Elimden akan kan damlaları sessiz hastane koridorlarında yankı yapıyordu. Hasta önlüğüm kanlar içinde kalmıştı. Ama benim haricimde gerçekten kanlar içinde kalan biri daha vardı. Koridorun karanlık köşelerinden gelen ayak seslerini duyunca elimdeki bıçağı hızla yere fırlatıp koşmaya başladım. Sanırım hayatımda duyduğum en güzel sesti o düşen bıçak sesi. Çünkü o bıçak benim hayatımı değiştirmişti.
...
Koşuyordum. Hemde çılgınca. Ormanın derinliklerinden girip, Issız denizlerin vurduğu kayalardan çıkıyordum. Arkamdan gelen çığlıkları,bağırışları ve silah seslerini duymuyordum. Şuan duyduğum tek şey kontrol altına alamadığım nefesim ve yüzüme tokat gibi çarpan rüzgarın sesiydi. Çıplak ayaklarıma batan dallar canımı yakıyor,saçlarım görmeme engel oluyordu ama değerdi. Gözlerime gelen saçlarımdan kurtulmak isterken birden dengemi kaybedip yere düştüm. Koştuğum yer kayalık bir yer olduğu için dizim çok kötü parçalanmıştı. Ancak ayağa kalkıp koşmalıydım. Aksi taktirde beni takip eden asker adımları beni o küçük kuş kafesine geri götüreceklerdi. Ayağa kalktım ancak tekrar düşmemek için kendimi tekrar yere atmak zorunda kaldım. Çünkü karşımda duran uçurum yalnızca dizimin parçalanmasına sebep olmazdı. Şimdi ne yapacaktım ? Acilen bir şey düşünmek zorundaydım zira ayak sesleri dibime kadar gelmişti. Bir deli cesaretiyle ayağa kalktım ve uçurumun altında yatan hırçın maviliğe baktım. Sonra başımı kaldırdım ve yıllarca görmeme bile izin verilmeyen aya baktım. Gecenin içindeki tek aydınlıktı. Sanki bir umut gibi, sanki bir mesaj gibi. Birden arkamı döndüm ve arkamdaki orduya baktım. Yanıma gelmelerini bekledim. Karşıma geldiklerinde Doktor Cüneyt en başa geldi ve her zaman ki korkmuş taklit yüzünü suratına takındı.
" Canım lütfen yanıma gel orada ne yapıyorsun ? "
" Canım deme bana seni adi ! " sesim hiç beklemediğim kadar sert çıkmıştı. O bile bir adım geriye basmıştı.
" Tamam, tamam. Lütfen buraya gelir misin ? "
" Neden ? Beni yeniden denek olarak kullanman için mi ? Def ol git başımdan ! "
" Vera ! " ilk defa sesini yükseltmiş, irkilmemi veya ona itaat etmemi beklemişti. Ama artık çocuk değildim ve olmak gibi bir niyetim de yoktu.
" Artık sesini yükseltmen bana işlemiyor. Beni beş yaşımdan beri kapattığınız bir kafeste elektiriğe maruz bıraktığınız için...bıktım anlıyor musun ? Beni esir almanızdan, beni ailemden mahrum bırakmanızdan, bana..." istemesem de sesim titremeye başlamıştı.
" Bana zorla deneyler yapıp, icatlar yapmanızdan bıktım usandım artık ! "
" Sana söz veriyorum artık seni denek olarak kullanmayacağız. " Bunu söylerken elini bana doğru uzatmıştı. Hafifçe güldüm.
" Artık yeni yalanlar bulmanız gerek Cüneyt Bey. " yüzünde soru işaretleriyle bana bakıyordu.
" Ha bide yeni bir denek. " sonra kendimi rüzgara bıraktım,geceye ve de artık benim için hırçın olmayan denize.
...
- Yazarın anlatımı -
"Kahretsin" diye düşündü Cüneyt. " Kahretsin".
" Öldü mü ? " bütün askerler birden uçurumun dibine kadar korkuyla geldiler. Hiç biri denize bakmaya cesaret edemiyorlardı.
" Size öldü mü dedim ! " patronlarının hırçın ve kulakları sağır eden sesini duyduklarında hepsi kıpırdanmaya başladı. Aralarından bir tanesi yere uzanıp başını uçurumdan aşağı sarkıttı. Ve gördüğü tek şey köpüklenmiş denizdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUŞ KAFESİ
Teen Fiction"Elimden akan kan damlaları sessiz hastane koridorlarında yankı yapıyordu. Hasta önlüğüm kanlar içinde kalmıştı. Ama benim haricimde gerçekten kanlar içinde kalan biri daha vardı. Koridorun karanlık köşelerinden gelen ayak seslerini duyunca elimdeki...