Zamanı Geldiğinde

347 43 243
                                    

Zeplin yolculuğumuz sona erdi ve Paradis Adası'na geri döndük, ama..

Sasha'yı zeplinden dışarı çıkartacak kişilerden biri olamadık.

Bu, gerçekten ağır bir yüktü.

"Siz. Askeri Polisler! Yapmanız gerekeni biliyorsunuz!"

Sasha'yı sedyede taşıdılar.

Gabi ve Falco'yu da uzaklaştırıyorlarken o ikisinin tek yaptığı Zeke'ye bakmaktı.

Eren tutuklu bir şekilde götürülürken hiçbir şey yapmak gelmedi içimden. Ağlamaktan başka.

"Armin! Ağlama seni sulugöz!"

"Peki ya sen?"

"Ben.. Ben- Of ya!"

"Sasha'yı gömecekler." dedi gözyaşları hâlâ akarken.

Hiçbir şey diyemedim.

İlerideki mezartaşlarından birinde Mikasa yalnız başına duruyordu.

Sırtını taşa dayamış şekilde bacaklarını karnına doğru çekmişti.

Armin'e nereye gittiğimi bile söylemeden yanına gittim.

"Kazanmazsak, öleceğiz. Kazanırsak da, hayatta kalacağız.."

"Mikasa?"

Afalladığını belli etmemeye çalışarak bana yandan bir bakış attı, burukça gülümsedim.

"Hadi, ayağa kalk."

"Ha? Ne için?"

"Kalk dediysem kalk işte ya. Allah Allah.."

"Pffff.." Gülümsedi ve uzattığım eli tutarak kalktı.

"Hey! Sen! Marleylisin değil mi?! Ne işin var burada!? Bu mezarlık öldürdüğünüz Eldialılar için!"

"Neden geldin buraya?!"

Mikasa'nın elini bırakıp birkaç adım hızlandım ve tam Nikolo'ya vurmuşlarken önlerine geçtim.

"Ağlama ve sakinleş." dedim adama, sinirlerime hakim olmaya çalışarak.

Askeri polis öylece bana baktı. "..."

Bizi gören Jean önüme geçip adamın yumruğunu tuttu. "Durun, lütfen!"

"Bu adamla biz ilgileniriz!" diyerek gelen Connie de Niko'nun yanına çökmüştü.

Askeri Polis gittiğinde arkama döndüm.

"İyi misin?" Başını tutarken yere yumruk attı. "Lanet olsun!"

"Buraya nasıl geldin sen?" diye mırıldandı Jean.

Başını kaldırıp bize baktı. "Sasha, gerçekten de öldü mü? Ha?"

Kolundan tutup kaldırdım. "Bizimle gel."

Onu Sasha'nın mezarına doğru götürdüm. Zaten herkes burada olacaktı.

"Zepline binmeyi başaran bir kız tarafından mı vuruldu? Hah. Ne kadar da komik." dedi gözyaşları içinde.

"Sıradan bir çocuk değildi, eğitim almıştı." diyen Mikasa'yı onayladı Niko. "O zaman, belki de bir savaşçı adayıdır."

"Ben, gücüme rağmen onu kurtaramadım. Özür dilerim.."

Nikolo anlamadı ancak demek istediğim şeyin saat olduğunu biliyorlardı.

Köstekli Saat: Attack On TitanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin