Ispanak Tarlasında Düşesler

120 7 7
                                    

                                                                - ISPANAK TARLASINDA DÜŞESLER-

1.  BAŞLANGIÇ       

        Küçük kız odasına girdi. Tahminime göre taş çatlasın on iki yaşında. Penceresinin yanına oturdu. Derin bir iç çekti. Aya baktı. Duyduğuma göre de zaten ayı, yıldızları ufaklığından beri çok seviyormuş. Daha sonra telefonun alarmını ayarlayıp yatağına yattı. Bir sağına döndü. Bir soluna döndü. Yok uyuyamıyor. Gözlerini kapatıp biraz hayal kurdu. Büyük ihtimal büyük bir rock yıldızı olmak, Titanic filminde başrol oynamak ya da bir manken olmak istedi. Ama bu hayallerin gerçekleşmeyeceğini bildiği için bu ona acıdan başka bir şey vermedi. Baktı ki uyuyamıyor alt kattaki büyük annesini çağırıp kendisine masal okumasını istedi. Büyükannesi de bu durumu anlayışla karşılamıştır büyük ihtimal. Beraber odasına geldiler. 

 - Büyükanne bana masal anlatsana. dedi küçük kız.

- Tamam bakalım. Ama kısa anlatırım yarın günüm var kalkıp sarma saracağım. şeklinde cevapladı büyük annesi. 

Sözlerine;

- Bu masalı bana büyükannem anlatmıştı "Ispanak Tarlasında Düşesler" adı.  şeklinde devam etti...

2. ISPANAK TARLASINDA DÜŞESLER 

14. yy.'lda kırsal bir kesimde ufak bir köy varmış.  Malum o yılların revaçta ki mesleği cadılık. büyücülük... 

Küçük kız -revaçta ne demek büyükanne?  

Büyükanne -Gözde tutulan. Herkesin yöneldiği.

Küçük Kız - Ha, sağ ol.

-Büyükanne - her neyse köylüler geçimlerini bir yıl boyunca ektikleri ıspanak, pırasa, patatesden alır. onların bir kısmını kendilerine diğer kısmını limanda ki tüccarlara oldukça düşük fiyata satarlarmış. Ve bu şekilde ki elde ettikleri para ancak dört ay boyunca ekmek almarına yetermiş.

Küçük Kız-madem o kadar az kazanıyorlar niye onca çileye katlanıyorlar ki?

Büyükanne - bunun adı kapitalizmdir tüccarlar parayı kaldırır işçiye, çiftçiye üç kuruş...

Küçük Kız- kapitalizm ne?

Büyükanne- sürekli soracaksan anlatmam bak!

Küçük Kız- tamam tamam sustum. 

Büyükanne -tamam bakalım. köydeki okuma yazma oranı %1 o da Krallığın kapı muhafızının kayınbiladerinin oğlu. onu okutup cariye başı yapacaklarmış neyse ne canım.   O Krallıkta yaşayan iki tane düşes varmış. ama çirkin oldukları için hiçbir dük, kont ve prens yüzlerine bakmazmış. Bir gün artık bu olay canlarına tak etmiş. kendilerine bakmayan herkesten intikam almak için yanıp tutuşmaya başlamışlar. 

        Yaşadıkları Krallık büyük bir dağın eteklerinde yer alıyordu. O dağın uzunluğuna çıplak göz ile bakıldığında doruk noktası görülmüyormuş. 

Küçük Kız - Yani o kadar yüksek. 

Büyükanne - Anlatmam bak! 

Küçük Kız - tamam tamam sustum. 

Büyükanne - Bak unuttum senin yüzünden. Hıh tamam tamam hatırladım. o dağın eteklerinde. Kafası şemsiyeden gövdesi cadılar bayramı için ovulmuş bal kabağından kolları çataldan ayakları kaşıkdan bir cadı yaşarmış. cadının evine geldiklerinde eski 3. yy'dan kalma demir bir kapı üzerine sarmalanmış kurumuş sarmaşık ve asma dalları, kapının iki tarafında insan silüetinde bin yıllık zeytin ağaçları kavaklar. ve kurukafalardan yapılmış bir fıskiye varmış. iki düşes, cadının 3 katlı şatosunun girişine geldiklerinde 3 metrelik söğüt kapıya vardılar. Kapının tokmağı bir kafatasımış. kapı durduk yere açıldı. İçeri girdiler. evin iç boyası siyahtı.  içeride örümcek ağalarının kapladığı bir piyano ve resimde yarısı yırtılmış bir nü tablo ve ortadaki janjanlı bir avize dışında hiç bir şey yoktu. ikinci katta eski sör resimleri vardı ve hepsinin yüzünde bir "+" işareti vardı. 

Ispanak Tarlasında DüşeslerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin