Aditi gece rahat uyumadığı için her zamankinden erken uyandı. Nanhe yerde uzanmış orada sızıp kalmıştı. Aditi onun bu haline içi sızladı hemen bir yastı alıp başına koydu ve terden ıslanmış tel tel alnına dökülmüş saçlarından öptü.Kahvaltılık almak için evden çıktı. Hava düne kıyasla serindi yürüyüş iyi gelecekti. Evden baya uzaklaşmıştı ki onu birilerinin takip ettiğini anladı. Adımlarını yavaş yavaş hızlandırdı. Dönüp arkasına bakmak istedi ama takip edildiğini anlamalarını istemiyordu. Durdu ayakkabısını bağlar gibi yaptı sadece iki kişi görebilmişti. gittikçe yaklaşıyordı kalktı ve yürümeye devam etti. Bu adamlarda kimdi ve ne istiyorlardı hemen yolunu değiştirdi. Yolun karşı tarafında büyük bir market vardı oraya doğru ilerledi. Markete girer girmez koşarak çıkış kapısına yöneldi. Adamlar bunu fark etti ve oda koşmaya başladı.Hemen çıkış kapısına yöneldi var gücüyle koşmaya başladı. Sokağa attı kendini nereye gideceğini bilmiyordu sadece arkasından gelen adamları atlatmak istiyordu. Kıyafetleri düzgün insanlardı ama yine de korkmaya başladı. Nanhe'ye ulaşması gerekti. Sokağın sonunda yeni pazar kuruluyordu oraya doğru koşmaya devam etti. Pazar yerine girdi çok kalabalık değildi.Koşmaya devam etti.İleride kocaman içi sebze dolu kamyon gördü.Nefesi kesilmişti fakat son gücüyle koştu kamyonun içine atladı iyice saklandı. Eski tuşlu telefonunu çıkardı Nanhe'yi arayacaktı. Elleri titriyordu nefes alış verişi düzensizdi ve çok terlemişti. Arama tuşuna bastı iki kere çaldı telefon ama açan olmadı. Nanhe telefonu hayatta duymazdı hatta bu saatte çok nadir uyanık olurdu. Yine de denedi şansını Aditi ''hadi aç şu telefonu'' derken birden telefonu elinden alındı.Arkasını döndüğünde yakalandığını anladı.''sende kimsin ver telefonumu hemen''adam cevap bile vermedi. Aditi'nin kolundan tutup aşağı itti. Aditi sinirlenmişti adamın üstüne yürüdü ''hey sen ne yaptığını ...''cümlesini tamamlayamamıştı arkasını döndüğünde polisler vardı. Ne yapmış olabilirim ki diye düşündü oysa bir ay önce tövbe etmişti hırsızlık yapmayacağına '' neden bunlar var karşımda daha önce yakalanmadım bir vukuatım da yok ki ne oluyor böyle'' dedi içinden. Karşında iyi giyimli omuzları geniş boyu uzun kirli sakallı gözlüklü bir adam vardı. ''bizimle merkeze kadar geleceksin ifadeni alacağız.'' dedi. Aditi şoktaydı bileklerine kelepçe bağlandı arabaya bindirildi. Ağlıyordu ve korkuyordu Nanhe olmalıydı o bir yolunu bulabilirdi. Arabada kimse konuşmuyordu. Aynadan gözlüklü polisi kesiyordu. polisin keskin hatlı bir yüzü vardı. Aditi'nin telefonunu almışlardı ne yapacağını bilmiyordu. Merkeze vardıklarında hemen sorgu odasına alındı. Çok resmi bir odaydı cam kenarında bir kaç saksı çiçek vardı. Yüksek tavanda odayı serinletmek için pervane vardı. Az önceki kirli sakallı adam odaya girdi. Yanında iki adam daha girdi. Kirli sakallı adam karşısına oturdu. ''Nanhe Sing Ajur'u tanıyor musun?'' Aditi tedirgindi sadece kafasını salladı evet olarak.''bize yardım etmelisin.Seni tanıyoruz.Senin sevgilin uyuşturucu işinde ve bir sürü cinayet işleniyor .''dedi polis. Aditi'nin sesi çatallaşarak çıktı ''Nanhe kimseyi öldürmedi'' polis sözünü kesti ''öldürmedi mi? Öldürmek için illa birini vurması gerekmez uyuşturucu satarak milyonlarca insan ölüyor zaten bu yeterli değil mi?'' Kaslarını kaldırıp Aditi'ye ilk defa baktı. Aditi korkuyordu Nanhe'yi savunmalıydı inkar etmeliydi ona yanlış yapmamalıydı. Nanhe Aditi'yi her zaman tembihlerdi ''Ne olursa olsun inkar et asla gerçeği söyleme.'' derdi. Aditi ellerini ovuşturur ''Nanhe satmıyor. O suçsuz siz neyi ispatlamaya çalışıyorsunuz.'' Dedi. Polis''ikinizi uzun zamandır takip ediyoruz. Sende varsın bu işin içinde.Asıl bu adamları arıyoruz bu adamlara ulaşıp bütün pisliği ortadan kaldıracağız ve senin bize yardım etmen lazım.'' Aditi'ye 2 fotoğraf gösterdi Aditi bu adamları tanıyordu ama ilk defa görmüş gibi tepki verdi malları sayarken hep Nanhe'nin yanındaydılar. Genelde malı sayar ve teslim ederlerdi. Aditi ''tanımıyorum ben kimseyi.Size yardım edemem.'' dedi.
