Saat (bxb) ✓

25

Yarı yıldan sonra, artık Caner ile oturuyordum. Bir çok konuda bana yol gösteriyor, ruhum dağıldığında ise dertleşeceğim bir omuz oluyordu.

Ne vardı ki sanılanın aksine aramızda bir ilişki yoktu. Sadece iyi anlaşan iki arkadaştık. Eşcinsellerin sadece cinsel birlikteliği olur, haz üzerine kuruludur gibi bir çok düşünce içinde yer alan kalıplaşmış beyineler ise bir şeyi göremiyorlardı.

Herkesin olduğu gibi bizlerinde arkadaşı, dostu hatta kardeşimizin olduğuydu. Caner ve bana atılan bakışlar ise bu tezimi doğrular cinstendi. Caner ise bu durumu deyim yerindeyse sikine bile takmıyordu.

"Bakışlar artıyor. Yakında hocalar da eklenir bu bakışlara."

Her zaman olduğu gibi ağzındaki sakızı bir tur çevirip, defterine karaladığı çıplak erkek bedeninin altına imzasını çaktı.

"Yani, karalar mı bağlayalım Dora. Kim ne düşünürse düşünsün zerre..."

Sözünü tamamlamasına müdahale edip,

"Küçük Caner'in umrunda değil."

Açıkça söylemeyip onu ve kıymetlisini küçümseyerek söylediğim lafa gözlerini devirip,

"Küçük olup olmadığını test etmek ister misin?"

Bu sefer ben gözlerimi devirdim. Kapıya kayan bakışlarım içeriye el ele giren Emrah ve Kamelya ile buluştu. Emrah gözlerime bakmak istese de başımı çevirip Caner'in defterini inceledim. Defterdeki her çizim bir usta ressamların elinden çıkan tablolarla yarışırdı.

Caner ise arkasına yaslanmış elindeki telefonla muhtemelen erkek arkadaşı ya da potansiyel erkek arkadaşı adayı ile konuşuyordu. Herifin tekelinden saniyede geçen bedenlerin haddi hesabı yoktu.

"Çıkışta bir yere kaybolma. Bana lazımsın."

Kolunu omzuma atıp fısıldadığı sözlerle kafamı kaldırdığımda dudaklarımızın arasındaki mesafe sıfıra düşümüştü.

Kulağıma gelen fısıltıları yok sayıp burnumu burnuna sürttüm.

"Seninim o zaman."

Sınıf kapısının gürültü ile kapanması ile kafamı kaldırdığımda Kamelya'nın Emrah diyerek kapıdan çıkışını gördüm.

,,,

Hi! Nassın!

Bl yrm istrm oy da olr ...