Bölüm 30

79 11 0
                                    


Lilith paniklemiş şekilde anlatmaya çalışıyordu. Lucifer öfkeyle kükredi.

- " Lilith sakin ol!!! Ne dediğini anlamıyorum" Derin bir nefes alarak soluğunu düzenleyen Lilith ;

- "İris denen o kızda değil mavi ateş Lucifer. Bugün karşıma çıkan 2 kişiden birinde." Lucifer şoka girmiş vaziyette bakakalmıştı. Hemen kendini toparlayarak;

- "Lilith saçmalama, bu konuyu çok uzun yıllardır araştırıyoruz. Böyle bir şey mümkün değil."

- "Lucifer gözümle gördüm. Hatta koluma değen şu ışığın yaptıklarına bak" derken kolunu açıp da Lucifer'a uzattı. Tüm damarlar kararmıştı. Bunu en iyi Lucifer tanırdı. Bu saf iyilik enerjisinden başka bir şey olamazdı. Zamanında içinde büyüyen kötülüğü bastırmak için Ruhaniler tarafından bu enerjiye çok maruz bırakılmıştı. Cennette kazandıklarını, cehennem de kaybettikleriyle takas etmişti Lucifer. Bu yüzden kovulmuştu cennetten. Ruhaniler ondan hemen vazgeçmemiş , melekler ile birlikte mutluluk dolu o mavi ışıkla yıkamışlardı onu her gün. 

Acısını çok iyi bilirdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Acısını çok iyi bilirdi. O kötülüğe öyle sıkı tutunmuştu ki, mavi saf nur ışığı bile onu arındıramamıştı. Tanrı bunu duyunca onu sonsuza dek kötü olmaya mahkum etti. Ve onu tek öldürecek şeyin de mavi ışıklı ateş olacağına hükmetti. O günden beri bu ışığa kim sahipse tarafına çekmeye çalışıyordu. İşin kötüsü bu ışığa sahip kişiyi de öldüremezdi. Onun laneti de buydu. O ışığın sahibini bulmalıydı. Hem de hemen...

Dark, Karantuyu karşısındaki sandalyeye oturtmuş gözlerini ondan ayırmıyordu. Uzaktan gelen Kahin, Tria ve Komutan bu sahneyi gördüklerinde birbirlerine baktı. Konuşan Tria oldu.

-"Dark, birazdan Karantuyu yiyecek"

-" Haydi hızlanın biraz" dedi Kahin. Dark'ın yanına geldiklerinde Dark tek kelime etmeden Karantuya ters ters bakarak yanlarından ayrıldı.

Karantunun sadece gözleri görünüyordu. Yüzü peçe ile kaplı olduğundan tam görülmüyordu. Karantular tam bedenli varlıklar değildi. Ancak geçmişte örnekleri olduğundan, tercihleri değişirse tercih ettikleri ırka göre bedenleri değişebiliyordu. Bu Karantu Ruhanileri istediğinden yine bedensiz olacaktı. Ancak rengi ve aurası değişecekti ki bu yer yer oluşmaya başlamıştı. Komutan Karantuya seslendi;

-" Sana nasıl hitap edeceğiz Karantu?" Bu sorunun muhattabından garip bir hırlama duyuldu.

-"Bana Karantu deme Komutan! Ne dersen de Karantu deme!" Layris memnun bir ifadeyle ;

-"Bir adın yok mu? Ve benim Komutan olduğumu nereden biliyorsun?" Karantu gülmeye benzer bir ses çıkartarak;

-"Komutan seni çok takip ettim. Bana verilen görevlerin çoğu siz ve bu yeni ordunuz ile ilgiliydi. Adım da Tari. Ama adımdan da nefret ediyorum. İlk değiştireceğim şey bu olmalı. Bana yeni adımla seslenin Komutan. Hmm adım Sun."

-"Pekala Sun. Anlatmaya nereden başlayacaksın. Sana neden güvenelim"

-"Komutan madem güvenmiyordunuz neden beni kurtarmak için bu kadar şeyi göze aldınız. En büyük sırrınız ortaya çıktı benim yüzümden. Neden?"

-"Sen akıllı bir adamsın Sun. Pekala ön görülerimde senin dürüst olduğunu, bir tuzak olmadığını anlamıştım. Nasıl diye sorma biliyorsun ben Megafun Komutanıyım. Yarı insan yarı cin olan bir ırkın da bazı artıları oluyor."

-"Bu öngörünü ben de gördüm. Yani beni hissedebileceğin tek yer rüyalarındı. Ben de rüyalara sızabiliyordum. Ama senin için bir ön görü olacağını bilmiyordum. Rüya ile ön görü arasından fark var ve sen bunu ayırt edebiliyorsun değil mi Komutan?"

-"Evet" dedi Layris ve gözü dalar gibi oldu. Bu boşluktan istifade eden Kahin konuşmaya güzel bir giriş yaptı.

-" Sun, öncelikle yönünü iyiliğe çevirdiğin için seni kutlarım. Diğer Karantulara örnek olmanı diliyorum. Senin gibi düşünen Karantu sayısı nedir?"

-"10 Karantuyu geçmez Kahin çok heveslenmeyin" Tria dayanamadı...

-"Peki sen nasıl karar verdin bu işe çok bilmiş..." Sun, ters bir bakış atarak başını çevirdi. "Sen !" dedi. "Tria... Bu kaosu sona erdirecek tek umut sensin... Ruhanilere katılmaya karar verme sebebim sensin. Seni duyduktan sonra kötülüğe verilen sürenin sona erdiğini anladım. Şu ana kadar 10 Karantuyu etkileyebildim belki. Ama biraz önce ortaya çıkarttığınız sırrınız yayıldıkça bu sayı binleri bulacaktır."

-"Ne sırrından bahsediyorsun sen geldiğimizden beri? Bizim bir sırrımız falan yok. Ayrıca beni nasıl duydun ki sen? Ben nasıl kaosu sona erdirecekmişim? ....."

Soruların ardı arkası kesilmeyince, Kahin Tria'yı susturdu. Layris de meraklı gözlerle Kahin'e bakıyordu.

-" Sun doğru söylüyor Tria. Biraz önce tüm dünyanın duyduğunda umut dolacağı ama düşmanlarımızın delirip bizi öldürmeye çalışacağı bir sırrımız ortaya çıktı."

-"Ben acaba başka bir dünyada mı yaşıyorum? Niye anlamıyorum neler olduğunu ?" diyen Tria kafasını ellerinin arasına alarak yere çöktü. Layris de yanına...

-"Mavi ışık Tria. Lilith karşısında savaşırken ben hiç tahmin etmemiştim böyle bir durumu. Ama benim mavi ışığım yok eminim. Bu bir efsaneydi hatta. Karantuların ve Şeytan Lucifer ı öldüren tek şey bu mavi ışık. Ve sen ona sahipsin. Bundan sonrasında seni çok iyi korumamız gerekiyor. Ve senin de dikkatli olman gerek"

Gözleri şaşkınlıkla açılan Layris ve Tria gözleriyle, biz ne yapacağız der gibiydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözleri şaşkınlıkla açılan Layris ve Tria gözleriyle, biz ne yapacağız der gibiydi. O anda Tria'nın saçları rüzgar ile dalgalandı. İçine Ruhanilerden bir nefes doldu. Beyninde bir ses duyuldu.

"Triiiaaaa umudun kızıı... İnsanlar da artık sizinleee..."

YENİ DÜNYA - IRKLAR SAVAŞI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin