Çıkmaz Sokak

674 61 8
                                    

Biz bu vatanı karşılıksız sevdik.

Kötü insanlar Dünya'yı hükmetmek ister.
İyi insanlar, karşısındakini kendisi gibi sandığı için zarar vermek aklının ucundan bile geçmez. Karşındaki üzülmesin diye hep kendine zarar verir.

Kötü niyetli insanlar ise, karşısında duran insanları yok etmek için elinden geleni yaparlar. Karşısındaki üzülür mü, üzülmez mi, umrunda bile olmaz. Dünyanın doğası budur.

Gökhan Yüzbaşı, peşindeki polislerden kaçtığına inanamıyordu. Üzerlerine öyle bir iftira atılmıştı ki kurtulmak için çırpındıkça sanki bataklığa batıyorlardı.
Şu an bütün dünyanın gözünde kanun kaçağı gibi görünüyorlardı.

Elsa ise yeni bir plan kuruyordu. Pusat'a baktı. Gökhan Yüzbaşı kaçak gibi göründüğü için Ankara'ya ayak bastıkları an, Pusat'ı kurtarmışlardı.

"Şu an ne planlıyorsun?"

Elsa, Pusat'ın gözlerinin içine baktı. Cebindeki alyansları çıkardı. Alyanslardan birini kendi parmağına taktı. Diğerini de Pusat'a uzattı.

"Bu ne?" diye soran Pusat'a bakmakla yetindi.

"Söylediğim adam hazır mı?" Pusat'a soru ile karşılık verdi.

Pusat başını sallamakla yetindi. Elsa güzel der gibi başını salladı.
Pusat'ın elindeki alyansı işaret etti.

"Bunu o adama ver. Her şey istediğim gibi olmalı. Ayarladığın adam bir hata yaparsa, kendini öldü bilsin."

Pusat ayağa kalktı. Salondan çıkmak üzereyken, Elsa'nın sesi ile olduğu yerde kaldı.

"Yüzbaşı ile beraberdekilerin üzerine atılan iftiradan kurtulmalarını sağla. Görevlerine yeniden dönsünler," dedi.

Pusat, Elsa'ya baktı. Bu kadını bir türlü anlamıyordu. Onları tuzağa düşürmek için uğraşmışken şimdi neden suçsuz olduklarını ispatla diyordu?

"Soru sorma dediğimi yap. Onlar için daha güzel planlarım var."

Pusat başını sallamakla yetindi. Önce elindeki alyansı tuttuğu adama verdi. Adama bilmesi gerekenleri söyledi.
Yirmi dokuzlu yaşlarında, uzun boylu, esmer adam, Pusat'ı can kulağı ile dinledi.

"Anladın değil?" diye sordu Pusat.

Adam başını anladım der gibi salladı.

"Güzel harekete geçmeni söylediğim an harekete geçeceksin. Tek bir hata yaparsan seninle birlikte yedi ceddini bitiririm," dedi soğukkanlılıkla.

Handan çöktüğü yerden kalktı. Sedyede ki kadına baktı. Kadının dudakları mosmor olmuştu. Selda'nın elini tuttu.
Elleri buz gibi olmuştu.

"Lütfen, kalk ayağa. Seni seven insanları bırakma," dedi.

Selda'yı, ablası Eylem'in yerine koymuştu. Yıllar önce ablası kimseye bir şey demeden ortadan kaybolmuştu. Arada bir kendisini arar nasıl olduğunu sorardı.

Annesi ve babası, Eylem'i evlatlıktan ret etmişti. Ablası da kendisi gibi hemşireydi. Hastaneden bir bebeği kaçırmıştı. Üç ailenin hayatını değiştirmişti. Ablasının bunu neden yaptığını bilmiyordu.

Aynı zamanda Selda'nın, yıllar önce ablasının kaçırdığı o bebek olduğunu da bilmiyordu.

Fulya umutla eve baktı. Gökhan ağabeyinin kaldığı eve gelmişti. Ama eve girmeye cesaret edemiyordu. Gökhan ağabeyi çok iyi biriydi, ama ailesini tanımıyordu.
Yine de bu zor zamanlarında onların yanında olmak istiyordu.

Vatan SağolsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin