2 gün sonra
Sabah mesaj sesiyle uyandım,sinirle telefonumu arıyordum.Saat 11.15'tı. Sabahın köründe (kabul ediyorum öğlenin körü de olabilir) beni rahatsız eden bu aptal da kimdi ???
Bugün Cumartesi ve benim tek programım tüm gün uyumak.Dersler o kadar yoğun ki kendimi maraton koşusundan çıkmış gibi hissediyorum.Neyse telefonu elime alıp numaraya baktım yabancıydı."Bu saatte sapıklık mı yapılır kardeşim" dedim.Mesajı açıp okumaya başlayınca sapığın kim olduğunu anladım : Myung Jun
"Biraz konuşabilir miyiz ? Saat birde Hanguk parkında"
Bu ne şimdi emir mi rica mı? Garip biri gerçekten.Son sözlerinden sonra ona kin beslemiyorum,nefret etmiyorum hatta seviyorum desem yeridir.Ama bu sevgi ona acımamdan kaynaklanıyor.Sonuçta onun sevgisini kabul etmeyip,karşılıksız bıraktım.Burda tek suçlu benim.Bu yüzden ondan nefret etmeye hakkım yok...
Ye Eun'la beraber yemekhanede Kahvaltımızi yapıp yukarı çıktık.Kwang Min'in Bu buluşmadan haberi olmamalıydı çünkü hala araları kötüydü...
Lacivert bir tişört ve açık mavi bir kot pantolon giyip çıktım.Bu parka daha önce gelmediğim için bulmam biraz zor olmuştu.Ama bulmuştum sonunda.Parkın içinde biraz yürüdükten sonra bankta oturan Myung Jun'u gördüm.O da beni görünce gözleri parladı.Hemen ayağa kalkıp beni karşıladı.
"Geldin !!" dedi mahcup ve mutluydu ve tabi ki geçenki olaydan sonra gelmemi beklemiyordu.
"Evet burdayım işte" dedim gülerek kendimi ona borçlu gibi hissediyordum.Bankın bi ucuna ben diğer ucuna o oturdu.Bi müddet sessiz kaldıktan sonra
"Özür dilerim" dedik aynı anda sonra buruk bi şekilde gülüp önümüze döndük.Söze ilk o başladı."Melike ben böyle olsun istemezdim"
dedi direk konuya girerek.
"Emin ol ben de bu durumdan pek memnun değilim yani Kwang Min'le olan kavganızdan sonra.."
"Seni buraya çağırmak için 2 sebebim vardı.
1.si özür dilerim tüm yaptıklarımdan dolayı tek pişmanlığım var o da Kwang Min'den önce seninle tanışamamak,Belki önce biz tanışsaydık beni-"
"Seni sevemezdim." dedim kısa ve öz bi şekilde.Ne yapalım gerçekler acıdır.
"Kadere inanır mısın? " dedim.
"Bilmem belki"
"Ben inanırım...Bazen karşımıza çıkan duvarlar vardır hayatta.Biz bu duvarları engel olarak görebiliriz ama aslında bize engel gibi görünen duvar,bizi kötülüklere karşı koruyan bi kalkandir bazen.
Kısacası senin kötü olarak gördüğün iyi,iyi olarak gördüğün de kötü olabilir. Biz önce tanışsaydik eğer birbirimize aşık olabilirdik diyorsun.Ama sana güzel görünen bu fikir belki de felaketle sonuçlanacaktı.Lütfen kendini böyle düşüncelerle yorma...arkadaş tavsiyesi .Peki ikinci sebebebin? " dedim.Bana düşünceli bir şekilde bakan Myung Jun'un yüzüne doğru elimi sallayinca ancak duyabildi beni.Tekrar sordum:
"Ikinci sebebin neydi ?"
Yüzü düşünceli ve acı içindeydi.
"Sebeplerimin hepsini çürüttün" dedi gülerek sonra da "Arkadaş olabilir miyiz peki ?" dedi.
"Senden önce de birçok arkadaşım vardı.Ama bu arkadaş olamayacağımızı göstermez.Biz arkadaş olabiliriz." dedim.Biz kelimesini özellikle bastırınca güldü.Ben de güldüm.Içim rahatlamıştı sanki,ona borcumu ödemiştim.Ama şimdi sıra onları Kwang Min'le barıştirmaya gelmişti.
"Numaramı nerden aldın?"diye sordum."Ye Eun" deyince şaşırdım bi an.Bu kız az değil.
Myung Jun'u telefona kaydettikten sonra ayağa kalktım ve "Akşam arkadaşlarla dışarı çıkacağız,sen de gelmek ister misin ?" dedim
"Olur" dedi direk.Yuh yani bu kadar mı beni seviyosun insan bi sorar kimler geliyo diye.Neyse ya...
Myung Jun'la ayrıldıktan sonra yurda gittim.Off ne monoton değil mi ?
Diye düşünmeyin çünkü yurda gidip barıştirma planları yapıcam.Bence gayet eğlenceli.Tabi akşamki buluşma gerilim ve korku içermezse daha eğlenceli olacak.
Yurda geldiğimde bizim kız laptopun başına geçmiş Harry Potter izliyordu.Benim odaya geldiğimden haberi bile yok.Insan bi kırmızı halı serer dimi !!! Arkasında durup şiddetli bi şekilde ensesine üfleyince çığlığı bastı.Ben karnı yırtılarak gülerken kafama bi tane vurdu.
"Manyak mısın kızım sen,yüreğim ağzımdan çıkıyodu az kalsın!!!" dedi.
"Ben gizli bi görevdeyim ama senin yaptığına bak !!" dedim ciddi bi şekilde...
"Ne görevi ? " diyerek bağdaş kurup oturdu karşıma meraklı gözlerle bana bakarak.
"Melike küsleri barıştırma ajansına hoş geldiniz" dedim saçmalayarak ve bilmiş bi şekilde.
Tabi bundan bişey anlamayan Ye Eun "Senin yine ateşin çıkmış herhalde" deyip elini başıma koydu.Bişeyim olmadığını anlayınca heyecanla sordu "Ne göreviymis bakalım ?" sırıtarak cevap verdim
"Görevimiz Tehlike !!!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ Bazen Sadece Kader ~
RomanceBazen aklımızın dahi eremeyecegi şeyler gelir başımıza.... Bazen sadece Hayalden ibarettir Dünya ... Ama sonuç değildir önemli olan O an Hayallerdir bizi mutlu eden Ve Hayallerimize can veren umutlar ... Bir karışıklık sonucu üniversite sınavına...