Kyungsoo pastasını yerken Jongin tek kelime etmeden onu izledi. Birlikte bu şekilde yemek yemeyeli uzun zaman olmuştu - teknik olarak sadece Kyungsoo yemek yese de sonuçta beraber yiyorlardı. Aynı masada. Jongin yiyecek ya da içecek bir şeyler almadığı için kendine teşekkür etti yoksa karşısında yemek yiyen çocuğu izlemeye vakti olmayacaktı.
Ve vay canına. Kyungsoo altı kişilik pastayı tek başına bitirmişti.
Kyungsoo milkshakesinin yarısına geldiğinde midesini tutarak milkshakeyi Jongin'e uzattı.
" Bitiremiyorum... "
" Altı kişilik pastayı tek başına yiyebiliyorsun ama bir içeceği bitiremiyor musun? " Jongin iğneler gibi ona baktığında Kyungsoo büyük gözlerini ona dikti " Komik mi? "
" Söylerken ben bile gülmediğime göre değil. " Jongin iç geçirdi. Konuya girmesi gerektiğini hissetti ve uzatmadan anlatmaya başladı " Kyungsoo... Biz LuHan'la artık birlikte değiliz. Yani bir süredir değiliz. LuHan'ın eski sevgilisi o hastayken destek olmak için yanına geldi ve onlar yine beraberler işte. Aslında benimle olmayı da eski sevgilisine benzediğim için istemiş biraz da. Ama tam olarak öyle değil! Ah yani.. Karışık. "
" Hah. LuHan'ın seninle işi bitince bana mı geliyorsun? "
" Hayır. Bak dediğim gibi biraz karışık. Aramızda duygusal bir şey yoktu ama vardı. Ve evet seni bıraktığım için kızgınsın biliyorum. Aslında ben de kendime kızgınım ama sinirliyken fazlasıyla saçmalayıp karşımdakini kırmaya yönelik şeyler söylediğimi gayet iyi biliyorsun. Ve sen o kadar duyarsız, anlayışsızdın ki-"
" Şimdi suçlu ben mi oluyorum? " Kyungsoo kollarını kavuşturup gözlerini kapattı.
" Yah! Hayır öyle değil. Bir tartışmada tek taraf suçlu olamaz zaten. Ama evet kabul, suçun çoğunluğu benimdi. Özür dilerim. LuHan'la birlikteliğimin sadece ona destek amaçlı olduğunu biliyorsun. Zaten eski sevgilisi geldiğinde bana olan bütün ilgisi kesildi. Şu an sadece sana olan suçluluk hissi yüzünden yanımda duruyor. " Jongin sözlerini bitirdiğinde Kyungsoo'yu süzdü. Sonra yalvarır gibi sordu " İkinci şans? "
" Jongin. Benim bir sevgilim var. " Kyungsoo ona söyleyebileceği şeyleri özet geçti . Dört kelimeyle. Jongin bir an için unuttuğu bu gerçekle dudaklarını birbirine kilitledi. Çok geçmeden yüzünü parlak bir gülümseme sardı.
" Sizin ayrılmanızı sağlayacağım. "
" Ne! Aptal mısın sen? Sen geri geldin diye onunla... Ahh! Bize bulaşmayı aklından bile geçirme Kim Jongin. Ben yeni hayatımla gayet mutluyum. Zaten beni bir kez bile olsa başkasına - sebebi ne olursa olsun - tercih etmen artık birlikte olamayacağımızın bir göstergesi. " Kyungsoo Jongin'in yüzüne yarı bağırır gibi söylendikten sonra hızlıca ayağa kalkıp kafeden ayrıldı. Onu durdurmak için bileğinden yakalamaya çalışan Jongin'in parmakları, Kyungsoo'nun bileğini teğet geçmişti. Jongin yerinden kalkıp adını bağırarak kısa çocuğa doğru koştuğu zaman Kyungsoo kaşlarını çatmış bir şekilde ona döndü.
" Birlikte olmayacağız Jongin. Bir daha asla sana güvenmeyeceğim. Belki de bundan sonra birer yabancı - "
" Sadece arkadaş kalalım öyleyse? " Jongin Kyungsoo'nun sözünü böldü. Kyungsoo duraksadı. Bunu beklemiyordu. Başıyla onayladıktan sonra arkasını dönüp yürümeye devam etti.
' Sadece arkadaş... ' Kyungsoo ağlayacak gibi olduğunu hissetmişti.
' O kadar şeyden sonra sadece arkadaş... '
Bir insanın gözünde olabileceğin en yüksek makamdı işte. Sadece arkadaş. Değerin bundan fazlası olsa bile uzun sürmüyordu.
" Kyungsoo! Seni eve bırakayım! "
Jongin'in arkasından bağırdığını duyduğunda titrediğini hissetti. Kyungsoo hayalet görmüş gibi bir yüz ifadesiyle ' sadece arkadaş ' olduğu insana döndü.
" Gerek yok. "
" Kyungsoo! " Jongin endişeli bir şekilde ona koştu " Yüzün solgun görünüyor. Hasta mısın? Pasta mı dokundu yoksa? Bekle ama... Genelde her zaman ilişkilerde öbür tarafın çileğe alerjisi çıkar. Ya senin de muza alerjin varsa? "
" Jongin. Beni kilişeleştirmeye çalışmayı bırak. Bir şeye alerjim yok benim. " Kyungsoo iç geçirdi. Dönmek için hareket ettiğinde Jongin tarafından durdurulmuştu.
" Bu kadar hasta görünürken seni yalnız başına bir yere yollayamam. Benimle geliyorsun. "
Kyungsoo tepki vermeden Jongin'in onu arabaya kadar sürüklemesine izin verdi. Arabanın yanına vardıklarında Jongin kapıyı onun için açtı ve koltuk altlarından tutarak onu arabaya bindirdi. Ardından kendisi de binip arabayı Kyungsoo'nun evine doğru sürmeye başladı.
Kyungsoo neden ruh gibi davranmaya başladığını unutmuştu ama Jongin'in gösterdiği ilgi hoşuna gittiği için öyle davranmaya devam etti.
" Evine gelmemi ister misin? Yani sana bakmam için. Evde bayılırsan kimse seni bulamaz ve düşerken başını bir yere çok sert bir biçimde çarpıp beyin kanaması geçirebilirsin. Ya da belki eve hırsız girer ve seni öldürmeye çalışır. Daha da kötüsü evde yangın çıkarabilirsin- "
" Jongin kes şunu. " Kyungsoo ruh modundan çıkıp kıkırdadı " Evime gelebilirsin ama sadece beyin kanaması ve hırsız olayı için. Yemek yapmaya çalışırken yangın çıkarmak sadece senin başarabileceğin bir şey. "
Kyungsoo ve Jongin eski anıları aklına geldiğinde gülümsediler. Jongin kızartma yapmaya çalışırken tavadakjlerj tutuşturmuştu. Büyük bir şey değildi elbette. Tuhaf olan Jongin'in o sırada mutfak sınırlarında olmasıydı. Mutfak kapısının önünden, etrafı - özellikle yerleri - temizleyen Kyungsoo'yu izliyordu.
" Her neyse. " Kyungsoo ikisinin dalgın halini bozarak arabadan indi. Pekala, eski birliktelikleri tamamen kötü anılarla dolu olmayabilirdi ama şu an Kyungsoo'nun başka biriyle başka - ve mutlu - bir ilişkisi varken bunu mahvetmek istemiyordu. Özellikle de onu terk eden biri için bunu yapmazdı.
" JoonMyun gelmeden gitmen gerekiyor. Eşyalara dokunma. Parmak izlerini temizlemek istemiyorum. Şuradaki beyaz tekli koltuk dışında başka koltuğa oturma. Birazdan kendimi zorlayarak uykumu getirecek ve o zaman da seni evdem postalayacağım o yüzden eve alışma. " Kyungsoo eve girer girmez eski soğuk havasına büründü. Jongin tek kaşını kaldırmış bir şekilde onu dinliyordu.
" Neden bu kadar dengesiz olmak zorundasın? "
Kyungsoo cevap vermek yerine omuz silkti.
" Ayrıca salon dışında bir yerlerde dolanma. Özellikle mutfak ve yatak odası. Yakınlarından bile geçme. Artıdan, sapıkça şeyler düşünmek ya da yapmak yok. Sadece arkadaşımsın ve bundan fazlası olabileceğini aklına bile getirme. "
" Kyungsoo... " Jongin sızlanarak ona baktığında bakışlarını Jongin'e çevirdi.
" Soo... Arkadaşlar birbirini öpmez. "
Kyungsoo kaşlarını çattı " Biz öp- "
Jongin dudaklarını ona bastırdığında Kyungsoo'nun sözü kesildi. Kyungsoo saniyeler içinde onu itmişti ama Jongin'in gözünü kırptığını gördü.
" Tekrardan söylemek oster misin? "
Kyungsoo sinirle Jongin'in koluna vurdu ve onu ittirerek kapının dışına yolladı.
" Hey! Kyungsoo beni evden mi kovuyorsun!? Bu çok kaba! "
Kyungsoo onu dinlemeden kapıyı suratına kapatıp yere oturdu. Nedensiz yere stres olduğunu hissediyordu.
" Soo! Arkadaşlar birbirine böyle şakalar yapar! "
" Kapa çeneni! " Kyungsoo eliyle başına vurdu ve dudağını defalarca sildi. Tiksinmemişti ama tuhaf gelmişti. Sonuçta onun bir sevgilisi vardı. Kendi başına gelen şeyi JonnMyun'a yapamazdı ya?
Ben bu çifti nasıl birleştireceğim ya >_< Çok kötü kalpli bir yazarım ben nihahaha ^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Why ? ( Kaisoo Yaoi )
Teen FictionSebepleri ne olursa olsun, bu göz önünde olan gerçeği değiştirmiyor.