~1~ Gece Yeni Başlıyor ~

1 0 0
                                    

Kuliste makyajımı düzeltiyordum. Arkadaşlarım da kendi hallerinde takılıyorlardı. Aslında tamamiyle saçta sadelikten yanaydım. İki gözüme de düz bir eyeliner çektim. Aynı zamanda Selim arkama attığım kısa, siyah saçlarımla oynuyordu. Kendisinin garip yetenekleri vardı, karışık müzik notalarını düzeltebiliyor, en kötü akorlu gitarların akorunu düzeltebiliyor ve gitarların (kendisi daha çok elektro gitar kullanıyor) kopmuş tellerini gücüyle düzeltebiliyordu.

O benim saçımla oynamaya devam ederken, yanımıza Azra geldi. Selim'le aynı ülkeden gelen bu iki sevgili, her ne kadar kavga etseler de, çok yakışıyorlardı. Azra aynadan bana bakıyordu. Tatlı bir bakış attı ve gözünü kırptı. "Melissa, Allah'ıma şükür, çok canlı ve güzel görünüyorsun." Kendisi müslümandı ve esmerdi; uzun siyah saçları vardı. Saçlarının ucu da bal sarısıydı. Kahverengi gözleri ve uzun kirpikleriyle belli ki gecenin konuşulacak ismi oydu. Gözümü Azra'dan ayırdım ve sağ arka köşede tartışmakta olan Matt ve Chris'e baktım. Matt üstünü giymiş, Chris'e nasıl olduğunu soruyor, Chris de onu tersliyordu.

-Altı üstü bir konser Matt, Diana'ya güzel görünmene gerek yok.

Diana asıl adım. Ama Diana ismini pek kullanmam. Şu çakma bilgisayar oyunlarından çıkma bir ismi kullanmaktansa herkesin beni bu şekilde tanıdığı Melissa ismini kullanmak daha güzel ve cazip geliyordu. (YAZAR GAMER) İsmimi sevmememdeki en büyük etmen de, babamın bu ismi bana koymuş olmasıydı. Ondan nefret ederdim. Yaklaşık 8 yaşlarımdayken annemi, beni ve küçük kız kardeşimi bırakıp asla öğrenemeyeceğimiz bir yere kaçtı. Kız kardeşimi ve annemi ise bir yangında kaybettim. Komşuların dikkati sayesinde kurtulmuştum. Annem ve kız kardeşim öldüğünde henüz 11 yaşındaydım. Hayat babasız zaten yeterince zorken, bir de tek tutunduğum kişileri kaybetmek, ruhumu öldürmüştü. O yüzden kahkaha atmayı sevmezdim.

Kız kardeşimi düşündüm. Aslında yaşasaydı şu anda çok güzel bir kız olurdu. Bir ablası olurdu her şeyi danışabileceği, bir ailesi olurdu. Annemi sevmiyordum. Babam öldükten sonra gidip o herifle evlenmiş, o herif ismimi koymuştu ve kız kardeşim de o heriften çıkmıştı. Annemin bu düşüncesi saçma geliyordu. Kim sevmediği bir adamla evlenirdi ki.

Düşünürken elimde düzleştiriciyi unutmuş, yaklaşık 2 dakikadır kıpırdamadan duruyordum. Tüm ekip etrafımda toplanmış, bana şaşkınlıkla bakıyordu.

-Neden öyle bakıyorsunuz?

-Chris: Nefes alıyor musun diye kontrol etmek istemiştim.

-Selim: Sadece kontrol amaçlı kardeşim. Dalmıştın ve öldün mü diye kontrol ettim.

-Peki ya sen Azra?

-Azra: Iıı. Doğrusunu söylemek gerekirse Mel, bu son günlerde kafan çok karışık görünüyor. Hepimiz senin için endişeleniyoruz. Sürekli sanki başka diyarlara dalıp gidiyorsun.

