdi "derdi .
Ata Aksoy , Aksoy Tekstilin varisi zengin mi zengin yakışıklımı yakışıklı . Su'yun fotoğrafını gösterdiği üzere de çok sempatikti. Su'yu beğendiği de ben ve Yaprak tarafından onaylanmıştı.
Eve girdiğimizde Cansu Teyze terasta oturmuş telefonundan bir şeylere bakıyordu. Bizi görünce ayağa kalkıp hepimize sarıldı derslerin nasıl geçtiği konusunu atladıktan sonra '"hadi bakalım kahveyi hangi kızımın elinden içeceğim " dedi. Hepimiz yukarı, sağa, sola bakıp kahveyi yapmamak için uğraşıyorduk. Yaprağın bıkın bir şekilde" tamam ben yaparım ama herkese orta yaparım ona göre "dedi. Daha sonra kahveleri yapmak için ayaklandı.
Kahveler yapılmış sohbetler edilmişti şimdi sıra Cansu Teyzeyi ikna etmeye geldi. Aklıma gelen fikirle '"a kızlar ben size şeyi söylemedim yılbaşı için bebekte bir mekan beğenmiştik ya arayıp konuştum , konuştuğum kişi 3 kız geleceğimizi duyunca gereksiz sevindi" dedim. Rolümü iyi oynamıştım. Bunun kanıtı Cansu Teyzenin büyüyen gözleriydi. Cansu Teyze kendini toparlayıp '"neden dışarıda kutluyorsunuz ki '"dedi. Cevabım tabi ki hazırdı. "Çünkü Cansu Teyze annemler evde misafir ağırlayacak Yaprakların evini de Yaprak'ın ablası Damla abla kaptı" dedim .
Düşünceli haliyle birazcık sessizlik oldu ve o istediğimiz cümleler Cansu Teyzenin ağzından döküldü." E ben Mehmet ile konuşayım biz yazlığa geçelim sizde burada kutlayın" dedi. Kızlara zafer dolu bir gülüş gönderdim . Sonra hep beraber" oluuur" dedik .
Sessizliği bozan Yaprak'ın telefonuydu . Telefonu kulağına tutup bir şeyler dinleyip cevap verdi ve bize dönüp "arayan babam eve geç geleceğinin haberini verdi birde taksiyle gitmememiz için kendi şoförlerinden yollayacakmış ". dedi . Onaylayıp sohbetimize devam ettik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzeşte Geride Kalan
ChickLitDurdu. Yüzü gölgelendi. Öyle baktı ki ürperdim. Kafamı başka yöne çevirdim. Başımı belaya sokar diye korktum. Mevsimler değişecek diye korktum. O bakmaya devam etti yüzüme. Uzun bir sessizlik oldu sonra. Dakikalarca kaldık öyle. Belki saatlerce. Be...