iki aptal

331 47 90
                                    

Jimin masanın üzerine dosyayı koyup ilk sayfasını açtı. Anlaşmalı boşanma şartları yazıyordu.

Arzu : Senden hiçbir tazminat vs. hiçbir şey istemiyorum. Endişlenme o yüzden.

Jimin kalemin kapağını çıkarıp kağıdın üstüne doğru götürdü. Eli orada yazan Park Jimin adı altındaki imza atılacak yere gidemiyordu. Canı yanıyordu ama sevdiği, inandığı sevgilisinin bir anda duygularını bu kadar yıpratmasına hiçbir neden bulamıyordu. Parmaklarını güçlükle hareket ettirmeye çalışıyordu, imzalaması gereken yeri imzalayarak dosyayı Arzu'ya doğru uzatıp yorgun bir ses tonu ile.

- Senden bir isteğim var. En azından anılarımızı bu kadar çabuk silme.

Arzu : Yani?

Jimin : Birlikte baktığımız gökyüzünün rengini ve beraber yürüdüğümüz yolun kokusunu unutma lütfen.

Dosyayı uzattıktan sonra evden ayrıldı. Arzu, elinde ki dosya ile donuk bir şekilde kalakalmıştı. Gerçekten imzalamıştı. Istemsizce gözünden yanağına yaşlar akıyordu. Odada bekleyen anne ve babası dışarı çıkarak elinde ki dosyayı aldı.

Babası : Emin ol kızım, en doğrusunu yaptın. 2 gün sonra olacak duruşma bununla birlikte hızlı bitecektir. Avukata teslim edelim.

Arzu durgun bir ses tonu ile.

- Yalnız kalmak istiyorum.

Annesi : Peki kızım, bir şey olursa ara.  Otel yakın buraya.

Anne ve babası kapıyı kapatır kapatmaz yatak odasına doğru yavaş yavaş yürümeye başladı. Yatağa yavaşça oturarak elini yatağın üzerinde gezdirmeye başladı. Gözünden akan göz yaşlarını durduramıyordu, hatırlayamamak mahvediyordu onu. Gardıroba doğru yürüyüp Jimin'in katlı duran tişörtlerinden birini alıp burnuna doğru götürerek kokladı. Aklında bir şeyler canlanıyordu. Bir keresinde yurda girdiğinde RM'den saklanmak için giysi dolabına girmişti.. Jimin'in gitmeden önce söylediği "Birlikte yürüdüğümüz yolun kokusu.." derken .. birden.

-YETEERR!!

Diye bağırmaya başlayarak kıyafetleri yere doğru atmaya başladı.  Dizlerinin üstüne düşünce canı daha fazla acımıştı. Saçlarına ellerini geçirerek ağlamaya başlamıştı. Ne yaptığını gerçekten bilmiyordu.

▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪

Yer : BigHit

Şirkete doğru anlamsızca yürüyordu. Belki hyunglarından birini bulur da sımsıkı sarılıp acıyan kalbini biraz olsun sarabilirdi. Şirketten çıkan Taehyung, Jimin'i görünce elinde ki çantayı bırakıp ona doğru koşup sarıldı sanki arkadaşının ne hissettiğini biliyormuşcasına. Jimin kollarını  sıkıca Taehyung'un bedenine sarmıştı, yüzünü boynuna gömerek ağlamaya başlamıştı. Şirketten çıkan Jungkook çantayı yerde görünce Taehyung'a saydırmaya başlamıştı ki.

- Ya hyung, çocuk gibi arkandan mı koşayım...

Onları görünce yine kötü şeylerin olduğunu anlamıştı. Arkasını dönüp gözlerini ovuşturdu ağlamamak için. Hyungunu bu şekilde görmekten bıkmıştı artık.

▪▪▪▪▪

2 gün sonra
Yer : Mahkeme Salonu

Arzu, anne babası ve avukat ile dışarıda bekliyordu. Ceylan arkadaşının sarılarak kulağına fısıldadı.

