Bölüm 14: Tuzak ve Ölüm

1.7K 146 31
                                    

Multimedya: Zayn ft. Sia - Dusk Till Down.
İthaf: Jenny karakterini oluşturan fakat Jenny'den çok daha öte olan canım Kübra Teyzeme. Her zaman yanımda olduğun için teşekkürler, seni seviyorum.

Tam tempo okumalar!

*

Titreyerek yataktan fırlarken ıslak yorganı üstümden attım. Her ne kadar cenaze gününü görmeye âşina olsam da kendimi titreyerek uyandırmaktan alıkoyamıyordum.

Parmaklarımı şakaklarımda dolaştırarak odamın duvarlarından yankılanarak bana geri dönen nefesimi dinledim. Jackson sabah gitmiş olmalıydı.

Yataktan kalkarak üstümdeki ıslak gecelikten kurtuldum. Sutyenimin kopçasını genişletirken masamın üstündeki küçük not kağıdı gözüme ilişti. Kağıdın üzerinde muhteşem incelik ve kusursuz harf kıvrımlarıyla yazılmış bir el yazısı vardı.

"Günaydın."

Dudaklarım şekillenerek minik bir tebessüme ev sahipliği yaptı. Yazının kime ait olduğunu tahmin edebiliyordum.

"Günaydın," diye mırıldandım kağıdın üzerine beni duyacakmış gibi.

Kağıdı katlayıp çalışma masamın çekmecesine bıraktım ve banyoya girip yüzümü yıkadım.

Soğuk suyun cezbetme huyu tüm kafamı musluğun altına sokma isteğimi kamçılıyordu.

Gecelik altımı da çıkarıp dolaba ilerledim ve kapağı açar açmaz ayaklarımın dibine süzülen kağıdı yakaladım. Yine aynı el yazısı mevcuttu.

"Dışarıdaki güneşe aldanıp ince giyinmek gibi bir aptallıkta bulunma. Sıkı giyin."

Dudaklarımı ısırırken anlık sinir dalgası yerini heyecana bıraktı. Beni gerçekten düşünüyor mu yoksa korumaya mı çalışıyor bilemiyordum. Korumaya çalılıyorsa neden bunu yapıyor ya da düşünüyorsa ne şekilde düşünüyor bunu da bilemiyordum.

Tek bildiğim yanımda olmasından hoşlandığımdı.

Dolabımdan dizlerimin iki karış üstünde siyah bir kazak ve açık gri renkte kot bir pantolon çıkardım. Düz saçlarıma her zaman bana kolaylık sağladıkları için tekrar kocaman bir teşekkür yollarken dolabımı kapattım.

Boy aynamın üstünde tekrar aynı el yazısıyla karşılaştığımda kendimi yatağa atıp bağırarak kahkaha atmak istedim.

"Siyah yakışmış."

Gözlerim şaşkınlıkla açılırken panikle tavana baktım. Odama kamera yerleştirecek kadar manyaklaşmış olamazdı fakat başka türlü nasıl ne renk kıyafet giydiğimi tahmin edebilmişti ki?

Telefonumun mesaj sesiyle masamın yanından telefonumu alıp gelen mesaj bildirimine tıkladım. Jackson Stefan bana mesaj atmıştı.

Bir dakika. Ne? Jackson Stefan mı?

Dikkatle üstte yazan ismi tekrar okuduğumda sonuç aynı noktaya varmıştı. Jackson'ın numarasının bende olmadığına adım gibi emindim. Ne ara numarasını telefonuma kaydetmişti? Ya da telefon şifremi nasıl kırmıştı? Ben ilkokul numaramın gayet güvenli bir şifre olduğunu tahmin ediyordum oysaki!

Sinirle gelen mesajı açtım.

"Odanda kamera falan yok, Isa. Ben sapık değilim. Sadece bir sihirbazım ve böyle durumlarda yapacaklarının zamanını tahmin etmem hiç zor olmuyor. Öngörülerim normal bir insanınkinden on beş kat daha gelişti. Üstelik bunları yapan bir sihirbaz için ilkokul numaranı tahmin etmek oldukça basit."

İMGE - IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin