İnsanların lideri Layris'in eski dostuydu. Layris onlara Volterlar ile savaşmayı ve hayatta kalmayı öğretmişti zamanında. Bu yüzden Layris , Yusuf'u gördüğünde ona sıkıca sarıldı. İnsanlar artık din ayrımı yapmıyordu. Birbirine neredeyse düşman olan Müslüman'ı Hristiyanı Musevisi Yahudisi hepsi kardeşti artık. Yusuf da bir Müslüman olarak onların başındaydı. Günlerdir yürüyen insanlar perişandı ve acilen dinlenmeleri gerekiyordu. Hemen yerleri hazırlandı. Çoğu da bir battaniye alıp kenar yerlere ilişti. Ruhaniler insanları teslim eder etmez İris'in çadırının üzerinde toplandılar. Sonra da Karantuları terkeden Sun'ın üzerinde toplandılar. Ne de olsa İris'in yeri belliydi artık. Sun istediğini yapabilir ve Ruhanilere katılabilirdi. Bu yüzden Sun Layris'in yanına yanaştı;
- "Komutan, her şey için teşekkür ederim. Lütfen size bir yanlışım olduysa beni affedin. Ruhaniler ile birlikte sizinle olacağım. Mutluluk sizinle olsun." dedi. Layris omzuna elini dokundurarak;
- "Yolun açık olsun Sun... Senin de yolun mutluluk olsun kardeşim" dedi. Ruhaniler bu güzel anların etkisi ile parladılar. Işık hüzmesi Sun'ı içine aldığında daha derin mavimsi bir parlama oldu. Gitmişti. Bir kötü daha iyiliğe teslim olmuştu.
Yusuf ve Layris uzun uzun sohbet ettiler. Gümüş kazıkları her bir insanın belindeydi. Bu fikri de Layris vermişti onlara. Şimdi hepsi en az bir Vonter öldürmüş olan insan grubu aslında belki de Vonterlara karşı en tecrübeli olanlardı. Gece sabaha döndüğünde herkes derin uykudaydı. Sabah olunca büyülü orman yolculuğu başlayacaktı.
Sabah güneş yükselmeye yüz tuttuğunda herkes ayaklanmıştı. İris Grifith Ana'nın at arabasına yerleştirilmişti. Yol boyu şifalı ilaçlarla tedavisi sürecekti. Hatta büyülü ormanın ortalarındaki kristal gölünde İris'i yıkamayı planlamışlardı. Yol onlar için açıktı, koca bir ordu halinde ilerliyorlardı. Akşama doğru Kristal göl yakınlarında durdular. İris için yapılan planı gerçekleştirebilmek için Kemun, Dark, Layris ve Tria Kristal göle gidecek, kalanlar kamp kurarak bekleyeceklerdi. Kristal Göl'ün yanındaki tepe üzerinde havada bir kristal asılı durmaktaydı. Adını buradan alan göl, büyülü ormanın tüm enerjisini içinde barındırıyordu. Dark bu ormanın lideri olarak bu kristali hep korumuştu. İris için de bu fikri veren kendisiydi. Tria , Kemun ve Layris bu manzara karşısında hayranlıkla bakakaldılar.
Dark arabadan kucakladığı İris'i inceliyordu. Güzel bir kız olduğu belliydi ancak bundan eser kalmamıştı. Yaraları, patlayan etleri öyle derindi ki iyileşse bile her tarafı çukur içinde kalacaktı. Sonra bir de kendi derisine baktı. Ondan bir farkı yoktu. Doğduğundan beri bu haldeydi, oysa ki İris bu yaşa kadar güzel bir ten ile yaşamıştı. Onu görenler ondan kaçmamıştı. Kendisinden daha şanslı olduğuna karar verip ona acımayı bıraktı. Göle doğru yaklaştığında gölün onu hissedeceğini biliyordu. Ayağını suya bastığında Tria'nın çığlığını duydu. Hiç duraksamadı. Çünkü biraz önce yanından geçerken İris'i ilk defa gördüğünü kanıtlar gibi gözleri dehşet ile açılmıştı. Layris Tria'yı teselli ederken Kemun da ilahilerini söylüyordu. Dark önce beline sonra boynuna gelen suya gömülürken içinden göle sesleniyordu. "Kristal, büyülerin efendisi... Sana emrediyorum, kucağımdaki bu kızı dünya affetti, sen de affet. Şifasını ver ve onu kutsa..." Anlaşılan o ki Dark'ın yeteneklerinin arasında suda solunum yapabilmek de vardı. Iris 'in bu kez de boğulacağını düşünen Tria panik içindeydi. Layris'e sürekli "Neden hala çıkmadılar, İris doğru düzgün yüzemez bile" diyordu. Layris de "Tria biraz sakin ol, Dark ne yaptığını biliyor" diyerek sakinleştirmeye çalışıyordu. Aradan geçen eziyet dolu dakikaların ardından Dark kucağında Iris ile aynı suya girdiği gibi çıktı. İris'ın tüm yaraları duruyordu ancak kabuk bağlamıştı. Anlaşılan o ki kanaması kalmadığından hayati risk bitmişti. Tria koşarak yanlarına gitti. Dark o sırada İris'i arabaya yatırıyordu. İşi bittiği anda Tria ona coşkuyla sarıldı. Dark daha önce böyle sevgi gösterileri yaşamadığından ne yapacağını şaşırdı. Gözleri Layris'i aradı. Bulduğunda ise yalvarır gözlerle beni kurtar bakışları attı. Layris usulca yaklaşarak, Tria'nın kollarından bir anlığına kurtulan Dark'ın omzunu sıvazladı ve sessizce "İyi iş çıkarttın Dark" dedi. Bunun üzerine Tria'nın kollarından kurtulamayacağını anlayan Dark kendini bu sevgiye bıraktı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ DÜNYA - IRKLAR SAVAŞI (TAMAMLANDI)
FantastikKıyamet günü, çok istedikleri cennete ebedi girmeleri gerekti. Ama bir terslik oldu. Ne cennet kaldı ne cehennem! Tanrı, tüm yarattıklarından vaz mı geçmişti ? O günden sonra tüm yargılar yok oldu. Günah da yoktu , sevap da... Cehennem mi kalmıştı k...