Bölüm Şarkısı: Sezen Aksu- Yetinmeyi Bilir Misin?
•
Öyle bir an gelir ki bazı yolların dönüşü, bazı hataların özrü, bazı insanların anlamı olmaz.
~TurgenyevİSTANBUL/TÜRKİYE
Doğa ÖZTÜRKBir şekilde yaşamaya devam ediyorduk ve bir şekilde yaşanıyordu. Giden gitmişti; kalanlar ise bununla yaşamayı öğrenmeye çalışıyordu. Evet, hala zordu, acı aynıydı yerinde durmuş sayıyordu bir azalma yoktu olmayacağını biliyordum. Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin bu değişmeyecekti.
Babamın öldüğüne inanmakta güçlük çektiğim anlarda annemin aksini gösteren hareketleri beni gerçeklerle yüzleştiriyordu her fırsatta. Aramızdan ani ayrılışının şokunu hala atlatmış sayılmazdım, babama bir veda bile edememiş olmak beni derinden yaralıyordu. Birbirimize kırgınken gitmiş olması atlatabileceğim veya kabullenebileceğim bir durum değildi ki, bunun pişmanlığı bambaşkaydı.
Ölümünün sancısı hala içimde, ruhumda ilmek ilmek canıma işleniyordu ve kalbimi ateşe vererek yakmaya devam ediyordu. Nefes alabiliyordum, gülüyordum ve ayaktaydım çünkü bunun için üç güçlü nedenim vardı: Kızlarım, annem ve intikam.
Birkaç gün önce çıkan otopsi sonucundan şüpheli bir sonuç çıkmamış olması zihnimdeki düşünceleri silip atmama ya da kuşkularımı sabote edip geri çekilmeme neden olacak tatmini vermiyordu bana. Babamın ölümünün arkasında her kim varsa olayı çözüp onları bulacak ve en ağır şekilde cezalandırılmaları için elimden geleni yapacaktım. Babam kime, ne gibi bir zarar vermişti ki ona ölümü layık görmüşlerdi? Benim babamı benden alanlar benim yaşadığım acının bedelini misliyle ödeyeceklerdi, böyle olacağına uyandığım her sabah yemin ediyordum.
Bu konuda bana yardımı dokunacak tek bir kişi vardı, o da Derin'den başkası olamazdı. Bir şeyler bildiği çok açıktı, ki bunu da saklamıyordu. Onunla konuşmalı, bildiği her şeyi bana anlatmasını sağlamalı ve birlikte hareket etmeye ikna etmeliydim. Bu hoşuma gitmiyordu ama bu iş benim hislerimden öncelikliydi. Babamın katillerini bulmak şu an için her şeyden çok daha önemliydi. Derin'in beni bu davaya dahil etmesi için yalvarmam gerekse bile gururumu hiçe sayar bunu yapardım ama Derin'in tavrı işimin çok fazla zor olduğunu gösteriyordu. Arada annemi kontrol etmek için geliyor benimle tek kelime etmeden çekip gidiyordu. Tıpkı yokmuşum gibi. Eğer işler çok daha farklı olsaydı ona bilgi ve yardım açısından ihtiyacım olmasaydı yüzüme bakmış bakmamış, benimle konuşmuş konuşmamış umurumda bile olmazdı. Yüzünü görmek bile istemediğim, sesini duymaya zor tahammül ettiğim adama ihtiyaç duymak kadar yaralayıcı bir şey olamazdı. Ancak Derin'e ve yardımlarına ihtiyacım vardı.
"Anne neden bir şey yemiyorsunuz?"
Ses uzaktan bir o kadarda yakından geliyordu ama beni boğulduğum düşünce denizinden çekip alacak kadar güçlü değildi. Ses tekrar tekrar bana sesleniyordu.
'Anne?'
'Anne?'
'Anne?'
"Anne!" Çığlığı andıran ses bu kez daha yüksek ve kuvvetli çıkmıştı.
Çatalım elimden kayıp tabağa gürültüyle düştüğünde bende bakışlarımı diktiğim dipsiz kuyudan ayırıp Lina'ya çevirdim. Karmakarışık bir ifadeyle bana bakıyordu. Zihnim dopdolu ama bir o kadar da boş ve uyuşuktu.
"Ne oldu?"
"Beni duymadın," dedi.
"Dalmışım kızım özür dilerim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAMEL
Ficción GeneralBir tarafta çocuklarından habersiz yaşayan bir adam. Diğer tarafta günden güne baba özlemiyle yanan; sesini, kokusunu, görünüşünü merak ederek büyüyen iki çocuk. Ve tüm bunlara sessiz kalarak onu terk edip ruhunu paramparça eden adamın çocuklarını h...