72

1.2K 121 272
                                    

Aklım yerinde değil sanki. Adım atmaya çalışırken arkadan adını bile hatırlamadığım arkadaşım kolumdan tutuyor. "Tekrar ne sikime gidiyorsun bu yere? Zaten zor kurtulmadın mı bu bataklıktan? " takmayıp yürümeye devam ediyorum. Bu sefer buraya gelme sebebim eskiler gibi değil. Sadece insanları gözlemlemek istiyorum. Kafam sadece böyle iyi oluyor. Tüm düşünce sistemim anlamak için çalışıyor.

Yavaşça boş bir yere oturuyorum. Yanıma birisi geliyor. "Hey dostum, hoşgeldin. Uzun süredir yoktun geri mi döndün? " kafamı iki yana sallayıp yerimden kalkıyorum. İçimdeki ses fısıldıyor. "Buraya oturmak için gelmedin seni aptal. Kendine gel. Gitmedi. Hâlâ burada. Göreceksin. Bana güven. Sadece bir kereliğine. "

İnsanların olduğu bölümlerden uzaklaşıyorum. Kendime tekrarlıyorum. Yaşıyor. İlerlemeye devam ediyorum. Yaşıyor. Kalbimdeki sızı artıyor. Tekrarlıyorum. Yaşıyor. Gizli bölmeyi arıyor gözlerim. Nefes alış verişimi sakinleştirmeye çalışıyorum. Yaşıyor. Buldum. Bölmedeki anahtarı alıyorum ve Tadu'dan çıkıyorum. Sesler gitgide azalıyor. Bu büyük bahçede ilerlerken o gece aklıma sızıyor. Kirpiklerin ıslanmış bana bakıyorsun. Yorgunsun fakat güçlü göründüğüne beni ve kendini inandırmak istiyorsun. İnanıyor gibi yapıyorum. Bilirsin, çoğu şeye inanır gibiyim.

Yerdeki çimenleri ellerimle yerinden sökmeye çalışıyorum. Yaşıyor. Sökemiyorum hepsini. Gözlerim etrafa kayıyor. Tek gördüğüm şey balta. Alıyorum ve çimenleri kesmeye çalışıyorum. Toprağa zarar vermemeye özen gösteriyorum. Biliyorum, toğrağı çok seversin. Yavaşça toprağı ellerimle iteliyorum. Uzun zaman alıyor fakat memnun oluyorum. Anahtarı tekrardan elime alıyorum. Yaşıyor. Yavaşça deliğine sokup çeviriyorum. "İşte bu" diyorum, değişmemiş. İlk defa güven duyulmasının hissi vücudumda dans ediyor.

Yavaşça aşağı iniyorum. Burada olma olasılığın kaç? Başka birisi olsa %0 der fakat içimdeki ses fısıldıyor. %72 burada. Heyecanlanıyorum. Tamam bu bir yalandı. Heyecanlanamıyorum bile. İçeri girdiğimde boğazım düğümleniyor. Adın ile seslensem seni hayal kırıklığına mı uğratırım diye düşünüyorum. Sadece bir kere.. Vazgeçiyorum. Sözüm var sana.

Bu küçük sığınakta yatağının yanındaki çekmecelere gidiyor elim. Açıyorum teker teker. Hepsi bomboş. Kapatıyorum. İçime fısıldıyorum. "İnanıyorum, inanıyorum, inanıyorum."

Gözlerimi açıp tekrar bakıyorum. Bir anahtar görüyor gözlerim. İlk hayal zannediyorum fakat dokunduğumda anlıyorum gerçek olduğunu. Yaşıyor.
Gülümsüyorum istemsizce. Gözlerim odada kilitli bir yer arıyor fakat bulamıyorum. Bir an dediklerin aklıma doluyor. "Bir anahtarın kilidi açabilmesi için o kilidin kilitli olması gerekmez. "

