@overluked, thank you for your permission!
| Michael'ın ağzından|
"Umarım tekrar görüşürüz." dedi Belle ve sıkmak için elimi tuttu. Ani dokunuşuyla gerildim ama diğer güvensizliklerim ve terli avuç içimden daha çok endişe ediyordum.
O giderken tek yaptığım kafamı sallamak ve ona gülümsemekti. Çalışmak. Ona Ashton'ı sorduğum gibi. Sessizlik içinde kalmıştı.
Hiçbirimiz artık konuşmamaya çalışmamıştık.
İtemiştim ama ne diyeceğimi bilememiştim. Ne soracağımı bilememiştim.
*Benim hakkımda ilk izlenimin neydi?*
*Beni beğeniyor musun?*
*Ben Ashton olsaydım benimle konuşmaya çalışır mıydın?*
İkisinin arasında bir şey olduğunu bilmeyecek kadar aptal değildim. Ashton ve Belle.
İkisinin tam olarak ne olduğunu bilmiyordum ama öğrenmek istiyordum.
"Evet." dedim. Bu benim topuklarımın üzerinde dönüp gitmeden önce söylediğim tek şeydi. Bir el sıkışma benim için yeterli değildi. Neredeyse onun için bundan daha fazlasını olduğuna emindim.
Benden hoşlanmıyordu. Neden buydu.
Şey zaten ne bekliyordum ki?
Ashton benden milyonlarca kat daha iyiydi.
Ona karşı şansım olamazdı. Asla olamazdı. Onunla bir dakika harcayabilecekken neden bir günümü benim gibi birinden hoşlansın diye geçiriyordum?
Parmaklarım sanki daha hızlı hareket ettirebilcekmiş gibi birden çok kez asansörün düğmesine bastı. Ben sadece buradan kurtulmak ve eve dönmek istiyordum. Bu hiç yaşanmamış gibi unutmak, bu reddedilmeyi unutmak istiyordum.
Şimdiyi düşüncek olursam eğer Belle'yi anlıyordum. Ben de kendimden hoşlanmıyordum zaten. Neden o hoşlansın ki? Ben sadece Sidney'den bir çocuktum. Ben sadece Sidney'den bir fanboydum.
Hepsi buydu.
Tek olabileceğim buydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fanboy ↦ michael clifford {au} | (Türkçe)
Fanfiction@overluked, thank you for your permission! "Ama bu beni içten içe üzüyor çünkü o benim varlığımdan bile habersiz."