Bölüm 31

64 10 1
                                    

İris Lucifer'ın karşısına çıktığında kendinden son derece emindi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İris Lucifer'ın karşısına çıktığında kendinden son derece emindi. Büyü ile kendi yerine bir kopyasını bırakmış ve kaçabilmişti. Kendi ile gurur duyuyordu. Zaman zaman Tria'yı çok özlüyordu ama artık her şeyi göze almış tarafını seçmişti. Onun hain olduğunu herkes biliyordu artık. Lucifer en güçlü taraftı. Genlerinde olan Karantu şifreleri onu kırmızı ateşi yönetene yönlendiriyordu. Lilith de Lucifer'ın yanındaydı ve hasta görünüyordu. Çok beklemeden söze girdi.

- Efendimiz, sonunda megafun topraklarından çıkabildim. Esir tutulurken tek amacım yanınıza gelip size hizmet edebilmekti. Lucifer ;

- "İrisss bu tür anları çok seviyorum. Konuşmayı fazla uzatmayacağım. Savaş anlamında sana ihtiyacım kalmadı. Ama sevgili Lilith'imin yardıma ihtiyacı varsa ona hizmetçilik yapabilirsin." 

İris ;

- "Efendim ama en son konuştuğumuzda siz demiştiniz ki...!"

- "Kes Iris ! Seninle saatlerce konuşmayacağım! İstersen söylediğim şartlarda kalabilirsin. İstersen de Karantulara sığınabilirsin. Sonuçta kırmızı ateşi kanında taşıyorsun. Ama sattığın arkadaşına geri dönemezsin değil mi İrisss. Hahahahaha" bu cümlelere Lilith de kahkahalarla gülmüştü. Hatta İris yanlarından ayrılırken arkasından seslendi..

- " İrisss kova merdivenin altında, süpürge de. Ne de olsa cadı kanın da var. Süpürge kullanmayı iyi bilirsin. Hahahahaha"

Tria en son duyduğu fısıltıda Ruhanilerden insanların da yanlarında olacağını öğrenmişti. Büyülü ormandan onların da rahat geçebilmesi için bekliyorlardı ki tek başlarına telef olmasınlar. Ama Tria insan ırkını iyi biliyordu. Ruhlarındaki azme her zaman hayrandı. Ormanın girişinde kurulan kamp 2 günde yerleşik bir düzen almıştı. Yemek masaları bile sürekli kuruluydu. Tam Grifith ananın yemek zili duyuldu ki Kahin ve Tria irkilerek oldukları yerde kaldılar. Onları gören Alinda ve Layris endişelendi, ancak konsantrasyonlarını bozmak istemediler. İkisi de aynı anda gözlerini açtıklarında "İris !!!" diye haykırdılar. Layris;

- "Neler oluyor Tria anlatın" dedi panikle. Baktı Tria'dan cevap yok, Kahini omuzlarından tutup silkeledi. "Anlatın şunu neler oluyor!" Tria ;

- "İris ölmek üzere... Karantulara sığınmış ve onlar da onu kabul etmemişler. Her tarafı paramparça. Lucifer onu yem etmiş. Buraya yakın bir yere biraz önce attılar. İyileşse bile yüzünün bakılacak hali kalmamış. Yüreğim dayanmıyor Layris. O benim arkadaşımdı." Kahin ;

- "Benim de kardeşim Tria. Ama bizi bu hallere düşüren o değil mi? Nasıl bu kadar çabuk affedersin!" O sırada yanlarına yaklaşan Kemun ve Dark sanki olanları biliyor gibiydi. Kemun;

- "Onu kurtarmalısınız Kahin. Şu an pişman ve bağışlanmak için Tanrıya yalvarıyor. Ruhaniler onun için ağlıyor. Şu an ölürse sonsuza dek Lucifer ve Karantuların oyuncağı olacak. Buna gönlünüz razı mı?"

- "Size inanamıyorum." Derken hazırlıklara başlayan Kahin konuşmadan ne yapacaklarının sinyalini vermişti bile.

