Köstekli Saat: Attack On Titan

Onlar, Gönüllü Askerler

(1212 kelime ile iyi okumalar)

Zamanı, Marley İstilası'nın öncesine sarıyoruz..

Saldırgan dev su içinden dev çıkıp, gemiyi kaldırdı.

"AĞAĞAHHAĞAĞA! TUTUNUĞNNNN!!!!"

"AHHAHHA! ŞUNA BAKIN!" Heyecanlı bir şekilde Eren'in kaldırdığı gemiyi işaret ettim.

"MARLEY'İN KÜÇÜK TİTANİĞİ, BİR TİTAN'A KARŞI YENİLMİŞ GİBİ GÖRÜNÜYOR!!!"

"Titanik de ne?"

"Ah.. Ama bilmiyorsunuz ki! Ne anlamı kaldı kelime oyununun.. Ooooof.. Of!"

"Bu birkaç yıl önceki saçmalayan hâline geri döndü gibi.."

"Hayır! Ben benim! Artık daha olgunum!"

"O zaman ben de daha neşeliyim."

Kaptan'a boş boş baktım.

"Bu bir iblis...!!"

Eren gemiyi karaya oturttu.

"Merhaba Marleyliler! Paradis Adası'na hoş geldiniz! Benim adım Hanji! Okyanusu geçipte buralara kadar gelmiş... -senin diyecek bir şeyin yok mu? Misafirlerimizi böyle mi karşılaşıyorsun Neva!?"

Endişeli görünüyordu.

Teknolojilerinden mi korkuyor?

Yok daha neler.

"A... Ben..."

Aklıma gelen şey ile bir adım öne atıldım. "Uzun yolculuğunuzdan dolayı yorulmuş olmalısınız! Buraya gelip bir çayımızı için derim!"

Arkamı döndüm ve fısıldadım. "Hanji-san... Mangada neler söylediğinizi az çok hatırlıyor bile olsam bu tamamıyla haksızlık! Kendiniz konuşun!"

"Beni buna karıştırma! Lütfen!"

"Allah'ım..."

Arkamı döndüm ve zoraki bir şekilde sırıttım. Nikolo'ya kolumu attım. "Gelecek konuklardan bir adım öndesiniz çocuklar! Kısa sürede sıkı fıkı dost kanki falan olucaz sizle! Sen de benimle bir düşünüyosun, di mi Nikolo?!"

Yüzü terler içindeydi. Kaptan arkadan bıçağı dayadığında bağırdı. "Yüzbaşım!!! Lütfen benim için endişe etmeyin ve bu iblisleri vurun!"

"Canım benim! Sen neler diyorsun acaba?!?! Bak ne güzel konuşuyoruz şurada! Dost most post falan diyom dimi?! Dostuz biz dost. Dimi Niko?! Ha?! Dimi Niko?!"

"Canın cehenneme!"

"A-aaa~h... Oldu mu şimdi? Ne diye kendine laf ediyorsun?" Gemideki askerlere döndüm. "Düzeltme. Canın cennete. Hehehe."

"Bu ucuz dramaya katılmayacağım bile."

Bunu diyen Kaptan'a göz ucuyla bakıp önüme döndüm ve lafıma devam ettim.

"Ama müslüman olduktan sonra. Allah'ım doyamadım Takva life'lara..."

...

"Nikolo... Bana bakın iblisler!!! Marley siz 'bulanıkları' dinlemeye tenezzül dahi etmeyecek! Sizin gibi pisliklerle oturup domuz sidiği içecek değilim! Özellikle senin gibi bir iblisle!"

Silahını doğrulttu. Tek adım bile geri atmadım. Nikolo'yu arkaya, Kaptan'a doğru atıp ilerledim.

"Bana bak seni yaşlı bunak!?! Biz iblis değiliz!! Sizden daha iyiyiz!! Her konuda!! Ayrıca... Buradaki şeyleri* öldürmeyi ben de isterdim, ama biz Türkler bayağı misafirperverizdir! Bu yüzden korkmayın! Yaşamasına izin veriyorum!!"