Adam sinirlenmişti ellerini sert bir şekilde masaya vurdu artık azarlamaya ve sert konuşmaya başladı. Arkasında duran iki adam arada hırpalıyordu onu sert dokunmaları canını acıtıyordu ama yinede konuşmamaya kararlıydı Nanhe'yi satamazdı. Odada toplam 4 saat geçirmişlerdir. Aditi ağlamamak için kendisini zor tutuyordur eğer ağlarsa korktuğunu ve suçlu olduğu anlaşılacaktır. Polis arkasında duran iki adama çıkması için eliyle işaret eder. Artık yalnızdılar. Polis koltuğundan kalkıp bir sandalye alır ve Aditi'nin karşısına oturur. Polis ''Bak Aditi sen bana ben de sana güvenmek zorundayım.Seninle bir antlaşma yapalım.Korktuğun açıkça belli ve sende bu işin içindesin bu yüzden bana doğruları anlat bende sana yardımcı olayım'' Aditi korkuyordu ve bu adama güvenmelimiydi bilmiyordu çekinerek sordu ''ne yardımı''. Polis ''Bu adamların uzun zamandır peşindeyiz.Bize yardım edersen bende sana yardım ederim yeter ki gerçekleri anlat.Geçen gece Darkness clupta sevgilinle beraber iyi iş çıkardınız ama dikkat dağıtayım derken kendinizi deşifre ettiniz tebrikler.şimdi anlat bakalım'' Polis sırtını sandalyeye yasladı ellerini birleştirdi. Aditi'nin içini korku kapladı ne yapmalıydı Nanhe'yi harcayamazdı. Ona ihanet edemezdi. Dudağını kemirmeye başladı. Polis ona bakıyordu ''konuşmazsan önce seni sonra sevgilini tutuklarız ama yardım edersen ihbar ettiğin için yardım parası bile alabilirsin.Bu adamların çetesini çökertmemiz lazım. Bize yardım etmelisin yoksa sende zararlı çıkacaksın.'' Aditi kafasını kaldırıp adamın yüzüne baktı adamın yüzü temiz güvenilir birine benziyordu Aditi dudağını kemirmeyi bırakır şaşırmıştır merakla ''ne olacak bize'' diye sordu sesi titreyerek. Polis ''bunun ağır cezaları vardır Aditi. Uzun zamandır peşindeyiz seni tanıyorum az çok sen iyi bir kızsın bize yardım etmelisin.Ya suça yardımdan sende içeri girersin ya da polise yardımdan özgür kalırsın.'' Aditi ''size nasıl güveneceğim '' polis ''bana güvenmelisin benim sana güvendiğim gibi'' .
Aditiya büyük bir oyunun içindeydi yada bu adam güven dolu bakıyordu.Konuşmasında ki samimiyet sanki onu ikna etmişti.Neden böyle bir hisse kapılmıştı ki.Belki de inanmalıydı belki de kurtuluşuydu bu onun verecekleri parayı düşündü Nanhe'yle buraları terk ederdi. Gözü daldı mutlu yarınlara Nanhe'nin de istediği bu değilmiydi sonsuz para. Pes eder ve polise güvenir ona inanır. Aditi''Nasıl yardım edeceğim''diye sordu. Polis ''Aditi 2 gün sonra büyük birteslimat var bizi oraya sen götüreceksin.Kimsenin takip edildiğini anlamaması lazım. Yoksa her şey karışır plan iptal olur. Aditi'nin kafası baya karışıktı Nanhe bu durumu nasıl karşılayacaktı ama sonunda mutlu olmak vardı.Bu adama güvenmek zorundaydı belkide. Aditi'nin iyice kafası karışır.Artık yolun sonuna geldiğini düşünür.Polis Aditi'yi izler. Aditi'nin yüzü eğik elleriyle oynamaya başlar.Polis başını eğip Aditi'ye bakar. Aditi başını kaldırır göz göze gelirler.Uzun bir süre bakışırlar.Polis '' bana her şeyi anlat en başından''..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Muson
RomanceBir devir kapanıyor. Yürüyorum sokaklar boş bugün herkes törende olmalı.Kaldırımlar da sararmış yapraklar var.Kocaman iri yapraklar.Üzerimde taba rengi parka hava serin ama parka giyilecek kadar değil..Sanki yürümüyorum adım attığımı hissetmiyorum,u...