—Jimin—
Ben tuvalette hala şoku atlatmaya çalışıyordum. Jungkook'un bana kitlenerek ve intikam alacakmış gibi bakan gözlerinin artık bir açıklaması vardı. Abim Woo'nun günahlarını hep ben mi ödemek zorundaydım. Bütün bu düşünceleri kafamdan atıp şu anki durumdan nasıl kurtulacağımı bulmalıydım. Ama en başta Hoseok'a her şeyi anlatmanın bir yolunu bulmalıydım. Ahhh Tanrım sen beni neyle sınıyordun...
Sakinleşmek için yüzümü yıkayıp aynaya baktım. Kendi kendime yapabileceğimi gözlerimle anlattıktan sonra kapının koluna yavaşça çöküp açarak Jungkook ve Hoseok'un yanına doğru adımladım. Korkudan titriyordum ama bunu kimsenin anlamaması için yalvarıyordum. Sakince yani daha doğrusu sakin olmaya çalışarak sandalyeme oturdum. Her zaman ki gibi Jungkook'un gözleri bana kitlenmişti. Telefonumun şarjı bittiği için telefonla ilgilenmedim. Bende Jungkook'un yaptığı gibi gözlerimi ona kenetlemiştim. Bir sorun olduğunu anlamış gibi huzursuzdu. Hızla kalkıp benden ne istiyorsun diye bağırdım. İlk başta anlamamış gibi yapsada kolumdan tutup beni hızla kendine çekerek konuşmaya başladı.
—"Kes sesini ve hiç bir şey olmamış gibi yürümeye başla." dedi.Hoseok ne olduğunu anlamadan konuşmaya başladı.
—"Hey neler oluyor Jimin neden bahsediyor Jungkook?"
—"Sen de kes sesini yürüyün yavaşça kapıdan çıkacağız. Eğer ses çıkartırsan olacaklardan ben sorumlu değilim."
Hoseokla ikimiz ne yapacağımızı şaşırıp Jungkook'un istediklerini yapmaya başladık. Onun elinden kurtulmam gerekiyordu. Hoseok'a bakarak ona vurmamız gerektiğini ve ayrı yönlere koşmamız gerektiğini bir şekilde anlatmıştım. Bu size garip gelebilir ama Hoseokla her türlü anlaşma yeteneğimiz vardı. Kafeden çıkar çıkmaz kafamızdaki planı harekete geçirmiştik. Hızla Jungkook'un kasıklarına vurarak farklı yönlerde koşmaya başladık. Arkama bakmayı düşünsemde insanların arasında kaybolmaya başlamıştım. Acaba Hoseok nasıldı ve ne yapıyordu? Saklanmak için bir binanın merdivenine girmiştim. Şimdi ne yapacaktım. Telefonum da yoktu. Ah Tanrım düşünme yeteneğimi kaybetmiştim. Kafamı hafifçe çıkartıp yardım isteyebileceğim birileri var mı diye baktığımda 2 çiftin benim olduğum sokağa doğru yürüdüğünü gördüm. Hızla yanlarına gidip nefes nefese konuşmaya başladım.
—" Merhha-ba acaba telefonunuzu kullanabilir miyim?dediğimde birbirlerine bakıp telefonlarını bana uzattılar. Ben babamı ararken diğer çocukta biriyle konuşuyordu. Ona çok dikkat etmeden babamın telefonumu açmasını bekliyordum. Tam alo diye bir ses geldiğinde telefon kulağımdan çekildi. Ben ne olduğunu anlamadan arkamı döndüğümde dehşete düşmüştüm. Telefonu çeken Jungkooktu ve beni kolumdan tutup çekmeye başlamıştı. Yanımızdaki çifte bakarak yardım istedim. Fakat Jungkook'un dediği cümleyle kanım donmuştu.
—" Ben size haber vereceğim telefonunuz açık olsun...
Sonunda yazdım her gün biriniz yb yazıyorsunuz ısrarlarınıza dayanamadım😂❤️ sizleri seviyorum inşallah beğenirsiniz bebişlerim.❤️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Predator-JİKOOK-
FanficAbisi'nin yaptığını en ağır şekilde çeken narin bir beden ve ona acıların en büyüğünü yaşatacak olan bir avcı...