-Azra, ben iyiyim..Cid-

Konuşmamı tamamlamamışken Matt omzuma dokundu. Arkamı döner dönmez bileğimden tutması da bir oldu.

-Matt: Dia, konuşmalıyız.

-Seninle konuşacak bir şeyim yok Matt. Anla artık. Bitti. Biz bittik. Biz diye bir kalıp yok artık aramızda.. Kendi hayatına devam etmelisin.

-Matt: Sadece 5 dakika ver ve benimle gel.

Matt hala bileğimden tutuyordu ve beni teras kata doğru çıkardı. Ne yapmaya çalışıyordu bu salak anlamıyordum. Konserin başlamasına az kalmıştı ve böyle davranması çok bencilceydi.

-Ne konuşacaksın benimle?

-Matt: Dia, sana ne anlattılar bilmiyorum ama, kesinlikle sandığın gibi bir şey yok. Ben eski MelMatt'i istiyorum.

-Sen istiyor olabilirsin, benim isteyeceğimi nereden çıkardın? Ayrıca sürekli başka kızlarla gönül eğlendirmenden de bıktım usandım.. Bana söylediğin yalanların haddi hesabı yokken, sadece arkadaş olarak kalacağımızı bildiğin halde böyle davranman hiç hoş değil.

Ortamı hemen terketmek istiyordum. Matt'ın seslenişlerine kulak asmadım. Arkamı döndüm ve cebimden sigara çıkardım. Çok içmezdim hatta içenleri itici bile bulurdum. Ama bazı zamanlarda cidden beni sakinleştiren tek şey buydu. Durup sigarayı yaktım ve merdivenlere doğru yürümeye başladım. Gelen anonsla irkildim.

*EVET BAYLAR BAYANLAR*
*ŞİMDİ BURAYI KASIP KAVURMASI İÇİN SAHNEMİZE 'SHOCKED' GRUBU GELİYOR!!*

Merdivenleri koşarak insem büyük ihtimalle yetişemezdim. Terasın köşesine doğru koştum ve kalabalığa baktım. Yaklaşık 1000-1200 kişi vardı. Uzun süredir bu kadar fazla bir kalabalık vardı. Matt arkasına dönüp "Ciao Adios!" dedi ve arkasına bakmadan, yüzü bana dönük olacak şekilde aşağıya atladı.

Gösteriş manyağı.

Koştum ve tam bizimkiler sahneye çıktığında ve çaktırmadan beni gözleriyle aradıkları anda sahneye doğru, tam yerimin üstüne atladım. En önde, diğer suçluların bulunduğu bir yer vardı. Oraya baktığımda gözümü korkuyla kaçırdım. O bakışlar.. kızkardeşime aitti ve gözümün içine bakarak beni alkışlıyordu.

Elim ayağım titriyordu. Halüsinasyon olmasını diliyordum bunun. Diğerleri vokale girdi, her ne kadar da kafam karışık olsa, şarkıya girmek zorundaydım. Ağzımı açtım ve o sihirli, güzel sözleri söyledim. Fakat söylediğim şeyi umursamıyor, sadece kızkardeşime benzeyen kıza bakıyordum. Tüm dikkatimi o kesmişti.

3 dakika resmen benim için hiç geçmedi, içimdeki telaşla birlikte öldüm sanırım. Ayağa kalktı ve arkasını döndü. Bir anda etraftan kayboldu fakat kaybolmadan önce oturduğu sandalyede bir not bırakmıştı.

"GECE DAHA YENİ BAŞLIYOR "

Ekibi geride bırakıp, kapının çıkışına doğru koştum. Belki bir ihtimal dedim. Belki bir ihtimal ölmemiştir. Belki hala yaşıyordur..

Hala koşuyordum. Kapının çıkışına geldiğimde etrafıma hızlıca bakındım. Fakat ondan bir iz yoktu..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 06, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kanun KaçkınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin