İyi okumalar^^-
KISIM 1 : DÜNYA /
SELAY
Suya düşüyordum ve suya dokunmak ilk defa bana ölümü anımsatmıştı. Karanlık gözlerimdeki film şeridinde hayatım değil, suyun içinde çırpınan bedenim vardı. Ölmek istemiyordum ama ölmemek için bir çabamda yoktu. Suyla temas eden bedenim anında kasılmıştı. Korkuyordum.
Suya ilk kez bu kadar savunmasız bir şekilde ve ölümü düşünerek dokunuyordum.
Yüksekliği iki metre bile olmayan bir havuzdu bu ama bedenimin zemine çarpması beklediğimden daha uzun sürmüştü. Düşüncelerime yayılan karanlık anılarımı ve hislerimi içine alırken, kulağımdan ve burnumdan giren su, ölümün ne kadar huzurlu olduğunu fısıldıyordu. Karanlık beynimin içine dek beni esir almışken payıma düşen ufacık bilinçle beni ölüme uğurlayan suyu hissediyordum.
Hatırlamaya çalıştıkça canım acımaya başlamıştı. Bedenim hala zemine ulaşmadığı için kendimi okyanusun içinde kaybolmuş küçük bir balık gibi hissediyordum. Kimdim? Ne için suya dokunmuştum? Küçük bir balığın okyanusta ne işi vardı?
Bedenimin suyun yüzeyine doğru itildiğini hissettiğimde büyük balığın geldiğini düşündüm. Suyun derinliklerinde bir klişeye şahit oluyordum; okyanusun içinde küçük balıklara yer yoktu ve onlar her zaman olduğu gibi ölmeye mahkumdu.
Korkuyordum ama kulağımdaki uğultuyu saymazsak ölüm fazlasıyla davetkardı ve tanıdık. Suyu hissetmek ise insanda korkunun sınırlarını zorlayarak kendini ona teslim etme hissi yaratıyordu.
Büyük balık beni belimden sıkıca kavradığında bana kalan tek his, korkuydu. Ama bu.. Cidden mümkün müydü? Beni nereye sürüklüyordu?
Bedenim suyun azizliğinden kurtulup havayla temas ettiğinde canım acımıştı. Burnumdan ve kulaklarımdan bedenime sızan su zehirli bir akarsu gibi damarlarıma karışıyordu. Yapmam gereken bir şey vardı. Hatırlamam gereken. Korkunun şekil bulmuş hali olan bedenim sert zemine çarptığında ve kulağımdaki su tamamen içeriye çekildiğinde boğuk bir ses duydum."Ne .. es almı.or"
Ve hatırladım.
Nefes almam gerekiyordu.Hala benimle kalabilen bilincimi nefes almaya zorladığımda göğüs kafesim içindekileri dışarı püskürtecek kadar çok acımıştı. Düzensizce nefes almaya devam ederken beni esir alan karanlık dağılmaya başladı. Sesler anlam kazanıyor, kalbimse hala yaşadığını ima edercesine hızla atıyordu.
Gözlerimi aralamak istemiyordum. Gözlerimi açarsam tekrar kendimi suyun içinde bulmaktan korkuyordum."O iyi. İyi."
"Kriz mi geçiriyor?"
"Neden hala gözlerini açmadı?"
"Selay"
Son işittiğim sesin ardından omzumda hissettiğim baskıyla yavaşça gözlerimi araladım. Gördüğüm ilk şeyin birden fazla endişeli göz olacağı duyduğum seslerden belliydi fakat en yakınımdaki endişeli gözlerin sahibi beni bu halde bile şaşırtmayı başarmıştı.
"İyi misin?"
Başımla hafifçe onay verdiğimde bir süre kımıldamadan kalbimin hızını düşürmesini bekledim. Zihnimdeki karanlık tamamen dağılmıştı ve anılarımla birlikte her şey yerine oturmaya başlamıştı. Suya düşmeden önce dengemi kaybetmeme neden olan kişi aklıma gelince yerimde doğrulmaya çalıştım. Barış ondan beklemediğim bir hareketle koluma destek vererek bana yardım ettiğinde hala şaşkındım. Benimle dört yıldır yalnızken adam akıllı yüz yüze bile gelmeyen biriydi o, gözlerindeki endişenin sebebi olmak tuhaftı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Sır
Fantasiİçimdeki sır; kalbinde Günbatımının izlerini taşıyan çocuklarla ilgili. Onlar bir süredir buradalar. Kalmak için gelmediler fakat başka gidecek bir yerleri de yok. ** ●Gün Batımını delice seven bir çocuk. ''Ayın gölgesinde oturduğumuz bir gec...