Bölüm Şarkısı : Scarlett Rose (Melody Of A Murder )
"Sen çocuk kalan son yanım idin ."
Soğuk ve yağmurlu bir gün , hava alanı ve hava alanın önünde duran genç iki kişi. Genç kız kolunun tutulması ile korku ile titremeye başladı. Geçirdiği o berbat olay yüzünden birisi ona yaklaştığı an krize giriyor ve ağlıyordu . Genç adam genç kızı kolları ile sararken genç kız hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
"Neden bana bunu yaptın ? "
Genç adam sessiz kaldı . Sevdiği kadına dokunmaya kıyamazken genç kızın masum kalan son yanını öldürülmüşlerdi .
"Ben ... Ben sana... Sana hiçbir şey yapmadım . Asena sana zarar verecek hiçbir şey yapmadım ve asla da yapmayacağım. "
Genç kız ayakta duramıyordu . Kaç gecedir çığlıklar ile uyanıyor rüyalarında sürekli "Lütfen bana dokunma ." diye yalvarıyordu . Genç kız yere çökerken genç adam onu kucağına aldı. Genç kız baygın bir halde genç adamın kollarındaydı. Genç adam genç kızı arabanın arka koltuğuna yatırdı ve üstüne montunu örttü . Arabayı çalıştırdığı zaman ağlıyordu . Arabayı Esila öldükten sonra sürekli kafa dinlemeye gittiği orman ile bütünleşen kulübeye doğru sürdü . Evin önünde arabayı durdu ve genç kızı tekrar kucağına aldı . Tek kişilik yatağa yatırdı ve üstünü örttü. Şömineyi yaktı . Tuval ve boyaları aldı yatağın hemen önüne tuvali yerleştirdi ve uyuyan genç kızın resmini çizdi . Sonra da resmi kuruması için küçük sanat odasına bıraktı . Genç kızın yanına geldi ve yere çöktü . Elini genç kızın saçlarına koydu ve okşadı .
"Benim küçük kadınım . Sana bu dünyayı dar etmelerine sebep olduğum için senden çok özür dilerim. Ben seni koruyamadım. Sana zarar vermelerine engel olamadım ."
Genç adam ağlıyordu ve gözyaşları genç kızın saçlarına damlıyordu . O an genç kız gözlerini açtı . Karşında ağlayan genç adamı görünce neye uğradığını şaşırdı. Önce yataktan doğruldu . Önce gözleri evi taradı. Burası ne kadar da güzeldi. Çok güzel bir rüya görüyor olmalıydı. Evin ahşap duvarları,köşede duran şömine evi daha ılımlı bir hale getirmişti. Duvarlarda asılı lavanta tabloları sadece görsel olarak değil , koku olarak da evi sarmıştı. Bu ev tek katlı dümdüz ve odaları bağlantılı bir ev olduğu belliydi. Odaya dışarıdan gelen güneş hafifçe vurduğunda genç kız yataktan tamamen kalktı. O an bu gördüklerinin rüya olmadığının farkına vardı. Gözleri Ateşi bulduğunda uyuyor olduğunu gördü. Üstüne bir şey örtme gereği duymamıştı ama evin içinde gezinen soğuk hava içeride bulunan kişinin tüylerini diken diken etmeye yeterliydi. Şömine sönmek üzereydi. Genç kız Ateş ile yüzleşmek istemese de onun hasta olmasına içi el vermeyeceği için yatağın üzerinde duran battaniyeyi tekli koltukta uyuyan Ateşin üzerine örttü. Üzerine yatağın köşesinde duran hırkayı geçirerek mutfağı aramaya başladı. Bir kaç odaya girip çıkarken buraya daha da hayran kaldı . Çıktığı odaların perdelerini açtığında dışarıda bulunan manzara inanılmaz derecede güzeldi. Aşağıda kalmış denizin dalgaları hırçın bir şekilde kayalara çarparken çıkan o ses o kadar huzur vericiydi ki . Evin etrafında bulunan yemyeşil çam ağaçları deniz ile bütün olmuş ortaya adeta bir ressam tarafından çizilmiş bir tablo ortaya çıkmıştı . Genç kız sonunda mutfağa vardığında evde bir şeyler bulunması için dua ediyordu çünkü açlıktan ölmek üzereydi. Şans ona gülümserken genç kız hızla kahvaltı hazırlamaya başladı. Masayı hazırlayıp,çayı demledikten sonra patatesleri tavaya koydu . Onlar kızarana kadar dağıttığı yerleri topladı. Sofra tamamen bittiğinde Ateşi uyandırmaya gittiğinde onu içeride göremedi. Nereye gitmiş olabileceğini düşünürken elinde odunlarla kapının önünde duran Ateşi gördü. Odunları içeri taşımasına yardım etti .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ YABANCI
Dla nastolatków"Her şey onunla değişti ben bile öfke, aykırı hatta soğuk bile..." 🌙 Acının esir aldığı bir kız ve onu acıya esir etmiş suçlular... Genç kız her geçen gün tanrıya daha da yaklaşacağı günü beklerken , her şey içinden çıkılamaz bi...