Buraya ilk geldiğimde kimse bana hayranlık duymuyordu.Öyle bir isteğimde yoktu zaten.Nasıl olduysa kafamın üzerinde oluşan bir hologramla insanlar bana tapacak şekilde hayranlık duymaya başlamıştı.Bu hologram bana saygı kazandırmıştı.Hemen ardından da bana boş bir külübe vermişlerdi.Yazılandan anladığım kadarıyla bu Poseidon Külebesiydi.
Yanıma at-adam gibi bir şey geldi.
‘Benim adım Kherion.'dedi.
‘Neal.'dedim elimi uzatarak.
‘Babanın bir tanrı olduğunu biliyorsun değil mi?'diye sordu.
‘Öyle gibi davranıyorlar.'Dedim.
‘Normal bir şey bu,sen Poseidon'un son oğlusun?'dedi.
‘Son derken?'Diye sordum.
‘Kehanetlerle ilgili şeyler.'Dedi.
‘Benden başkalarıda var mı?'diye sordum.
‘Vardı.Bundan tam 3 asır önce Percy adlı bir çocuk dünyaya geldi.Poseidon'un oğluydu.Dünya üzerindeki en güçlü melezdi.Her türlü zorluğa göğüs gerebilen bir kahraman.'dedi ve duraksadı.
‘Sonra ne oldu'diye sordum.Bu arada külübenin verandasında duruyorduk.
‘Melez kampını korurken,hain bir kumpasa düştü.Onun önderliğinde 100 melez burayı savundular.Yüzbinleri aşkın orduları vardı.Ve bize ait sadece 101 melez.Kahramanca öldüler.'Dedi.
‘Peki kurtulan hiç olmadı mı?'diye sordum.
‘Bence bu kadar yeter,şimdi sadece buraya ısınmaya bak.Hergün antreman yapıyoruz.Senin gibileri düşmanlara karşı hazırlıyoruz ve seni kapının önünde bekleyen bir kız var.Sana kampı tanıtacak.'dedi.
‘Ya burda kalmak istemiyorsam.'dedim.
‘Bu senin tercihin olur fakat dışarı çıktığın anda canavarlar için hedef olursun.Şuana kadar yaşadığını bile şükretmelisin.'Dedi.
‘Fakat kendim ve Poseidon hakkında çok az şey biliyorum.'Dedim.
‘Percy'de bu külübede kaldı.O öldüğünden beri külübeye girilmedi.Külübe onun anılarıyla dolu.Kendini bu külübede bulucaksın.'dedi ve ekledi.'Hadi dışarı çıkalımda kampı tanı.'
Kapı açtığımda karşımda bir kız vardı.Sarı şaçları,gri gözleriyle benim yaşlarımda(16 yaşındayım)bir kızdı.Etkilendim doğrusu.
Belinde hançeriyle bayaaaa havalı duruyordu.Kalbim hızlı attığını hissedebiliyordum.Bir an başım döndü.4-5 metre ilerimizdeki su dolu sürahi patladı.Fakat su sürahi şeklinde kaldı.Sarışın kız arkasına baktıktan sonra ‘Poseidonlular,hep aynı.Beni izlede kampı sana tanıtayım.'Dedi.
Suyun kendini bırakmasını istediğimde su sürahi şeklinden kaybolup yere döküldü.Poseidon oğlu olmak güzel bir şeye benziyormuş.
Kızla birlikte yan yana yürümeye başladık.
‘Adını hala bilmiyorum.'dedim.
‘Belinda Chase,burası antreman sahası.Burda.'dediği anda sözünü kestim.
‘Bende Neal.'Dedim.
‘Peki Neal,devam edebilir miyim?'Dedi.
‘Ha,evet.'Dedim.
Kaşlarını kaldırıp bir anda indirdi.'Burası en çok zaman geçireceğin yer,şurasıda yemek alanı.'Birisini gördü.Yüzüne bir gülümseme geldi.'Benim şimdi gitmem gerekiyor,bir kılıç al ve antreman yap.'Dedi ve gitti.