Denizler cinayet işlemezler, aslında çok severler

276 32 97
                                    

Günümüz..

Junmyeon eve sesizce girdiğinde yatak odasında tozlar içinde bir mektuba sarılmış tavanı izleyen bir Jongdae görmeyi beklemiyordu. En yakın arkadaşı dağılmıştı, berbat haldeydi. Yavaş adımlarla yanına yaklaştı, hiçbir tepki yoktu. "Jongdae." seslensede yine bir cevap alamamıştı. Gözleri açık olsada nefes aldığı bile şüpheliydi. Yaşadığına dair tek belirtisi elinde sıkıca tuttuğu mektuptu. Yanına yaklaştı ve arkadaşını dürttü.

"Jongdae, onu buldum dostum. Hadi bir tepki ver artık." Junmyeon umutla söylemişti. Minseok'u bulmuştu, isteyerek yapamasada her şey arkadaşı içindi. Dün mekandan çıktıklarında aklına gelen en iyi fikir Sehun'u takip etmekti ve bunu başarmıştı. Sehun'un gitti evde onu karşılayan Minseok'du. Arkadaşına söylediğinde yaşananlardan korksada bunu ondan saklayamayacağını biliyordu. Nitekim tüm çete aynı fikirdeydi. Jongdae duyduğuyla yattığı yerden doğrulup arkadaşına baktı.

"Onu çok yalnız bırakmışım Jun." gözleri dolmaya başlamıştı. Minseok'un yapayalnız bu koca evde yaşadıklarını düşününce deliye dönüyordu. Annesini kaybettiğinde bile yanında olamamıştı.

"Sen kötü bir şey yapmadın Dae. Sen sadece Baek'i korumak istedin. Bu bizim kuralımızdı, küçük olan her zaman korunur." Junmyeon arkadaşının inanmadığını bildiği telkinler vermeye çalışıyordu. Her şey Baekhyun'un bir anlık öfkesiyle yaşanmıştı ve şimdi Jongdae darmadağındı.

"Onu da korumalıydım Jun, onun benden başka kimsesi yoktu. Minseok ile olmalıydım, ellerini tutmalıydım. O masum kalbini tüm kötülüklerden uzak tutmalıydım. Bense onu yalnızlıkla süslenmiş bir kara deliğe ittim." kendisine öfkeliydi, ağlıyordu. Ama en çok yapılan hatalara sinirliydi, sonuçları ağır olan hatalara. Belki o zaman ellerinden tutsaydı sevgilisinin şimdi hala kollarında olacaktı Minseok. Sehun'un kollarında bulmayacaktı mutluluğu. O herif ona asla dokunmayacaktı.

"Jongdae bunu kendine yapama dostum. Geçmişi geri getiremezsin ama kendine yeni bir gelecek kurabilirsin. Hiç istemesem de git ona, son bir kez bile olsa yüzleş. Eğer hala istemiyorsa seni, uzatmıyorsa ellerini onu zorlayamazsın Dae ama bu yüzden de hayatını mahvedemezsin." duraksadı ve elini arkadaşının omzuna yerleştirdi. "Senin ona olan aşkını herkes biliyordu. Eğer Minseok bunu unutmuşsa ona ne kadar uğraşsanda hatırlatamazsın." bu söyledikleri Jongdae'nin hayatına dair uzun süredir inandığı tek şeydi.

"G-gerçekten buldun mu?" umutsuzdu, Minseok sakin kaybolmak için mucizeler gerçekleştirmiş gibiydi. Yıllar önce yazdığı mektupta bu açıkça belli oluyordu.

"Sadece Sehun'u takip etmem yetti." çekincesi her halinden belliydi. Şimdi ikilinin evli olduğu bilgisi ellerindeyken evlerine gittim demek ne kadar doğruydu bilmiyordu.

"A-aynı evdeler öyle mi?"

"Bilmiyorum, sadece Sehun'a kapıyı açan kişinin Minseok olduğunu gördüm." sözlerini kelimelerin içine serpiştirdiği korkuyla söylüyordu Junmyeon. Jongdae'nin yapacaklarından fazlasıyla korkuyordu.

"Sahiden evlenmişler midir? Sehun.." duraksayıp yutkundu, gerçekliğinden emin olmasada bu cümleyi kurmak bile acı vericiydi. "Ona dokunmuş mudur Jun?" yutkundu "Dokunuşları çok sevdiğim teninde gezinmiş midir?" bile isteye kendi canını yakıyor gibiydi ve bu kesinlikle umrunda değildi.

"Bunu neden kendine yapıyorsun Dae?" Junmyeon oturduğu yataktan kalktı ve üsten Jongdae'ye baktı küçük bir öfkeyle. Onun kendine yaptığı bu acımasızlı Junmyeon'u deli ediyordu. Bazen sırf bu yüzden Minseok'a kin beslemeden edemiyordu. Biraz daha dayanamamış mıydı? Jongdae ondan hiç gitmemiştiki sadece bir süre ayrı kalacaklardı hepsi bu. Neden gitmekte bulmuştu çareyi? Şimdi çok mu daha mutluydu sanki o denli aşıkken?

Find Me/chenminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin