Haziran ayının son günleriydi. Murat spordan yeni gelmiş, fazlasıyla yorgun bir şekilde uzanıp telefonu ile oynuyordur.
İzmir'in Ege Üniversitesinde Tıp öğrencisi olarak okuyan Murat henüz 19 yaşındadır. 1.78 boyunda, 70 kilogram, ela gözlü, kestane rengi saçları vardır.
Murat'ın Facebook'ta ki arkadaşlarının olduğu dizi grubunun moderatörüdür. En son yaptığı paylaşımı kontrol ediyor, yorumlara bakıyordur.
Yorumlardan birisi ilgisini çeker. Yiğitcan ve Mesut adlı iki genç atılan post üzerinden muhabbet ediyorlardır. Murat'ta onların yorumlarına katılır. Bir süre sonra muhabbet sarar ve üçü de İzmir'de yaşadıklarını fark eder.
Yiğitcan ve Mesut 9 Eylül Üniversitesi'nde okuyordur. Yiğitcan, bilgisayar mühendisliği, Mesut ise hukuk okuyordur.
Gece boyunca Messenger'dan açtıkları grupta muhabbet ettikten sonra sabah buluşmaya karar verirler. Murat duş aldıktan yatağa yatar ve uyuyakalır anında...
Sabah kalktığında saatin 09.00 olduğunu gören Murat hızla kalkar, spor çantasını hazırlar ve Spor Salonu'na gider. Saat 11 gibi spor salonundan çıktıktan sonra eve geçer ve duş alıp hazırlanır.
Bornova'da buluşmaya karar vermişlerdir ve saat 13 gibi bir kafeye girer Murat. Boş bir masaya oturur, beklemeye başlar. Beş ile on dakika arasında yanına bir genç gelir.
1.83 boyunda, 75 kilogram, kahverengi saçlı, kahverengi gözlü olan genç adının Mesut olduğunu söyler.
Murat ile tokalaşıp karşısına oturur ve sohbet etmeye başlarlar. Murat Mesut'un ailesinin Yalova'da yaşadığını öğrenince şaşırır çünkü Murat'ın da akrabaları Yalova'da yaşıyordur. Sürekli Yalova'ya gidip geliyordur bu sebepten dolayı.
Mesut, soğukkanlılığını koruyan birisi olsa da, kanı ısındığı biri karşısında fazlasıyla muhabbeti iyi olan birine dönüşmüştü. Murat şaşırmıştı açıkçası. Ancak Mesut'a kanı da kaynamıştı.
Yarım saat sonra yanlarına 1.84 boylarında, 78 kilogram, kahverengi gözlü, siyah saçlı bir genç gelir. Genç kendisini Yiğitcan olarak tanıtır. Murat ve Mesutla tokalaştıktan sonra Mesut'un yanına oturur Yiğitcan.
Uzun soluklu bir sohbete dalan arkadaşlar, fazlasıyla birbirlerine ısınmışlardı. Yiğitcan mesajlarında taş fırın erkeği gibi davransa da gerçekte çok sempatik ve güldürmeyi seven bir yapısı vardı.
Gençler uzun bir süre boyunca iletişimi hiç koparmadılar...
************************************
Aradan 3 sene geçmişti. Murat, Mesut ve Yiğitcan aynı evde kalmaya başlamışlardı. Üç genç birbirlerinin yeni kardeşleri olmuş gibiydiler. Yedikleri, içtikleri ayrı gitmiyordu.
Mesut ve Yiğitcan'ın üniversitelerinin bitmesine sadece bir kaç sene kalmasına rağmen Murat'ın hala uzunca bir süresi vardı.
Bir Temmuz ayıydı. Havada fazlasıyla bunaltıcı bir sıcaklık vardı. Saat 21 gibi Murat, Mesut, Yiğitcan denizden geldiler, duşlarını aldılar ve hazırlanıp dışarı çıktılar.
Planları bir kaç geceleğine kamp yapmak, bir şeyler içip eğlenmekti. Murat arkadaşları ile bu tür etkinliklere katılmayı her zaman seviyor ve fazlasıyla heyecanlanıyordur.
Uzun süreli araba sürdükten sonra deniz kenarında, ormanın içlerine arabayı park ederler. Mesut hızla bagajda ki çadırları çıkartır ve kurmaya başlar. Mesut:
-Ulan Murat, senin kafanı sikeyim. Gecenin kaçında bizi karanlık ormana getirdin kamp yapacağız diye. Allah'tan çadırlardan fazla fazla aldım. Yiğitcanla aynı çadırda yatamazdım. Güvende olmazdım yatsaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Supernatural
FantasyÜç arkadaşın birbiri ile tanışması ile hayatları fazlası ile karışacaktır. Doğaüstü varlıkların gerçekten var olduğunu fark edecekler, bir yandan onlarla uğraşırken bir yandan gerçekten hayatlarını devam ettirmeye çalışıp sevdiklerini korumaya çalış...