Selaaam.
Öncelikle, history:obsessed i izlerken aklıma geldi bu kurgu. Diziyi biliyorsanız okuyunca aralarında dağlar kadar fark olduğunu göreceksiniz. Tek bir şey benziyor. Diziyi şiddetle tavsiye ederim bu arada *-*(Yukarıdaki notu 4 yıl önce yazdığım için diziyi gram hatırlamıyorum... sizi 4 yıl önceki ben ve şu an ki benin hayal dünyasına bırakıyorum...2 bölüm olacak. İyi okumalar 😽)
•
Jimin, ay'ın evinin perdelerinin arasındaki boşluktan sızan ışığına baktı. Bu ev...bomboştu. Yatağın üzerinde kendilerine ait olan örtüyü görmeye alışkındı. Veya koleksiyon yaptıkları minik oyuncak figürlerinin odanın köşesinde duran siyah rafta düzenli bir şekilde dizili durmasına...
Gözleri ay ışığına odaklandığında, dünya yavaşça bulanıklaşmaya başladı. Ay ona hep Jungkook'u hatırlatırdı. Her ikisi de karanlığı aydınlatan, parlak varlıklardı. Jungkook'un gözleri, gülüşü... hepsi bu ışıkla yarışacak kadar ışıltılıydı. Eğer ay böylesine bir manzarayı görseydi, belki kıskanır, hatta yok olmayı dilerdi. Ama ay, yalnızca izleyendi. Jimin'in gözyaşları ise hız kesmeden akıyor, içindeki boşluğun sessiz bir çığlığına dönüşüyordu.
Bir hıçkırık, istemsizce dudaklarından döküldü. Üç ay önce bu yatakta, Jungkook'la sımsıkı sarılarak uyudukları zamanları düşündü. Birbirlerine o kadar yakın, o kadar iç içe geçmişlerdi ki bazen fark etmeden birbirlerinin üstüne çıkarlardı. Şimdi ise yalnızca anılar ve acı kalmıştı. Dudaklarını ısırdı, ama hıçkırıkları durdurmak nafileydi. Jungkook'un bir zamanlar sevdiği o dudaklar, şimdi yalnızca özlemin ve acının esiri olmuştu. İçindeki tüm hıçkırıkları serbest bıraktı; sanki her biri kalbinden bir parça koparıyordu. Güçsüzdü, dayanacak gücü kalmamıştı.
Cebindeki alyansı çıkardı ve dudaklarına götürüp sanki Jungkook'u öpüyormuş gibi kokusunu çeke çeke dudaklarını bastırdı. "Seni çok seviyorum. Ço-çok seviyorum, aşkım. Çok."
Genelde ayrılan mutsuz çiftlerin aksine ikisi de birbirlerini çok seviyordu ama gelin görün ki bazen sevgi yetmiyordu. Birbirlerini incitmekti tek yaptıkları. İlişkileri sevgiden çok bağımlı bir hale gelmeye başlamıştı. Her gün edilen yok yere kavgalardan, en ufak bir sebepten Jungkook'un evi terk etmesine kadar tonlarca nedenleri vardı. İkisi de inatçı ve gururlu olunca işler daha da sarpa sarmıştı. Suç dengesi olsaydı, en fazla pay Jimin'e düşerdi. Sinirliyken gözü kimseyi görmediği gibi kocasını da görmüyordu. Ağzına geleni söylüyordu. Çok kırıcı oluyordu. Sonrasında ise gururu yüzünden özür dilemiyordu.
Yaşadığı bir anlık sinir krizi sonucunda ara vermek yerine ayrılma kararı alıp hevesle ve sevgiyle kurdukları bu aşk yuvasını terk etmişlerdi."Her şey benim yüzümden." diye tekrarladı Jimin. "Benim suçum."
Yerdeki bir noktaya takıldı gözü ve sürekli aynı yere bakıp aynı cümleyi tekrar tekrar dile getirdi. En sevdiği adam, aşkı, en yakın arkadaşı, ailesi... Her şeyi. Yoktu. Ölmüştü. "Benim yüzümden."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
revival
FanfictionEvren Park Jimin'e, Jeon Jungkook ile evli olması ve yaptığı hataları tekrardan yapmaması için bir şans daha vermişti. (ilham alınan drama: history: obsessed)