Yavaş yavaş odadaki her şeyi görmeye başlıyorum. Yatağın üstünde bir elbisen var. Yırtılmış. Aklım o geceye gidiyor istemsizce. Yavaşça aşağı bakıyorsun. Yara izlerin,oradalar. O an o uçurumdan uzaklaşmanı istiyorum sadece. Seni kurtarmayacağımı bildiğinden kendin uzaklaşıp geri adım atmaya başlıyorsun. Sonra seni duymayacağımı düşünüp konuşuyorsun sessizce. "Bu deniz o okyanusa açılıyor. Benim krallığım o okyanusa gömülü." Bir an ben hissediyorum içindeki depremleri. Boşça bakıyorsun bana. Geçip gidiyorsun yanımdan. Takip ediyorum seni. Yolu uzatıyor gibi yürüyorsun. Sanki varmak istemiyormuş gibi. Hemen yetişiyorum sana. Seni izlerken geldiğimizi fark etmiyorum bile. Bir bahçedeyiz. Her yerde kiraz ağaçları var. Tadu'ya geri giriyorsun. Kısa bir zaman sonra elinde bir anahtar ile dönüyorsun.

İçeriye girdiğinde gülümsediğini görüyorum. Bu benim için gülümseme sebebi oluyor. Gülüşünü izlerken bana dönüyorsun. Gözlerin dolu dolu, her an gözyaşların akacakmış gibi.
"Küçükken, çok küçükken evde çok yalnız hissettiğim için odamın köşesine küçük bir oda yapmıştım. O zamanlar eğer bulunduğum yer küçük olursa yalnızlığımı hissetmeyeceğimi düşünmüştüm. Kimse oyun oynamak istemezdi benimle. Kendi odamdayken hep arkadaşlarım olsa bugün ne yapardık diye düşünür dururdum. Bir gün annem bana birsürü karton vermişti. Ben de onlardan kendime krallık yapmıştım. Küçük bir şato ve yanında büyük büyük evler. Yıllarca bir gün arkadaşlarım ile böyle bir yerde yaşamanın hayalini kurmuştum. İlk başlarda arkadaş edinmek için fazla utangaçtım. Kimseyle konuşamaz, içimdekileri dışarıya aktaramazdım. Bir gün 2.sınıftayken tatlı, tombik yanaklı bir kız ile konuşmaya başladım. Bir gün annesi ile evime gelmişti. Oyun oynarken karton kutulardan yaptığım şato evleri gördüğünde yüzünü buruşturmuştu ve hepsinin yandığı zaman daha güzel duracağını söyleyip gülümsemişti. O akşam babamdan karton şato ve evleri yakmasını istedim. Sonuç olarak hepsi kül olmuştu, daha sonra külleri parmaklarımda gezdirip ağlamıştım. Çok çabuk inanmıştım. Oysaki karton şato ve evlerim daha güzel olmalıydı, bu sayede arkadaşım ile böyle bir yerde yaşardık belki?  Sonradan arkadaşım bir daha hiç yüzüme bakmadı. Ben de külleri denize bıraktım ve kendimi dış dünyadan tamamen soyutladım.
Daha sonra ne beni seven oldu, ne sevdiğim. " gözlerinden birkaç damla yaş akıyor. Ve gülümseyip banyoya giriyorsun.

O günden sonra seni hiç göremedim. Fakat bugün, burada seni görmek için dua etmekteyim. Seni özledim.

Elimdeki anahtarın nereye uyduğunu bilmiyorum. Yavaş yavaş evin her yerine bakmaya başlıyorum. Teker teker deniyorum anahtarın uyuştuğu kutuyu bulmak için. Her kutunun içine özenle bakıyorum. Sonunda yatağın köşesinde küçük bir kutu görüyorum. Kutuyu açtığımda bir not dikkatimi çekiyor.

"Beraber yaşadığımız küçük şatomuz, hayallerimde. "

Camdan yapılmış kalbinin ne kadar güzel olduğunu hissediyorum.

Gözlerim dolacak gibi olurken kutunun içindeki kutunun anahtara uyduğunu fark ediyorum. Kutuyu açtığımda içinde küçük bir fotoğraf görüyorum.

Küçük bir şato ve büyük evler. Tek bir farkla. Hepsi okyanusun içindeler, sen de dahil.

Sanırım bir kaç hafta önce yine aynı saatlerde yarısını yazıp bırakmıştım. Yine aynı saatlerde tamamlama istediği doldu. Yazdıklarımı kontrol etmedim. Yazım hatalarım varsa özür dilerim.

Bu hikayeyi Alec Benjamin-Paper crown dinleyerek yazdım. Şarkıyı dinlemenizi öneririm. Mutlu kalın.

07.04.2019
04.07

N.

Camdan yapılmış kalpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin