Gerçeklerle Yüzleşmek

829 44 2
                                    




( Alya'nın ağzından)


İğrenç geçen bir gecenin ardından, ertesi gün lanet ede ede okula gelmek kötünün de kötüsüydü. Asya'nın boş yere kopardığı curcuna yüzünden, onun foyasını ortaya çıkaramamıştım. Aksine yine kötü ben olmuştum. Aslında Asya hakkındaki şüphelerim doğruydu. O gerçekten de Berkin'e aşıktı ama erkekler maalesef biz, kızlar kadar ince ayrıntıları göremedikleri için olan biten her şeyden habersizdiler. Madem onlar göremiyordu, bu gerçeği ben ortaya çıkaracaktım. Er yada geç, o kızı gruptan uzaklaştıracaktım.

Berat, bir kere bile olsun sevdiği kızı arkadaşlarına karşı koruyamaz, aksine ir köle gibi onların sözünden çıkmazdı. Korkaktı çünkü. Kendini yıllarca arkadaşlarına karşı kanıtlayamamış, onların gözünde bir saygınlık kazanamamıştı. Grupta hem kendini hem de kız arkadaşını ezdiriyordu. Hangi kız, böyle bir erkeğin sevgilisi olmak ister? Hiçkimse! Ben de onu istemiyordum. Ben, Berkin gibi birini istiyordum. Berkin'i istiyordum.

Sınıfa geldiğimde, daha hiç kimse gelmemişti. Sıkıntıyla iç çekerek sırama oturdum. Çantamdan, aynamı ve allığımı çıkarıp yanaklarıma sürmeye başladım. O sırada sınıfın kapısı açıldı ve Tuana, gülerek sınıftan içeri girdi.

'' Günaydın kanka!'' diyerek yanıma oturdu.

'' Günaydın.'' dedim.

'' Ne oldu sana? Morelin mi bozuk senin? Çok durgunsun.'' dedi.

'' Dün gece berbat geçti. Asya denilen o...'' derken konuşmamı yarıda kestim. Küfür etmemek için dilimi ısırıp, gözlerimi birkaç saniye kapattım. Sinirim yatışınca gözlerimi açtım.

'' Benden önce davrandı ve durumu kendi lehine çevirdi.'' dedim.

'' Telefonda bana anlattıklarını yapamadın mı?'' dedi.

'' Hayır, tam onun foyasını ortaya çıkarmaya hazırlanıyordum ki beni sevgilisiyle arasını bozmaya çalıştığımıöne sürdü bağırarak. Durum böyle olunca ukala grup, beni yanlarında istemediler. Salak, ödek Berat da beni evime bıraktı ve yolda bin ton laf etti.'' dedim.

'' Aptal! Bu çocuk aptal! Kurtul artık ondan! Onunla bir yere varamayacaksın! Daha kendini savunmaktan aciz, seni nasıl savunsun?'' dedi.

'' Zaten ondan kurtulmam an meselesi. Doğru bir zamanda terk edeceğim onu fakat şimdi değil.'' dedim.

''Neden?'' dedi.

'' Çünkü her şeyin bir zamanı var. Şimdi terk edersem, dün gece beni götürdüğü için onu terk ettiğimi düşünecek. Ben istiyorum ki, onu öyle bir zamanda bırakayım ki kendi karakterini sorgulasın. Bir erkekten çok, fino köpeği gibi arkadaşlarının peşinde oyuncak olduğu için ondan ayrıldığımı anlasın.'' dedim.

'' İtiraf et, Alya. Berat güçlü ve baskın bir karakter olsaydı onu Berkin'e değişmezdin, değil mi? Bu bir aşk meselesi değil, güç meselesi bence.'' dedi.

'' Öyle yada böyle, eninde sonunda her şey benim istediğim gibi olacak. İstediğim her şeyi elde edeceğim.'' dedim ve allığımı ve aynamı çantama koyup fermuarını kapattım.

'' Sen bu süre zarfında ne yapacaksın peki?'' diye sordum.

Anlamayarak bana baktı ve '' Ne demek şimdi bu?'' dedi.

'' Çok açık. Neyden bahsettiğimi çok iyi biliyorsun.'' dedim.

'' Hayır, bilmiyorum.'' dedi.

'' O zaman sen de en az Berat kadar aptalsın yada renk vermeyecek kadar zeki yada benim sandığım kadar hoşlanmıyorsun Eray'dan.'' dedim.

Tuana, hemen sağına ve soluna baktı. Sınıfta kimsenin olmadığından emin olduktan sonra '' Böyle şeyleri ulu orta yerde, yüksek sesle söyleme! Bak, seninle bu konuyu daha önce konuştuk. Sana daha önce de söyledim. Çocuğun bir sevgilisi var, Alya! Hiç öyle bir şey olabilir mi?'' dedi gözlerini kocaman açarak.

Saplantı 2- Farklı YönlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin