Güneş doğmuştu, genç çocuk dükkanının tahta kapılarını açıyordu. Havada güzel bir koku vardı, yeni açmış kiraz çiçeklerini anımsatıyordu. Kiraz çiçeği kokuları dükkanın kapılarından içeri girdi, bütün yeri kapladı. Çocuk mest oldu. Dükkan büyülü bir yerdi. Herkesin kolay, kolay anlayamayacağı, giremeyeceği bir yerdi.
Genç çocuk ellerini bir kaç kristal kürede, bir kaç şişede gezdirdi. Kendini burada bırakılmış ruhlarla, anılarla ve bedenlerle tanıştırdı. Ruhlar dans ettiler, eşlerini buldular, anılar bir film şeriti gibi tekrardan oynatıldı, bedenler ruhlarını buldu. Her şey yerinde işliyordu. Çocuk her zaman ki tezgâhının arkasına geçti ve beklemeye başladı.
Bekledi, saniyeler geçti bekledi. Dakikalar geçti bekledi, saatler geçti ve yine bekledi. O hep bekliyordu. Bu büyülü tozların ve renkli ışıkların altında onun için zaman yoktu. Orada zaman yoktu. Belki yıllar geçerdi ama o onu bilmezdi. Dalgalar kıyıya çarpar, güneş batar ve doğar, fırtınalar kopar güneş açar. Dünyanın sonu gelir, o yine bekler.-
Sen söylemesen uzun süre bunu yayımlamayacaktım mmoonssun , ama hadi bakalım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
magic shop, jjk ✓
FanfictionBir gün, genç çocuğun tozlu kalbine altı tane ruh girdi. Ve büyü dükkanı canlandı. • Bana bu kitabi yazmam için ilham kaynağım olan, Dalgalar kitabının yazarı Virginia Woolf'a sonsuz saygılarımı sunuyorum.