- Pişman olacağın bir şey yapma kanka, eğer yapıyorsan bütün sorumlulukları al.

Arzu, kollarını çekip.

- Bir lavobaya gitsem iyi olacak.

Yüzünü yıkamak için girdiği lavobada  ağlamaktan şişen gözlerine bakıyordu. Bu hayal ettiği son değildi.. Lavobadan çıkarken Jimin de karşıda bulunan lavobadan çıkmıştı. Birbirlerine kısa bir süre bakıp düz olan yolda yürümeye başladılar. Birbirlerini  çok iyi tanıyan iki insanın birden iki yabancıya dönüşeceğini kim bilebilirdi. Köşeyi dönücekken Jimin, Arzu kolunu tuttu güçsüz bir şekilde.  Duraksayıp önüne bakan Jimin.

-Bir şey mi vardı?

Arzu zor duyulacak bir ses ile.

-Lütfen gidelim.

Jimin : Bizi sen bitirdin. Benden artık bir şey bekleme.

Kolunu çekip salona doğru ilerledi.

Yaklaşık 20 dakika sonra herkes duruşma salonuna gelmişti bir kişi dışında.

Ceylan : Baktım ama yok, başka nerde olabilir.

Avukat : Dosyalarım da yok, delirceğim.

Baba : ah benim gerizekalı kızım.

Duruşma başlayınca herkes yerine geçmişti.

Hakim : müvekkiliniz nerede?

Avukat : malesef yok.

Hakim : O olmadan, sizi mi boşayacağım. Dalga mı geçiyorsunuz benimle?

Avukat eğilerek özür dilerken, hakimin
"Duruşma 1 ay sonraya ertelenmiştir." Kararı ile dağıldılar.

Babası sinirli bir şekilde annesine bağırırken.

- Bu kıza hep sen yüz verdin!

Annesi : Yüz veren sensin!

Ceylan : aaa, tartışmayın lütfen. 

▪▪▪▪▪▪▪

Akşam saatlerinde evlerinin çatı katına çıkıp ayaklarını sallandırmaya başladı rüzgarın eşliğinde dağılan saçları ile. Üzerine oturduğu dosyadan Jimin'in imzaladığı kağıdı alıp çakmakla ucunu yakıp ayağa kalktı. Yere atıp yanışını izliyordu. Gerçekten de bitmişler miydi?..

▪▪▪▪▪

Jimin boynunda ki kravatını boşlatırken cam kenarına doğru ilerledi. Dışarıda esen rüzgar ile hareket eden ağaç yapraklarını izledi bir süre. Arkasından beline sarılan Jungkook çenesini hyungunun omzuna yerleştirerek.

- Bekar olamadın, hyung. Üzüldün mü?

Diyip kıkırdadı. Jimin'in gülümsemesi camdan yansırken.

- Bugün bu davanın sonuçlanmayacağını biliyordum.

Jungkook : Nasıl?

Jimin : Gidelim dedi bana çünkü dava başlamadan. Şu an sadece kaybettiği hafızasını geri getirmeye çalışıyor. Ona istediği şeyi o imzayı verince kaybetme korkusuna kapıldı, hatırlamasa bile.

Jungkook : Yani?

Jimin : Bizi bulacak.

Jungkook : Hyung..?

Jimin : Yoongi hyung, ben lavobaya gitmeden önce beni aradı ve dedi ki " Gerçek aşklar bitmez, hep bitiş çizgisine gelseler bile.. hep bir şey engel olur onlara. O çizgi silinir ve yok olur. " Bizim çizgimiz hep bitiş çizgisine geldi ve silindi. Bizim aşkımız gerçek..  birbirinde kalmayı ya da gitmeyi beceremeyen iki aptalız sadece....

                                 [ Geç gelen bölüm için üzgünüm... sınav haftam yaklaşıyor ve yazma hevesim gittikçe yok oldu.. bu yüzden yazmakta zorlanıyorum... sizleri seviyorum..💘]

KORE'DE 3 ÇILGIN TÜRK 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin