"Yedi ... sekiz ... dokuz ... on huh ." Kendimi yere attım. Sabahın yedisinde buraya sırf spor uğruna geldiğime inanamıyordum. Evet sabahın yedisinde fitnes salonuna gelmiştim.
Salonda geldiğini yeni fark ettiğim bir adam ve ben vardık. Aslına bakacak olursak buraya az insan gelirdi. Çünkü Kore nin en pahalı spor merkeziydi.
Kollarım ağrıdığı için sırta geçmeye karar verdim Adam geldiğinden beri aynı aleti (Benim yapıcak olduğum alet) kullanıyordu.
Biraz daha oyalandım ama adam bir türlü gitmiyordu. Yüzü de acayip tanıdık geliyordu. Ama tanıyor olamazdım. Çünkü Koreye okula başlamadan dil öğrenmek için sadece 5 ay önce gelmiştim.
Adamın yanına gidip.
"Acaba göbeğiniz onunla mı kesildi?" Dedim .Adam kulaklık takıyordu, ama beni fark etmişti.
"Afedersiniz duymadım" dedi.
Bunu söylerken yüzünü saklamaya çalıştı.
"Diyorum ki acaba işiniz ne zaman biter?"
Adam çok taştı bee. E hemen kibarlığa bağlamamız lazımdı.
"Afedersiniz,ben kalkayım." Adam hemen yanında duran maskeyi takmıştı.
"Niye maske takıyorsunuz ki zaten yarım saattir yüzünüzü görüyorum."
Adam şok oldu böyle bir söz beklemiyordu.
Napayım maske takanlara ayar oluyorum. Yani sanki yüzlerindeki nurları saklamaya çalışıyorlardı.
Sanırım kendi kendine ;
"Tanımadığınıza gerçekten sevindim."
"Niye ki ?"
"Sanırım yabancısınız. Aramızda kalsın ben BTS grubundan Jeon Jungkook"
Dedi ve elini uzattı. Ona donuk bakışlarla bakmaya devam ettim. Bu altıncı sınıfta neredeyse tapacak kadar sevdiğim jeon jungkook muydu ?
Ona elimi uzattım .
"Sen gerçek olamazsın. Oha . Türkiyede bile sizi takip ediyordum. Ama bu kadar değişmiş olamazsınız. Sen benim biasımdın. (Türkçe olarak) aboooo la yooo amınaaa "
Bana anlamamış gözlerle baktı önce . Sonra anlamış olacak ki ;
"Yani beni tanıyorsun. "
"Evet tabiki de !"
"İşte şimdi kötü oldu . Peki senden birşey isteyebilir miyim?"
"Of course"
"Bak beni burada gördüğünü kimseye ama kimseye söylemiyeceğine söz verir misin? Bak benim burada olduğumu, zaten tanıyorsundur sadece Tae biliyor. Namjoon hyung öğrenirse çok kızar lütfen. "
"Ne kadar güvenebilirsin bilmiyorum ama birisine söylemem tek biri hariç en yakın kız arkadaşıma . Bu arada Tae'nin de aşığı. "
"Tamam ama sadece ona söyle. Bu arada ben gideyim. Heh söyliyim bari fiziğini çok beğendim. Çok iyi birine benziyorsun."
O en tatlı davşan gülümsemesini yaptı.
Ona her zaman yanımda bulundurduğum numara kağıdımı verecektim.
" E bu arada bana telefon numaranı verir misin ?"
" maalesef çok üzgünüm , ama hayır."
Hala saf saf gülüyordum. Bozulucağımı sanmıştı sanırım . Ama bir sır vereyim. Herzaman bu dialoğu yapmak istemiştim. (Tam da bu dialoğu👇🏻)
"Tahmin ettiğim gibi o zaman ben sana telefon numaramı veriyim. En azından bunu kabul et ve beni hayatımda bir kere seninle olan bir hayalimi gerçekleştir. Yani beni ara."
Tekrar garip garip baktı ve aldı. Ona öyle bir bakmıştım ki bana göz kırptı. Giderken ona doğru instagram ismimi bağırdım. Eliyele anlaşıldı işareti yaptı.
(...)
On dakikadır aynı yerde oturup olanları düşünüyordum. Yani düşünsenize hayallerinizi süsleyen adamla Fitnes salonunda tanışıyorsunuz. Onaaa telefon numaranı veriyorsuun. Sonra ..... allahım ...
Kendi kendime öf spor mu kaldı ya ? Ben hemen gidip Su'ya haberi yetiştirmem lazım lan. Diye düşündüm ve pastanemize gittim.
Merhabalar . Bizler içimizde susturduğumuz konuşmaya korktuğumuz şeyleri gerçeğe dökmeye geldik . Umarım hoşunuza gider .
-Elfa ekibi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elfa Bakery
FanfictionDört arkadaş, Dört farklı hayat Fakat bir ortak nokta . Aşk...