Günümüz..
Hava kararmaya yüz tuttuğunda oda kasvetliydi. Karanlığa boğulmuş odanın içini aydınlatan loş sarı lamba tek başına yetmiyordu ama en azından yüzler seçiliyordu. Jongdae hiç olmadığı kadar sinirliydi. Junmyeon ise karşısında deliye dönen arkadaşının bu öfkesine anlam veremiyordu, tamam kabul çok sevmişti, Minseok onu çok iyi anlamda değiştirmişti ama bunlar gittiği gerçeğini asla değiştirmezdi. Sehun ile evlendiği gerçeğiniyse asla. Jongin ise onu anlıyordu, kendisini onun yerine koyup bir şeyleri görebiliyordu ama Minseok ondan girmek isterse tüm izlerini silebilecek biriydi. O kafasını koyduğu her şeyi yapardı ve kaçmakta oldukça kararlı görünüyordu. Sehun ile evlenmesi bunun en büyük kanıtıydı.
"Minseok nerede Sehun?" öfkesi gözle görülür derecede artıyordu ama bu masaya yaslanmış ve kollarını bağlayıp kendisini izleyen Sehun'un pekte umrunda sayılmazdı.
"Evinde, evimiz de Jongdae." sırıtışı fazla sinir bozucu olmakla birlikte Jongdae'de öldürme isteği uyandırıyordu. Zaten onu hiç sevmezdi, şimdi bir de sevdiği adamı elinden almıştı. Ona olan öfkesi trilyonlarla çarpılabilirdi.
"Beni sinirlendiriyorsun, onun seninle evlenmiş olmasına inanmıyorum." tıslarcasına söylemişti. Aklı almıyordu, Minseok bunu nasıl yapabilirdi? Şu an da konu evlenmesi bile değildi aslında, Sehun ile evlenmiş olmasıydı. Sehun'un ona dokunmuş olabilme ihtimaliydi.
"Bu beni eğlendiriyor. Ayrıca istediğini düşünebilirsin, kayıtlar asli kanıt sayılır. Biz resmen evliyiz Kim Jongdae ve senin böylece mekanımı basıp beni eşim hakkında sorguya çekme hakkın yok." alaylı çıkan ses tonu bir anda ciddileilmişti. Sinirliydi, hayatında en sevdiği şey izinsiz alanına müdehaleydi ve şu an bu yaşanıyordu. İspanyadan kalkıp yeni gelmişti ve sadece mekanını kolaçan edecekti ama Kim Jongdae ve peşine taktığı ekürisi geldiklerini öğrendiği gibi rahatsızlık verme peşindeydi.
"ONA EŞİM DİYİP DURMA!" üzerine yürümeye yeltendiğinde iki arkadaşı tarafından engellenmişti. Buraya bilgi almaya gelmişlerdi zorbalık yapmaya değil. Hatta Junmyeon'a göre bu şekilde sesini yükseltmesi bile saçmaydı, Minseok seçimini çoktan yapmıştı.
"Neden zoruna mı gitti Kim Jongdae? Merak ediyorumda..." duraksadı ve bileştirdiği kollarını serbest bırakıp iki ellini de masaya yasladı, ağırlığını kolarına verdi. Aklına gelenle düşünceyle sırıttı, bu defa acımasız olacaktı. Minseok onun için günlerce ağlamışken ve harap olmuşken, ona iyi davranmayacaktı. "Şu an aklından ona dokunmuş olabileceğim ihtimali geçiyor mu?" cümlesi bir solukta bittiğinde Jongdae yumruğunu sıktı. Bu bardağı taşıran son damladan farksızdı ya da Jongdae çoktan son damlasını taşırmıştı bile. Sehun'un üzerine doğru atıldı hiç düşünmeden ama daha yakınına gelemeden Junmyeon ve Jongin tarafından engellenmişti. Yıllardır bir kuraldı bu çeteler arasında eğer ortada hiçbir ters durum yokken başka bir çetenin mekanını basıp ona saldırırsan bu bir savaş olurdu. Madur tarafında her şeyi yapmaya hakkı vardı. Haklı olarak ikili bir aşk davası için çeteyi buna bulaştırmak istemiyordu.
"BIRAK! BIRAKIN!" sertçe kolarını ikiliden kurtarıp öfkeyle Sehun'a baktı. Onu öldürmek için yanıp tutuşuyordu, kalbi kor aleviyle küle dönmüş gibiydi. Söylediği şeyin hayali bile onu yerle bir etmişken gerçekleşmiş olması öldürüyordu ruhunu. Minseok'un tenine başka bir tenin nüfuz etmesi içindeki depremlerin şiddetini artırıyordu ve yıkılmayan tek sığınak bırakmıyordu.
"Eğer ona dokunmuşsan seni öldürürüm Sehun, bunu unutma. Onun seninle evlenmesine ihtimal vermiyorum." duraksadı, bu olmazdı değil mi? Minseok başkasını sevemezdi? Tanrının hediyesi aşklarını unutmazdı? Daha çok yaklaştı Sehun'a iç dudağını ısırdı. "Bu hiçbir evrende gerçekleşecek bir şey değil. Onu elbet bulacağım ve bana ait olanı alacağım." son bir adım daha yaklaştı ve artık burun burunalardı. "Eğer onu dokunmuş tek bir zerren varsa seni diri diri yakarken acıyla kıvranmanı sağlayacağım. Minseok benim, ben de onun. Minseok'un başkasına ait olduğu bir dünya yok. Daha yaratılmadı." cümleleri tükendiğinde öfkeyle dolu gözleri kazanmışcasına Sehun'u izliyordu ama o oldukça mutluydu. Kendine olan güveni tamdı, yandan sırıtışı buna büyük bir kanıttı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Find Me/chenmin
FanficEn büyük pişmanlığım, sen ardımda göz yaşlarına boğulmuşken aşkıma küçük bir hoşçakalla veda etmekti. Şiddet❌ Argo🤬 Olumsuz örnek davranışlar⛔️ Yestişkin içerik 🔞