Nayeon Jihyo'yu Mina ile ciddi bir şekilde konuşurken bulunca umursamadı. Kısa kızın kolunu tuttu ve onu kendine çevirdi.
"Bir sorunumuz var." Jihyo'nun gözlerine bakarak konuştu. "Selam Mina, üzgünüm Jihyo'yu bir süreliğine almam gerek." Mina'nın suratındaki şaşkın ifadeyi görmezden geldi, sonra Jihyo'nun bileğine parmaklarını sararak kızı koridora sürükledi.
"Nayeon? Ne oluyor- Hey!" Jihyo arkasında konuşurken şaşkın ve şu an yalnız kalmış olan Mina'ya bakıyordu.
"Dinle." Nayeon Jihyo'yu bir köşeye itti, alt dudağı dişlerinin arasındaydı.
"Eğer bu yine duygu değişimlerin ile alakalıysa-"
"Hayır! Neyse, Jeongyeon'un bize geçen yıl bir kızla çıktığını söylediğini hatırlıyor musun?" Jihyo başını salladı.
"O kız Momo'ymuş!" Sesi sessiz ve boş koridorda yankılandı ve Jihyo hareket etmeyi kesti, suratı şaşkın ve... bir şeyi başarmış gibi duruyordu.
"Biliyordum! Momo kızlardan hoşlanıyor!"
Jihyo büyük bir şey başarmış gibi yumruğunu havaya kaldırdı.
"Asıl konuyu kaçırıyorsun!" Nayeon parmaklarını Jihyo'nun önünde şıklattı. Gerçekten, bazen başka bir en iyi arkadaş diliyordu, onunla aynı şeyleri düşünebilecek birisini.
"Momo! Hirai Momo, arkadaşımız olan!"
Jihyo omuz silkti ve bir saniyeliğine Nayeon etrafta birisi olmadığı için Jihyo'yu boğsa kimsenin görmeyeceğini düşündü.
"Yani? Ne demeye çalışıyorsun?"
"Ben- Momo'nun nasıl göründüğünü görmüyor musun?" İnanamayarak sordu. "Kız 21. yüzyılın Asyalı Barbie'si gibi bir şey!"
Bu Jihyo'yu güldürmüştü. "Güzel görünüyor olabilir ama 5 yaşında bir yemek manyağı, bunu bana neden soruyorsun şimdi?"
Nayeon bakışlarını Jihyo'nun bir şey anlamaya çalışan gözlerinden çekti. "B-Bilmiyorum... Jeongyeon onunla çıktıysa o zaman..."
"O zaman onun tipi Momo gibi çekici ve sarışın kızlar; seni tanıyorum Nayeon." Jihyo homurdandı. "Hala neden bu kadar güvensiz olduğunu anlayamıyorum, demek istediğim, kendine bir bak."
"Ama aynı şey değil! Ben öyle bir kız değilim."
"Eh, tavşan Nayeon baya aşık olmuş gibi görünüyor."
"Mina'ya seni anlatmamı ister misin?"
"Pekala." Jihyo uyarırcasına elini omzuna koydu. "Gerçekten endişelenmene gerek yok. Şimdi öğle yemeğimi yememe izin ver çünkü çok açım."
Jihyo'nun ondan kaçmasını ve geldikleri yere geri yürümesini izledi.
Nayeon ofladı. "Sadece kız arkadaşının yanına gitmek istiyorsun!"
"Kapa çeneni!" Jihyo köşeyi dönerken bağırdı ve Nayeon sırtını duvara yasladı. Başı ağrıyacakmış gibi hissediyordu.
Ah, tahmin ettiğinden daha fazla baş ağrısı yapan Yoo Jeongyeon'u değil de başka birisini sevmeyi çok isterdi.
------------------------------
"Hadi ara verelim." Nayeon kalemini kitabın yanına koyduktan sonra fısıldadı, diğer eliyle gözlüğünü düzeltiyordu. Tarih sınavı için çalışmak yorucuydu.
Jeongyeon rahatlayarak nefesini verdi.
"Senin sayende okulda daha iyi olduğumu biliyorum ama bu çok yorucu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Passing Grade
Fiksi PenggemarNayeon kibar birisiydi, bunu biliyordu; ve birisinin akademik başarısını yükseltmek basit bir görev gibi görünüyordu. Ama kibar olmak her zaman mutlu sonlara sebep olmuyordu, özellikle de işin içinde okulun en kötü öğrencilerinden birisi varsa. Ya d...