Hope Andrea Mikaelson
Gece Yarısı
Uzun ve derin bir aldım. Bir süre aynadaki yansımamı izledim. Hala dalgalanmış bir şekilde duran saçlarımla oynadım. Üzerimde beyaz bir tişört, kot pantolon ve beyaz spor ayakkabısı vardı. Gözlerimi yana doğru kaydırdım ve saat'e baktım. Saat 11 : 50, sadece on dakika kaldı. Büyük kurtuluşa on dakika kaldı. Gözlerimi yumdum ve sabah gördüğüm o anlamsız rüya da Babam'ın söylediklerini hatırlamaya çalıştım.
"Bilmeni istiyorum ki, Hope...
Bu bir veda değil..."Bu ne demekti? 'Bu bir veda değil!' ne demekti? Önce onun mezarını gördüm, ardından da kendisini. Ama o gerçek değildi. Üstüne de o söyledikleri. Herşeyin bu kadar anlamsız olması imkansız.
"Bundan sonra dostlarına ve düşmanlarına sen karar vereceksin... Unutma, dikkatli olmalısın... Sen New Orleans'ın genç ve güzel Kraliçesi'sin, sorumlulukların var... Bunları unutmamalısın, güzel kızım..."
Alayla güldüm. Dostlarımı ve düşmanlarım mı? Yani ben şndiye kadar durumu hiç bu şekilde düşünmemiştim. Hep bu tür konular da yabımda beni koruyacak bir ailem var diye düşünmüşümdür. Bu rüya ne anlama geliyordu? Ailemin her zaman hanikda olmayacağı anlamına mı? Rüyalar tersi çıkar derler, umarım tersi çıkar. Ayrıca hayatım sorumluluklardan ibaret olacaksa, Kraliçe falan olmak istemiyorum. Kenarda kalsın, lütfen.
"Bunun için artık çok geç; onunla savaşamazsın, henüz çok erken...
Ama unutma; bu bir veda değil, Hope..."Yine aynısını söyledi. Bana 'Bu bir veda değil!' dedi. Ne demek bu? Sanki ölülerin gittiği yere gitmemiş gibi konuşuyordu. Sebebini açıklayamam, sadece hissediyorum. Ama sanki onu kurtarmamı istemiyordu. Peki ya kurduğu o cümleye ne demeli? 'Henüz çok erken, onunla savaşamazsın!' da ne demek? Kiminle savaşamam? Neden savaşıyorum? Herşey öylesine anlamsız geliyor ki.
"Babanın varoluş hikayesi, kızım..."
Babam'ın varoluş hikayesi. Ortada bir hikaye var. Ama hikaye nerede? Neden hikayeyi hatırlayamıyorum? Kimi kısmında beni üzen, beni sinirlendiren, hatta beni mutlu eden o hikaye nerede? Sanki herşey tam da, o hikaye hafızamdan silindi. Babamı hatırlıyorum, anlattıklarını hatırlıyorum, hatta tepkilerimi bile hatırlıyorum. Ama hikayeyi hatırlamıyorum. Anlamıyorum, neden? Yani neden? Derin bir nefes aldım. Geri kalanını hatırlamaya çalıştım.
"New Orleans'ın genç ve güzel Kraliçesi Hope Mikaelson'nın hikayesi daha yeni başlıyor..."
Benim hikayem nasıl daha yeni başlıyor olabilir ki? Acaba daha kötü şeyler yaşanacağını mı ima etti? Tanrım, başıma Declan'dan daha kötü ne gelebilir ki? Tamam. Herşey bir kenara o adam kimdi? Kabusun son dakikalarında bana o şeytan gözleriyle yaklaşan o adam da kimdi? Bir an için bile olsa; Declan olduğuna inandım, ama eminim artık o Declan değildi. Başka birisiydi. Tanımadığıma eminim, ama hayatımın bir parçası gibiydi. Tanımıyordum ama tanıyor gibiydim. Bu çok tuhaf bir his.
Derin bir nefes aldım. Tamam, Hope. Sakin ol ve mantıklı düşün. Bilinçaltımın bana gösterdiği her rüyanın bir anlamı olduğna inanırım ve adım kadar eminim ki, bu rüyanın da bir anlamı var. Acı bir durum ki, Annem ile Babam ölmüştü. Umarım; bu rüya geleceği göstermiyordur. Babam ile konuşyordum ama o gerçek değildi. Bana bir nevi veda ediyordu, ama bir veda olmadığını söyledi. Beni uyarıyordu. Birine veya birşeye karşı uyarıyordu. Endişeli görünüyordu. Asıl kafamı karıştıran durum şu, bana 'Onunla savaşamazsın, henüz çok erken!' dedi. Bu da ne demek? Birisiyle savaşmam için erken olduģnh söylüyordu. Ama kiminle? Declan mı? Hayır, hiç sanmıyorum. Bu halishaneden çıktığım zaman, Babam'a kavuştuktan sonra soracağım ilk şey bu olacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğaüstü Serisi {Miraslar}Karanlığın Mirasları
FanficMiraslar. Klaus Mikaelson'nın mirası Hope Andrea Mikaelson. Alaric Saltzman'ın mirasları Josette 'Josie' Saltzman ile Elizabeth 'Lizzie' Saltzman. Malachai 'Kai' Parker'ın mirası Jacques Parker. Bu bir hikaye. Geçmiş ve gelecek de, yaşanan ve yaşan...