Stay With Me

1.BÖLÜM -

Telefonumun bilindik melodisi kulaklarımı doldurduğunda kimin aradığını bakmadan açıp kulağıma götürdüm.

"Nerdesin Ally!"sinirle konuşan tanıdık sese "Günaydın İkiz"dedim. "Allison seni daha fazla idare edemem hemen buraya gelmelisin" dedi. "Nereye?"dediğimde "Sana inanamıyorum Ally, beraber tura çıkacağımız çocuklarla tanışacaktık. Tanrım unuttuğuna inanamıyorum"dedi.

Köşeli olduğuna inandığım jetonun düşmesiyle verdiği !START! çağrısına kulak asıp hızlıca giyinmeye başladım. "Tanrım Nash çok özür dilerim hemen geliyorum" dedim. "Evet yoldaymış beş dakikaya burda olur" dediğinde bir kulağımda telefon beceriksizce makyajımı yapmaya çalışıyordum.

Telefonu suratına kapattığımda kendimi banyoda buldum. Saçlarıma köpük sıkıp biraz şekillendirdikten sonra odama döndüm.Duş almadan evden çıkmak pek adetim olmadığından tamamen dibe batmış olduğumu hissettim. Ne zamandan beri bu saate kadar uyuyordumki ben. Küçük bir fırtına teknemi yerle bir mi etmişti. Kendine gelmelisin Allison dedim kendi kendime. Elime geçen ilk ayakkabıyı ayağıma geçirmeye çalışırken sekerek merdivenlerden indim.

Anahtarlıktan arabamın anahtarını kaptığım gibi kendimi dışarı attım. Arabaya bindiğimde radyoyu açıp Lady Gaga'nın Marry The Night şarkısı eşliğinde gaza bastım.

******** ******** ********

Buluşma yerinin kapısında kendimi motive etmeye çalışırken çökmüş bir ifadeden kurtulup yüzüme gülümsememi yerleştirdim. Hazır olduğumu hissettiğimde derin bir nefes alıp kapıyı açtım. Bizimkilerin oturduğunu umduğum masaya ilerledim.

"Allison Grier." Diyerek kendimi tanıttığımda bana şaşkınlıkla bakan çocukların elini sıktım. Bana ayrılan yere oturdum.Nash kulağıma eğilip

"Geç kalma mührünü bir buluşmaya daha vurdun,lütfen biraz mutlu ol hayatımıza yeni bir sayfa açıyoruz"diyerek beni teselli etmeye çalıştığında cevap vermek yerine gülümsedim. Oda aynı gülümsemeyle karşılık verdiğinde önemli olduğunu düşündüğüm konuşmaları dinlemeye başladım.

Adının Rebecca olduğunu öğrendiğim kadın kırmızı rujla renklendirilmiş dudağını aralayıp konuşmaya başladı "Bakın çocuklar bu saçma gelebilir ama birbirinizi uzun süredir tanıyormuşsunuz izlenimi vermemiz gerek. Böylece daha fazla takipçiniz olabilir. Ve tura katılımda çoğalır. Bakın bu imzaları attığınız anda geri dönüşü olmayan bir yola giriyorsunuz ve turun iyiliği için herşeyi yapmak zorundasınız"dedi. Hepimizin anlamsız bir şekilde kafasını sallamasına karşılık "Gerçekten size düşünmeniz için yeteri kadar zaman verildiğini düşünüyorum. Umarım pişman olmazsınız" dedi.

"Hadi yapalım şu işi" mırıldandığımda Nash'e döndüm güven vermek istercesine başını salladı. Dünyada görebileceğim en ciddi yazıyla yazılmış "Allison Trisha Grier" yazısının yanındaki imza için ayrılmış boşluğa baktım. Kararından eminsin sanıyordum Allison diye geçirdim içimden. Elimdeki dolma kalemi bana birdaha gelmeyecek olan cesaretle boşluğa sürttüm, imzamı attığımda. Artık Magcon turun bir parçasıydım.