Ormanın yol olmayan noktasına geldiklerinde İris'e yaklaştıklarını biliyorlardı. Çalılıkların arasından görünen ufak ayaklarında ayakkabı yoktu. Hava gece olunca ayaz oluyordu. Bu halde burada sabaha kadar kalması bile ölüme davetiye çıkarabilirdi. Tria önden telaşlıca ilerledi. Bacaklarına dokunduğunda ufak bir irkilme hissetse de yaşamakta olduğuna dair bir tepkiyi tam olarak alamamıştı. Tam çalılıkları eli ile iteceği sırada Dark omzuna dokundu Tria'nın;

- "Bu görüntüyü şu an kaldırabileceğini sanmıyorum. Geriye çekil onu ben alırım" dedi. Kemun ülkesine ait omzundaki bordo krem çizgili şalı Dark'a uzattı.

- "Bunu üstüne ört. Çadıra kadar kimse ne halde olduğunu görmemeli. Bu herkesi korkutur" dedi. Dark söylenildiği gibi şalı alıp çalılıkların arasına girdi. Bir süre sonra kucağında şala sardığı İris ile birlikte göründü. Çıplak küçük ayakları bembeyaz olmuş, acılarını kapatmaya çalıştıkları şalın altından görünüyordu. Kampa doğru ilerlerken Tria arkadaşına sarılıp "Ne yaptın sen, kendine dünyaya neler yaptın?" diye haykırarak sarılmak istiyordu. Ama içten içe biliyordu ki İris olsa da olmasa da bir gün iyilik kötülüğe başkaldırmalıydı. Bir gün bu kara düzen bitmeliydi. Dünya yine insanların olmalı, melekler, ruhaniler cennete, Karantular ve Lucifer da cehenneme gitmeliydi. Bunun için de herkesin güvendiği tek bir kişi vardı o da kendisiydi. Tria...

Bu düşünceler içinde kampa kadar gelmişlerdi. İris'i çadıra yerleştirdiler ve Grifith Ana'yı şifalı bitkileri ile İris'in yanına yerleştirdiler. Dark çadırın kapısında nöbet tutacaktı. Layris askerlerin yerleşimini ayarladı ve nöbet saatlerini belirledi. Tria kamp içinde Alinda ile dolaşıyordu ki bir ses duyuldu. İlerideki gözcü kamp alanına sesleniyordu.

- "Hem yerden hem de gökten gelen 2 kafile vaaarr !!! Ellerindeki bayrak beyaz "

Tria şaşırarak;

- "Yerden ve gökten ne demek anlamadım ki" dedi Alinda'ya.. Alinda da şaşkın bir şekilde dudak bükerek konuşmadan ben de bilmiyorum ki der gibiydi. Layris in yanında tepenin üstünde buluştuklarında hepsi bir araya gelmişti. Yaklaşan kafileyi görebildiklerinde Layris gülümseyerek "İnsanlar... " dedi. "Ve Ruhaniler onlara eşlik ediyor"

 "Ve Ruhaniler onlara eşlik ediyor"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tria gülümsedi. "Ben dünyaya güveniyorum. Saf iyilik her şeyin üzerinde olsun..." dedi. Arkasından İris'in bulunduğu çadıra ilişti gözleri, Dark kapısında nöbetteydi. Hiç uyumamıştı. O an bir canavarın bile içerisindeki iyiliği gördü Tria. İçinden " Evet her şey değişti. Belki de dünya da ırk gözetmeksizin iyilere mesken olmak için bu değişimi yaratmıştı Tanrı. Ne de olsa pislikleri temizleyebilmek için bile okyanuslara fırtına gerekmez miydi? Sular durulduğunda pırıl pırıl bir okyanus görebilmek için bu fırtına ile başa çıkabilmek gerekirdi. İris'e merhamet edebilmesi için bunlar yeterli sebeplerdi. İyilik affedebilmeyi seçerdi..."

YENİ DÜNYA - IRKLAR SAVAŞI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin