Adı Dolunay daha 18 yaşında ve beline gelen siyah saçları, bembeyaz teni ve deniz mavisi gözleri ile bütün erkeklerin gözdesi olan Dolunay ne kadar erkekler onun peşinde olsa da onun tek amacı var o da ingilizce öğretmeni olmak...
Peki şuan ne mi yapıyor, yaz tatilinden kalan rahatlıkla okula hazırlanmıyor, sadece duvarı izliyor, daha ilk günden okula geç kalmaması için çabalıyor annesi, sadece Dolunay için değil ailenin bütün üyelerini masa başına toplamak için elinden geleni yapıyor ve sabrı tükenen anne bağırmaya başlıyor... Toprak korkudan kafasını duvara vuruyor. Evin babası ise sesini çıkarmadan masaya oturuyor ve Dolunay da onlardan 10 dakika sonra geliyor kahvaltıya...
Evet 4 kişilik, tatlı, gelirleri aslında gayet iyi olan bir aile. Ayhan;Evin babası 48 yaşında kel iri yarı yakışıklı bir adam. Toprak;24 yaşında ve evin neşesi. Aynur;Evin annesi güzeller güzeli 47 yaşında.Dolunay fiziksel olarak annesine çekmiş ama daha çok hareketleri, davranışları babasını andırıyor. Toprak ise aileden kimseye benzemiyor. Nihayet kahvaltılarını çocuklarına yaptırdıktan sonra Aynur hanım çocukları okula hazırlayıp eşini de işe göndedikten sonra oh diyerek rahatlıyor. Artık ev ona kalmıştı o da tabi ki bu durumu her gün olduğu gibi bir kitap bir de kahve ile değerlendirdi. Aynur hanımın en sevdiği aktivite idi kitap okumak. Kahvesini yudumlarken aniden kapı çaldı. Gelen postacıydı, bir mektup vardı elinde.
-İyi günler Ayhan Bey yok muydu?
-Buyrun ben yardımcı olayım eşi Aynur Kaya ben.
-Pekâlâ burayı imzalar mısınız ?
-Tabii
diyerek aldı mektubu ve kapıyı örter örtmez mektuba daldı içinde ne yazıyordu çok merak etmişti. Mektup Almanya da yaşayan Ayhan Beyin kardeşindendi. Okurken gözleri dolmuştu...Dolunay;
Okul da ilk günüm ve tek istediğim sessiz sakin şu okulu bitirip hayallerime ulaşmak umarım umduğum gibi olur ve bunu başarırım hem nesi zor olabilir ki...
Okula hızlı adımlarla geç kalmamak için girdi ama geç kalmıştı bile merdivenleri ikişer ikişer çıkıyordu ve sonunda sınıfa girmişti.-Geç kaldığım için özür dilerim.
-Geç bakalım umarım bir daha olmaz.
Bu kadın da ne öğretmeni ise çok ukala neyse ben sırıtarak en arka boş sıraya geçtim tabi yanıma bir kız oturdu ve tanışma çabasına girdi bile.-Merhaba, adın ne, nerelisin ?
-Merhaba adım Dolunay, memleketim Kütahya. Senin adı...
-Ne, Kütahya mı, nasıl bir yer orası ?
-Güzel aslında ben seviyorum memleketimi. (anlaşılan bu kız beni bırakmayacak)
Ve o an çok garip bi melek geldi, ağzından şu kelimeler döküldü.-Kızı rahat bırak, ilk günden kaçıracaksın.
Saçları iki yandan örgülüydü tam bir inek tipi vardı bu geveze özelliğini eminim hocalarda da kullanıyordur.-Teşekkür ederim.(biraz tebessümle)
-Rica ederim, kusura bakma benim önceden beri arkadaşım adı Buse biraz çenesi düşük ama iyi kız senin gibi güzel biri kızı bulunca tabi dayanamadı atladı.
Biraz güldük ve bu kıza içim gerçekten ısınmıştı.-Bu arada Dolunay ben.
-Benim adım da Serenay, uyumlu olduk sanki.
- Evet biraz öyle oldu.
Ve hocanın gözlerini üzerime diktiğini fark ettim açıkçası tam bir kartal gibi bakıyordu keskin gözler, +8 numaralı miyop gözler...-Muhabbetiniz bitti ise seni bir de ben tanıyayım kimsin, anlat kendini.
-Adım Dolunay soyadım Kaya, Kütahyalıyım, iki kardeşiz.
-Ne iş yapar ailen ?
-Aile dükkanımız ve kafemiz var.
-Pelâlâ benim adım da Pelin otur bakalım Dolunay.
- Evet çocuklar size kurallarımı anlatacağım...
Evet bu okul eski okulumdan daha iyi ama öğretmenler konusunda da umarım öyledir. 2. derse geçmiştik
Tam olarak bütün hocalarla daha tanışma fırsatım olmadı ama güzeldi en çok tabi ki ingilizce öğretmenini sevdim ama bölümünden dolayı değil, çok cana yakın ve sempatik birisi ve çok da yakışıklı 1.90 boyunda yeni başlamış ilk senesiymiş onunda benim de bu okulda ilk senem geçen sene çok şey yaşadım ve çok pişman olacağım olay yaşadım umudum bu hatalarımı tekrar etmemek Selinay'ın numarasını aldım ve bi alt mahallede oturuyormuş o yüzden eve de birlikte gidiyoruz işte bu, bu gün aldığım en iyi haberdi eve giderken biraz da muhabbet ettik.
-Sınıfta arka köşede ki çocuk yani hep sana bakıyordu fark ettin mi Dolunay ?
- Evet, açıkçası rahatsız ediciydi.
- Kızım o okulun en gözde çocuğu.
- Eyvah o zaman...
- Niye, ben olsam sevinirdim...
- Selinay benim tek amacım yks'ye girip iyi bir üniversite kazanmak.
- Anladım, iyi bir seçim aslında.
Biz patlarken eve geldimiştim bile zaman nasıl geçmişti vedalaştık ve sonunda evin zilini çaldım.EVET İLK BÖLÜMÜ YAZDIM BAKALIM NE OLUCAK SİZCE MEKTUPTA NE YAZIYORDU UMARIM KEYİF ALMIŞSINIZDIR...