60. Bölüm: uzaktan sevmek

49 0 0
                                    

- İnanılmazsın! Sana ilanı-aşk değil ilanı-harp etmek lazım! Beni kendinden uzaklaştırmaya uğraştığın kadar iyileşmeyi deneseydin şimdiye kalkmıştın ayağa.

Genç kızın yüzündeki ifade değişmedi. Cenk bir karar vermiş gibi başını salladı:
- Tamam ulan! Sana senin anladığın dilden konuşmak lazım!

Kardeleni kucağına alıp duşu açtı. Üstlerindeki köpüklerin gitmesi için kucağında dönderirken onun bağrışlarına kulak asmadı. Yatağa bırakıp büyük bir havluya sardı. Saçlarını başka bir havluyla kuruturken genç kız onu itti:
- Tamam! Yaparım ben!

Cenk kendisi için havlu alıp kurulanıp giyindi. Kardelenin giyinmesini bekleyip onun komut vermesini beklemeden sandalyesine oturttu. Kahvaltı da tek bir kelime konuşmadılar. Dilleri bilenmişti. Ağızlarından çıkacak her kelime bıçak gibi keskin olacak, kanatacaktı. Bütün gün zorunlu olmadıkça yan yana gelip birbirinin yüzüne bakmadılar. Akşam olduğunda aynı yatağa girselerde Cenk Kardelenin uyuduğundan emin olduktan sonra yastığını alıp oturma odasındaki koltuğa geçti. Uzun zamandır unuttuğunu zannettiği şeyin tekrar bu şekilde karşısına çıkması canını acıtıyordu. Kendini teskin etmeye çalışıyordu:
- Senden "yararlanmadığımı" sende biliyorsun Karen. Sende, bende ne yaptığımızın farkındaydık.

Ama o gün... Aşktan gözü nasıl döndüyse... Karen bir başkasının olamazdı! Onu ilk öpen oydu, ona ilk dokunandı (giyinme odasında ona sarılırken nasıl titrediğini hatırlıyordu). Kendinde nasıl bir hak gördüyse haddini aşarak ona sahip olmuştu. Kardelen o zaman da itiraz etmemişti. Kalbi bu düşüncesine karşı geldi:
- Nasıl edebilirdi ki? Kendinde değildi. Ondan "yararlandın".

Kardelenin sesi kafasında yankılandı:
- Yararlandığın engelli bir kıza ilanı-aşk etmek senin için bile fazla gülünç olmuyor mu?

****

Üç hafta olmuştu. Kardelen yaptığıyla Cenk'in ondan ayrılmasını beklerken onun daha bir dirençle devam etmesine şaşırıp kaldı. Genç adamın hiçbir yere kıpırdamaya niyeti yoktu.
Her zaman ki gibi herşeyine koşsa da artık ona hiç yüz vermiyordu. Onu kendi haline bırakıyor, ona yaklaşmak şöyle dursun, konuşmak için bile çabalamıyordu. Kardeleni bir görev haline getirmişti, onu iyleştirmekten başka bir amacı yokmuş gibi davranıyordu. Genç kız bunun bu kadar katlanılmaz birşey olacağını tahmin bile edememişti. Önceleri sesi tatlı bir ahenkle içine dokunurken, şimdi ki sessizliği canını acıtıyordu. Alev alev yanan gözlerinde, diken gibi batan soğuk bakışları kalbini buza çeviriyordu. Ne geri nede ileri gidebiliyorlardı. Özel hayatlarını bir nebze çekilir hale getiren işlerine dört elle sarılmalarıydı. Kardelen atölyeyi yeniden açmış, eskisi gibi öğrencilere resim dersi veriyordu. Cenk holdinkteki işleri eve taşımıştı. Elinin altından telefon ve bilgisayar eksik olmuyordu. Bazen işyerine gitmek zorunda kalsa da prensip olarak bir saatten fazla durmazdı. Kardelenin yanında olmak onun için hala birinci sıradaydı.
Bugün de birkaç kere gidip gelmişti. Saat yediye gelirken genç kız merdivenlere doğru baktı. Yemek saatinde evde olacağını söylemişti. Bir yarım saat daha geçti. Bu o kadar da uzun bir zaman dilimi değildi, ama yine de huzursuz oldu. Onu telefonla arayıp aramamak arasında kaldı:
- Birileri lafa tuttu belki. Hep sana haber verecek diye birşey yok.

Öğrencileri onun yukarı çıkmasına yardım etmişlerdi. Ama şu an aşağı inip Cenkin gelip gelmediğine bakmak için çıldırıyordu. Yoldaydı belki de. Onu arayıp nerede kaldığını sormak neden bu kadar zordu? Yanlış bir tepki alacağından korkuyordu galiba. Aşağı inmekten başka çare yoktu da, tek başına nasıl inecekti? Bacaklarını biraz hareket ettirebiliyordu artık. Kendi başına merdivendeki asansörüne binebilir miydi? Tekerlekli sandalyesini merdiven başındaki koltuğa yaklaştırdı. Kenarına tutunup kendini yukarı çekti. Az kalmıştı. Elini diğer kenara atarken sandalyesi altından kaydı ve merdivene doğru düşüp
aşağıya doğru yuvarlandı. Korkuyla kollarıyla başını korumaya çalıştı. Düşerken tahta merdivenin tok sesleri kulağına geliyordu. Birden kapının çarptığını duydu. Hızla yaklaşan ayak sesleri ve yere çakılmadan iki güçlü kol onu yakalayıp kuçağına aldı:
- Karen! Yavrum!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 12, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Cam kırıkları - KardelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin