“Anne, bugün bana deniz kızı masalını anlatır mısın?”
Annesinin ona gönderdiği sevgi dolu bakışları kalbinin en derininde hisseden minik Lalisa, her gün deniz kızı masalını dinleyerek uyurdu. Deniz kızlarına ayrı bir ilgisi vardı. Her zaman mavi-yeşil pulları olan bir deniz kızındansa, o hep bembeyaz bir deniz kızı hayal etmişti. Suda bile ihtişamını kaybetmeyen kahverengi saçları, üzerine işlenmiş beyaz deniz kabukları, gözleri görmeyen birinin bile hissedebileceği parlaklıkta pembe yansımalı beyaz pullarıyla mükemmel bir deniz kızı, onun için hayatî önem taşıyordu.
“Her gün bu masalı dinlemekten sıkılmadın mı bebeğim?”
Mırıldanarak kafasını iki yana salladı. Her gün deniz kızını dinleyerek uykuya dalmak en büyük hobisiydi.
“Bugün kendi masalımızı kendimiz yazalım mı Lalisa? Senin deniz kızı hikâyen nasıl olsun isterdin?”
Küçük ellerini çenesine götürdü. Daha sonra dikkatini dağıtan siyah saçlarını geriye itti. Babasının doğum gününde sürpriz yapıp tavana yapıştırdığı yıldızlara bakarak düşünmeye başladı.
“Ben beyaz bir deniz kızı istiyorum.”
Annesi sevimli suratını avuçları arasına aldı. Siyah saçlarına derin bir öpücük bırakıp konuşmaya başladı.
“Neden beyaz olsun istiyorsun?”
Cevabı çok basitti.
“Babamla evlenirken sen de beyaz giymiştin. Deniz kızı da sana benzesin istiyorum anne.”
Duydukları karşısında duygulanan genç kadın, kızına kocaman sarıldı.
“Deniz kızını benden çok sevmek yok, anlaştık mı?”
Kafasıyla heyecanlı bir şekilde onaylarken çok sevimli görünüyordu. Annesiyle biraz sarıldıktan sonra arkasını dönüp uyumaya hazırlandı. Yanından ayrılıp gece lambasını takan annesine son bir kez baktı.
“Anne...”
“Efendim kelebeğim.”
“Deniz kızı beni bulur mu?”
“O seni bulmazsa, sen onu bul. Deniz kızı daima denizde seni bekleyecek Lalisa.”
...
Alarmın sesini en sevdiğim şarkı yaptığım için, her sabah mutlu uyanıyordum. Normal insanlar gibi ben de alarmın sesinden çabucak irrite olurdum. Şimdi ise çalan şarkı ninni gibi geliyordu.
“I am a mermaid that you dreamt
Swimming away while you slept”
Bu şarkıyı sevmenin tek nedeni sözleriydi. Küçüklüğümden beri deniz kızlarına olan ilgim, keşfedilme hikâyemin bile odak noktasıydı. Yataktan sakince doğrulurken alarmı kapatıp şarkıyı tekrar açtım. Baş ucumda duran mini hoparlörden tüm eve yayılan müzik, beni mest ediyordu. Önce odamın içindeki banyoya gittim. İşlerimi hallettikten sonra güneş kremimi sürerek evden ayrıldım.
Evin tam karşısında duran iskeleye giderek sıkıca bağlanmış teknemi çözmeye uğraştım ama ne var ki becerememiştim. Yeni yaptırdığım tırnaklarım buna engel olmuştu. Ablamın düğünü olmasaydı kesinlikle tırnaklarımı yaptırmazdım ama o benim her şeyimdi. Düğününde güzel görünmek istemiştim. Her sabah burada gördüğüm yaşlı adamın yanıma yaklaştığını fark ettim. Kafasının ortasından başlayarak seyrelen saçları epey yaşlı olduğunu gösteriyordu. Sarı saçlarımı bileğimdeki tokayla topladıktan sonra ayağa kalktım.
“Yardım edeyim istersen.”
Kafamla onaylayıp cevap verdim.
“Teşekkür ederim.”
Yaşlı adam, düğümü dünyanın en kolay işiymiş gibi çözerken yaptırdığım tırnaklarıma bakıp iç çekiyordum. Umarım kürek çekerken sorun olmazdı.
“Sen otur kızım, sonra son düğümü de çözeyim.”
Mahcup bir şekilde tek kişilik tekneme binerken havanın dünden daha soğuk olduğunu fark ettim. Üstüme hırka almadığım için kendime küfür ettikten sonra adamın son düğümü de çözmesiyle kendimi derin sulara bıraktım. İlk başta biraz ısındığım için şanslıydım ama yine de yavaş başlamıştım. Güneş iyice kendini göstermeye başlayınca hızımı arttırmıştım. Kollarım güçlü olduğu için yorgunluk hissetmiyordum hatta hızlanmak bana tuhaf bir zevk veriyordu. Biraz daha ilerledikten sonra gözlerimin kamaşmasıyla birlikte başımın döndüğünü hissettim. Teknenin sağ tarafına tutunurken teknenin de sallandığını hissediyordum. Ne olduğunu anlamadan kendimi suda bulduğumda hatırladığım son şey kafama çarpan kürek olmuştu.
...
“Hey, uyanman lazım!”
Kafamın içinde duyduğum sese cevap veremiyordum. Gözlerimi açmak istediğimde başaramamıştım. Sırtımda sert zemini hissederken kafamın altındaki ince kol, bana bir kadının kucağında olduğumu hissettiriyordu. Ona cevap vermek istiyordum ama ne var ki çok yorgundum. Nefes almak için hamle yaptığımda alamadığımı fark etmemle birlikte panik olmaya başlamıştım.
“Kahretsin!”
Kafamın sert zemine bırakıldığını fark ettikten sonra üzerimde bir gölge hissetmiştim. Dudaklarımın üzerinde narin dudaklar hissettiğimde suni teneffüs yaptığını kavrayabilmiştim. Verdiği derin nefesle kendime gelirken olağanca suyu dışarı kusmuştum. Kafam tekrar sert zemine giderken güneş yüzünden gözlerimi açmakta zorlanıyordum. Zorla gözlerimi açtığımda karşımda hayal meyal gördüğüm kıza bakmaktan kendimi alamamıştım. Göğsünü kaplayan deniz kabukları, ışıldayan kahverengi saçları ve bembeyaz kuyruğuyla karşımda duran deniz kızı beni çok heyecanlandırmıştı. Tam başının arkasından vuran güneş, güzel olduğundan emin olduğum yüzünü görmemi engelliyordu. Kafamı göğsüne indirdiğimde sol göğsünün altında bir dövme görmüştüm. Benim baktığım yere bakınca daha ona seslenemeden suya geri atlamıştı. Kafamı kaldırmak için güçsüz olduğumdan, beni aşağı çeken kuvvete karşı koyamadım. Gözlerim kapanırken içimden geçen tek şey, bu anların rüya olmamasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
daughter of night ¤ jenlisa |discontinue|
FanfictionLalisa, aile şirketinde çalışan ünlü bir modacıdır. Küçüklüğünden beri bir deniz kızıyla tanışmak isteyen Lalisa, her zaman olduğu gibi kürek çekmeye gittiği bir gün kaza geçirir. Denizden şans eseri çıkan bir kızın onu kurtarmasıyla hayalleri gerçe...