Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Rose belli belirsiz gülümsedi. Elinde, küçük kağıt parçaları bulunuyordu. Şimdi en üstteki Jungkook'un dudaklarına aşkla baktığı fotoğraftı. Fotoğrafın arkaplanında güzel, pembe çiçekler vardı. O günü iyi hatırlıyordu. Çıkmaya başladıktan bir ay sonraydı. Güzel bir bahar günüydü ve Lisa'nın ölümünden yaklaşık iki ay önceydi. Kızın çökmüş suratını gördükçe, Jungkook ile ilişkilerinin etikliğini tartıyor lakin hemen sonra bunun kendi suçu olmadığını düşünüyordu.
Yine de kıza çok üzülüyordu.
O gün de, kızın mor göz altlarını görmüş ve onun için kötü hissetmişti. Eski neşeli haliyle kendisiyle tanıştığı zamanı hatırlamıştı. Yakın arkadaşlar olmayı çok isterdi, Rose. Ve bu iştah kesen, yaşam enerjisi sömüren düşünceleri arasında boğulmaktayken Jungkook yanına oturdu. Kamelyanın tam ortasında, şaşkınlıkla sevgilisine bakıyordu Chae. Güzel, uzun kirpikleri kırpıştığında Jungkook ona hayatında gördüğü en güzel şeymiş gibi baktı ve Rose bunu en içten şekilde hissetti.
"Yüzün niçin asık, sevgilim?" Tavşan dişleri görünüyordu konuşurken, genç kadın bu tatlılığı dünyaya paylaştırması gerekirken niçin sadece sevgilisine verdiğini düşündü tanrının.
"Ah," adamın canını sıkmak istemedi. Zaten bu neden yüzünden birkaç defa tartışmışlardı. "Sadece sınavları düşünüyordum. Yaklaşıyorlar."
Lisa, okulun en başarılı kızı, ne yapacaktı acaba?
Rose orta halli bir kız olarak onun başarısına imrenirdi ve genç kadın bu haldeyken, notları çok fena düşecekti. Rose, yine Lisa'yı düşünüp üzülmüştü. Sonra Jungkook araya girdi.
"Yine daldın," dedi, yanağına bir öpücük. "Şimdi kameraya bak!" Ve Rose aniden gülümsedi. Jungkook da sevdiğini söylediği kızın güzel gülümsemesine baktığı sırada düğmeye bastı.
Ve o aptal küçük kamera bir anı bıraktı, Rose'ye.
Diğer fotoğrafa geçti, genç kadın.
Bu fotoğraf, Lisa ölmeden üç gün önceydi. Lisa kendisini aramıştı. Ve Rose, Jungkook'a çaktırmadan onunla konuşurken sevgilisi fotoğrafını çekmişti. Üzerinde ince okul gömleği vardı. Yaza yaklaşırken, hava iyiden iyiye ısınıyordu. Altındaki eteği hafifçe savrulmuştu, ılık rüzgar nedeniyle. Aynı saçları gibi.
"Ah, Lisa." durgundu sesi, oysa canlı tutmaya çalışmıştı. "Nasılsın?" Lisa'nın tükenmiş sesi, kulağına ulaştı. Kendisine sürekli bunun onun suçu olmadığını, elinde sonunda Jungkook'un birini seveceği ve Lisa'nın elinde sonunda yıkılacağını hatırlatıyordu.
