belgesel

924 128 48
                                    

"Onu üzersen seni #?*%#!*." diye fısıldadı Yoongi, Taehyung'a. "Kaç gündür delirmiş gibi davranıyor. Sinirlerim iyice bozuldu. Bir daha üz de bak o zaman sana ne yapıyorum."

Taehyung yüzünü asarak başını salladı. Tamam Seokjin'i çok üzmüştü ama kötü niyetinden değildi. "Tamam dedim ya Yoongi."

"Bana afra tafra yapma." dedi Yoongi kollarını bağladıktan sonra kaşlarını çattı.

"Ne dedim ki?"

"Bıkkınlıkla konuştun. Benden bıkmışsan eğer, odaya girme işinden de bıkmışsın demektir. Hadi odana dön."

Taehyung gözlerini büyülttü. "Seokjin'le takıla takıla hayal gücün genişlemiş senin." dedi. "Neyse işte. Hadi çekil kenara da, içeri gireyim."

"Yemin ederim onu bir daha üzersen seni-"

Taehyung, Yoongi'nin cümlesini tamamlamasına izin vermeden kapının kulpunu çevirip içeri girdi.

Göz bebekleri odanın karanlığında daha fazla ışık alabilmek için büyümüştü. Daha sonra Seokjin'in sesini duydu.

"Sence belgesel mi izlesek bu sefer? Hmm?"

Taehyung ne diyeceğini bilmeyerek ses çıkarmadan olduğu yerde durdu.

"Hey dilini örümcek mi ısırdı? Konuşsana."

Taehyung hâlâ ne yapacağını bilmiyordu. Fikrinden vazgeçip koşa koşa dışarı çıkmak için fazla mı geçti?

"Yoongi! Cevap versene!" Kucağındaki bilgisayarı yatağının üstüne koyarak öne doğru eğildi Yoongi'yi görmek için. "Oha lan, Süper Asker Serumu mu uyguladılar sana? Birkaç dakikada bu kadar uzamanın başka açıklaması yok. Bir dakika. Taehyung?" Hızlanan kalbini yok saymaya çalıştı.

"Imm, şey evet, ben." Taehyung ellerini arkasında birleştirip sallanmaya başladı.

"Neden geldin? Yani yanlış anlama git demek istemiyorum. Sad-"

"Ben gerçek bir özür dilemeye geldim Seokjin."

Bir süre sessizlik oldu ikisinin arasında. Daha sonra Taehyung boğazını temizledi.

"Birisi benim gözlerimi açtı. Ondan önce hiçbir şeyden haberim yoktu. Bir insanın psikolojisini bilmiyordum. Herkesin tekdüze bir hayatı olduğunu sanıyordum." Derin bir nefes verdi Taehyung. "Oturabilir miyim?"

Seokjin çocuğu başıyla onayladı.

Taehyung, Seokjin'in yanına oturduktan sonra konuşmasına devam etti. "Duygusuz biri değildim Seokjin, sadece herkesin aynı olduğunu düşünüyordum. Senin kitapları ve benzeri şeyleri sevdiğinin farkındaydım ama onların hayatında nasıl bir yer kapladığını bilmiyordum. Normal insanlar gibi olduğunu düşünüyordum. Attığın mesajdan sonra da aynı şekilde düşünüyordum. Halbuki diğerlerinden ne kadar farklı olduğunu anlamadığım için tam bir aptalmışım."

Seokjin başını kaldırıp ona baktı. Bilgisayarın ışığı yüzüne vuruyor, girdiği sitenin bahis reklamlarından birinin yanıp sönen ışıkları gözlerinde parıltılar oluşturuyordu.

"Yemin ederim o gün o sözleri söylerken kötü bir niyetim yoktu. Senin bulunduğun durumu bilmiyordum, neler hissedeceğini bilmiyordum. Seni bu kadar üzeceğimi ve kıracağımı bilmiyordum Seokjin. Sadece, sadece bir aptaldım. Düz düşünen ve farklılık istemeyen."

Taehyung gözlerini ellerinden çekip Seokjin'e baktı. Yamuk parmaklarıyla oynuyor ve kendisine bakıyordu. Gözleri parlıyordu.

"Daha bugün fark ettim birisi sayesinde, bu farklılık bakışlarımı değiştirip kalbimi hızlandırıyordu. Vücudumda ince sızılar oluşturuyordu. Ve şimdi ise her birini hissediyorum Seokjin. Söylesene sence bu zararlı mı? Yoksa sadece bir örümcek gözlerine baktığında böyle mi hissedersin?"

Seokjin gülümsedi. Dokunsalar ağlayacaktı, duygu yoğunluğu sinir sistemini bozmuştu. Yine de cevap verdi. "Ya zehirli bir örümcek seni ısırmıştır ya da sadece vücudun nasıl tepki vereceğini bilmiyordur."

"Neye?"

"Duygularına."

Taehyung gülümsedi. "Daha sabaha kadar senden hoşlandığımın farkında değildim. Şimdi ise çok rutin bir iş yapıyormuş gibi hissediyorum. Bu hoşlanma işinin daha garip olması gerekmez miydi?"

"Sevme işini gözünle ya da ayağınla yapmazsın Taehyung, kalbinle yaparsın. Şu an muhtemelen herhangi bir oyuna girmeden önce hissettiğin heyecanın farklı bir boyutunu hissediyorsundur. Mesela ben senden hoşlandığımı ilk hissettiğimde hiç yabancı kalmamıştım bu duruma. Yeni aldığım bir kitabın cildi ve kokusu gibiydin. Daha sonra bundan daha fazlası olduğunu anladım tabii. Eğer benden gerçekten hoşlanıyorsan sen de anlayacaksın." Dudakları iki yana kıvrıldı.

"Umarım öyledir. Çünkü gerçekten çok güzel hissettiriyor Seokjin. Yıllardır bunu hissetmiş olmak güzeldir değil mi?"

Başını sallayarak cevap verdi Seokjin. Birkaç saniye öncesine kadar karşılıksız olsa da acısıyla tatlısıyla onu sevdiği için çok güzel hissediyordu. Yapabileceği eylemlerden en güzeli belki de onu sevmekti.

"Belgesel izlemek ister misin Taehyung?"

Taehyung ritminin asırlar önce bozulmuş olduğu kalbinin sesini dinleyerek yanıtladı. "Evet."

"Örümceklerle ilgili olanı açıyorum o zaman?"

Taehyung sesli bir şekilde güldü. "Başka bir şeyi açmanı beklemek aptallık."

Seokjin ise gülümseyip omuz silkti ve bilgisayarını tekrar kucağına aldı. Örümceklerle ilgili güzel bir belgesel bulduğunda ise Taehyung'u yanına çağırarak pikeyi kaldırdı. Taehyung vakit kaybetmeden yerini aldı.

"Başlatıyorum." 

Yanıt olarak başını salladı Taehyung.

Ve daha sonra Yoongi küfürler ederek içeri girene kadar örümceklerin nasıl ağ yaptıklarını izlediler.

Eee bu kısa dediğinizi duyar gibiyim
Ama arkadaşlar
YAZILI HAFTASI DİYE
BAŞ BELASI BİR İLLET VAR
Neyse sakinim
Ehehehehehe buluşturdum ama ne güzel buluşturdum değil mi
Dediğim gibi TAEHYUNG'U SEVİN
Beni de sevin
Ben sizi seviyorum çünkü 💖
Bu arada yanlış yer falan varsa söylemeyi unutmayın
Sabah düzeltip yayımlarım
Hadi iyi geceler
💖💖

The Amazing Eklembacak | taejin textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin