Seokjin
25 Haziran Yıl 19
Sınıftan depoya dönmüş odada kimse yoktu. Burada buluşmak için önceden plan yapmazdık ama genelde içeride birileri olurdu. Böyle bir sessizlik nadirdi. İçeriye girdiğimde, camın kenarında bir saksı gördüm. Buraya kim bir bitki getirmiş olabilir ki? Oda elektrik olmadığından hep karanlıktı, ama bitki kirli camlardan gelen yarım yamalak ışığın altında yemyeşil görünüyordu. Telefonumla birkaç fotoğraf çektim. Beklediğim gibi, fotoğraflar pek güzel çıkmadı. Hep fotoğrafların insan gözünün gördüğünü tam olarak yakalayamadıklarını düşünmüşümdür.
Saksıya yaklaştığımda, konduğu yerin altında H harfinin yazdığını gördüm. Saksıyı kaldırdım ve "Hoseok'un bitkisi" yazısıyla karşılaştım. Güldüm. Bilmeliydim. Saksıyı, yazıyı tamamen kapatacak bir biçimde yerine koydum ve etrafa bakındım. Daha önce fark etmemiştim, fakat cam kenarları graffiti ve çizimlerle doluydu. Sadece cam kenarları değil, duvarlar ve hatta tavan bile "Üniversiteye gir ya da öl!" gibi cümlelerle, platonik aşıkların itiraflarıyla, tarihlerle, tanımadığım isimlerle doluydu. Bu depo da bir zamanlar normal bir sınıf olarak kullanılmış olmalıydı. Her sabah öğrencilerin gelişini, ve öğleden sonra gidişlerini görmüş olmalıydı. Öğrenciler, tatil dönüşü, aylarca boş kalan bu sınıfı doldurup yüksek sesle konuşup özlem gidermiş olmalıydı. Bazıları bizim gibi geciktiğinden veya okulu astığından cezalandırılmış olmalıydı. Peki bu sınıf şiddet kullanan öğretmenleri, bitmek bilmeyen ödevleri görmüş müdür? Benim gibi arkadaşlarını müdüre ispiyonlayan bir öğrenci olmuş mudur?
Bir anda, acaba babamın ismi de var mı bu duvarlarda diye düşündüm. Babam da bu okuldan mezun olmuştu. Eğer aynı okullara ve üniversiteye gidersek ailemizin prestijinin artacağını söylüyordu. Bütün isimlere tek tek bakıp sol sütunun ortasında onun ismini buldum. Adının altında şöyle yazıyordu: Her şey burada başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HYYH The Notes (Türkçe)
General Fictionbir arkadaşım okumak istediği için çevirdim başka okumak isteyen olursa diye buraya bırakıyorum