7.

392 21 0
                                    


Son konuşmamızın ardından 1 gün geçmişti. Bana 2- 3 hafta onunla kalmam gerektiğini söylemişti. En azından güvende olmam için bunu yapması gerekiyormuş. Daha sonra bir yolunu bulacakmış. Hem benim için de değişiklik olurmuş (!) . Düşündükten sonra onu aramamı söylemişti. Bense telefon elimde düşünüyordum.

Bu zamana kadar bana zararı dokunmamıştı. Aksine iyilikler yapmıştı.
Beni korumaya çalışıyordu. İki hafta onunla aynı evde nasıl kalabilirdim? Zor muydu bu? Abartıyormuydum ?

Aslında şöyle bir  bakarsak bu evde kendimi tedirgin hissediyordum. Bu olaylar olmadan önce de bu böyleydi. Serserilerin olduğu , ıssız genelikle fazla kişilerin yaşamadığı ,eski  binalardan oluşan bir mahalle idi . Birde bu olayın eklenmesiyle giderek korkum artıyordu. İki hafta güvende yaşardım ve daha sonra evime gelirdim. Birsey  olmazdı . Hem onu tanıyordum. Kötü biri değildi. Olsa çoktan kötülüğünü yapardı. Kaç gün evimde kalmıştı sonuçda. Birşey yapacak olsa o zaman diliminde yapardı. Çok da abartmamalıyım diye düşündüm.

Ve telefondan Yamaç yazan yeri tuşladım.
Telefon ikinci çalışta açıldı.

"Efendim İlayda?"

Sesinin güzel ve boğuk olduğunu yeni farketmiştim.

"Yamaç ben teklifini düşündüm ve evinde 2 hafta misafir olmaya karar verdim. "

"Gerçekten sevindim. Seni pişman etmeyeceğim. Ama şunu unutma ki iki hafta uzayabilir. Kesin olmadan seni bırakamam."

" Nasıl? Ne kadar bir süre?"

"Merak etme ben böyle diyorum ama belli olmaz belki 1 hafta belki  4 hafta belli olmaz Çok bunalır ve eve gitmek istersen sıkmam seni. Sadece adamlar seni orda görmeyince bir süre sonra gider beni de görememiş olacak çünkü bnde farklı eve geçtim. Onlarda seni gözetlemekten vazgeçer  sevgili olsalar adam eve gelirdi. Kız oraya giderdi diye düşünürler diye düşündüm." Dedi

Aslında mantıklıydı.

"Hı anladım"

"Akşam seni alırım altı gibi olur mu?"

"Olur"

"Görüşürüz"

Telefonu kapattıktan sonra derin bir nefes aldım. Bu adama karşı neden böyle olmuştum. İlk başlarda güvenmediğim  için odamı kilitliyor,
adaamı hastanede bekletiyordum.
Şimdi ise kendi kararım ile  evine gidiyordum.

Akşam Yamaç gelince hızla arabaya bindik ve yola koyulduk. Eve geldiğimizde evin çok güzel olduğunu gördüm. Dışarıdan iki katlı gri bir evdi. İçerisi de gerçekten güzeldi. Salon gri ve siyahtan oluşuyordu. Kendisi de hep siyah yada gri giyiyordu. Bana kalacağım odayı göstermesi için yukarı çıktık.

"Bak İlayda burası benim odam karşısıda senin en ufak bir şeyde çekinme den gelebilirsin"dedi .

Kendi odası sadece siyahtı. Siyah dolap, siyah yatak , siyah şifonyer , siyah halı ve perde . Doğrusu burda uzun süre kalsam kör olurdum.

Benim olan oda ise açık gri tonlarında idi.

"Teşekürlerler"

"İstersen gel yemek söyleyelim"dedi.

Gerçekten açtım ve kendim birşeyler yapsam daha doyurucu olurdu.

"Ben yaparım hemen " diyerek güldüm. Kendim yapmak istedim. Elim marifetli olduğundan değildi. Açtım ve dışarıdan alınanlarla doymazdım. Ayıydım.

Mutfağa gittik. Güzel bir patates kızartması yapabilirdim. Yanına da bir kaç şey yapardım.

"Yardıma ihtiyacın olur bence" diyerek elini yıkamaya başladı.

"Sence oradan beceriksiz gibi mi duruyorum."  dedim gülerek.

"Yok güzel bir kız gibi duruyorsun "dedi.

Söyledikleri beni utandırsada birşey demedim. Kesin kızarmıştım.  Bu çocuk böyle ani şeyler söylemese yüz rengim için  daha iyiydi.Patatesleri yağın içine attım. O sırada elimi büyük bir yağ damlası sıçramasıyla korkuyla geri çekildim ve Yamaça çarptım.

Yamaç elime bakarak konuştu.

"Yaktın işte"

"Neyse birşey olmaz " dedim tam o sırada Yamaç elime dokundu ve hemen geri çekildim. Çok acıyordu elim dokununca daha iyi anlamıştım.

"Nasıl birşey olmaz acıyor işte bekle yanık kremi getiricem o iyi geliyor buz da tutarız geçer " diyerek gitti.

Tabiki yanık kreminin ve buz tutmanın iyi geleceğini biliyordum hemşireydim sonuçda. Düşünceme gülerken Yamaç geldi.

"Kendi kendine niye gülüyorsun"

"Hiç" diyerek geçiştirdim. Salak olduğumu bilmesine gerek yoktu.

Elime kremi yavaşca sürdü ve bir yara bandı taktı. Buz verdi ve üzerine koydu.  Ben sandalye de oturduğum için yere tam olarak oturmadan eğilmiş duruyordu. Eğilmesine rağmen  uzundu acaba boyu kaçtı ?

O sırada hala buzu tuttuğunu gördüm.

"Buzu tutarım saol"dedim  buzu elinden almaya çalışarak.

"Bırak işte ben tutayım. Senin gözlerini inceliyoruz şurada "dedi.

Çok güzel gülüyorsun ben birşey diyor muyum ? Demek istedim ama bugün hiç yürek yememiştim.

Yüzümün kızardığını biliyordum. Çok güzel sözler çıkıyordu ağzından hafifçe gülümseyince göz kırptı. Öylece gözlerime bakıyordu. Çok yoğundu gözlerinde kayboluyordum. Siyaha yakın bir renkti gözleri. Ve bir kişiyi etkisi altına alabilecek cinstendi bakışları.

Utandığımdan gözlerimi kaçırdım ve sağa sola baktım. Oda anlayınca buzu çekip buzluğa geri koydu.

"Gözlerin niye bu kadar güzel" dedi. Beni yine kızartarak.

Bende düşündüklerimi söyledim. Bugün bir patatesten daha çok kızarmıştım sonuçda daha fazla kizaramazdım.

"Peki senin gözlerin , neden bir insanı etkisi altına alabilecek kadar yoğun ve güzel bakıyor."dedim.





Evet bombayı patlattım. İlayda da biraz iltifat etsin dimi yavaş yavaş sevgi olacak merak etmeyin. Kitabı okuyup tavsiye ederseniz daha hızlı yayılır ve seviliriz şuan o kadar az kişi okuyor ki yazdıklarımın boşa gittiğini düşündügümden yazasım gelmiyor ne kadar çok okunur ve oy verilirse o kadar istekli ve hızlı paylaşırım.

Seviliyorsunuz 🖤

İncirler Çiçek Açtığında (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin