Her şey vatan için

636 65 5
                                    

3 Saat Önce

Gökhan ve Sancak Timi sonunda Ankara'ya gelmişlerdi. Ankara'ya giriş yaptıkları an polisler tarafından tutuklandılar.

Basın mensubu da vardı.

"Gazze'de kan kusturan Türk Askerinin yerine geçen katiller tutuklandı."

Gökhan kendileri için katil diyen, muhabire baktı.

"Ne diyorsun lan sen?" diye bağıran Kaan'a baktı.

Tam da tahmin ettiği gibi teröristler vatan sever asker yerine konmuştu, kendileri de Türk Askerini katleden teröristler olmuştu.

Gökhan'ın bileklerine kelepçe taktılar.

"Her şey vatan için," dedi.

Şimdi

Karargah ayağa kalkmıştı. Yaşar Komutan, askerlerinin üzerine atılan iftirayı temizlemek için elinden geleni yapıyordu ama her şey Gökhan Yüzbaşı ve Sancak timinin aleyhineydi.

Elsa öyle bir şey yapmıştı ki, Yaşar Komutan ne yaparsa yapsın Askerlerini kurtulamıyordu.

Elsa ise keyifli bir şekilde televizyonda haberlere bakıyordu.

"Elsa'ya bulaşırsanız sonunuz böyle olur."

Kahkaha atmaya başladı. Onları bir kere daha alt etmişti. Türk Askerinin karşısında durmanın sonuçlarını görecekti ama her şey için geç kalmış olacaktı.

Hatice Hanım televizyonlarda oğlunu görünce elindeki tepsiyi yere düşürdü.

"Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda Yüzbaşı olduğu bilinen eli kanlı katil Gazze'de kendi silah arkadaşlarını hiç acımadan öldürdü. Eli kanlı Yüzbaşı ve beraberindekiler bugün öğle saatlerinde tutuklandılar."

Hatice Hanım elini kalbine götürdü. Bu kadın ne diyordu böyle?
Onun oğlu eli kanlı katil filan değildi.

Sancak timi nezarethanedeydiler. Levent, Gökhan Yüzbaşı'na baktı.

"Komutanım bu da neyin nesi?" diye sordu.

"Bizi eli kanlı terörist ilan ettiler. Baştan beri amaçları bu olmalıydı. Gölge Girişimi altında Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda üst düzey görevlerde bulunan askerleri tuzağa düşürmek istediler. Ve başardılar."

Gökhan her şeyi şimdi anlıyordu. Hepsi bir oyundu. Sancak'a baktı.

"Ama bilmiyorlar ki Allah, Türk Askerinin yanında. Üzerimize kurdukları bu tuzaktan Allah'ın izniyle kurtulacağız," dedi.

Handan kendine geldiğinde hastane odasında yatıyordu. Başında şiddetli bir ağrı vardı.

"Ah!"

Yerinden kalktı. Hazar omzundan tuttu.

"Hemen kalkma önce serum bitsin."

Hazar, Handan'ı geri yatırdı. Handan kendinde konuşma gücünü bulamadığı için gülümsemekle yetindi.

Gaye yaşlı gözlerle annesine bakıyordu. O ölmüştü. Babası, annesinin öldüğünü söylemişti. Daha babasını tam olarak affedemezken, babasının bir yalanını daha gördüğü için kalbinde cam kırıkları ile dolduğunu hissetti.

"Sen ölmüş olmalıydın," dedi.

Aysima Hanım başını iki yana salladı. Kızı gibi yaşlı gözlerle bakıyordu.

Seher konuşmaya başladı.

"Gaye, bizde, senin gibi onun öldüğünü zannediyorduk ama o bunca zamandır komadaymış. Senin öldüğünü düşündüğümüz zaman diliminde ablamın yaşadığını öğrendik."

Vatan SağolsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin